Slytherin'in Kanı (Ravenclaw'un Laneti - 2)

9. 24 Saat

Medya: We Belong - Dove Cameron
(çeviri)

Şimdiii, başlamadan önce küçük bir uyarı: Bu bölümde +18 sahneler olucak. Aslında bu terim beni bir tık rahatsız ediyor. İnsanlar cinsellikleriyle farklı yaşlarda barışıyorlar. 18 yaşının üzerinde olup bunu hala rahatsız edici bulabileceğiniz gibi altında olup bunu çok normal de karşılayabilirsiniz. Bu bölümde Sirius ve Diana 16 yaşındalar (Sirius çapulculardan bir yaş büyük ama kasım doğumlu, Diana da aynı şekilde aralık doğumlu.) Rahatsız olucaklar için başladığı ve bittiği yere uyarı koyacağım. Yorum yapmayı unutmayın!!!

Diana dolabının önünde durmuş hala bön bön içine bakıyordu. Lily ve Susan da oturmuş onu bekliyorlardı.

"Önceliğimiz iç çamaşırı," dedi Diana düşünceli bir tonla. Lily'nin kaşları çatıldı. "Böyle bir şeye hazır olduğunuza emin misin?" Diana siyah dantelli iç çamaşırı takımını alıp Lily'e döndü. "İkimizin de ilki değil Lil, ve bence bunun olacağı dün net bir şekilde belli oldu."

Diana tuvalete girip iç çamaşırlarını değiştirdi. Siyah, diye düşündü. Bugün ona Black demeyecekti.

Tuvaletten çıkınca Susan ıslık çaldı. "Sizde de ne cevherler varmış Diana Hanım?" Diana sırıttı. "Bunu anlamak zor olmamalıydı. Ama bugün ekstra seksi olmalıyım." Dolaptan göğüs dekolteli siyah bodysini aldı. Altına da siyah deri kotunu. "Okulda onlarla mı dolaşacaksın? Biraz abartı olmaz mı?" Diana kıkırdadı. "Okulda kalmıyoruz Lil, şehre kaçıcaz." Lily dudağını ısırdı. "Amaaan, neyse! Siz Diana Reynolds ve Sirius Black'siniz, risk almadan yaşamanızı beklemek saçmalık." Diana'nın bakışları yere indi. "Aslında söz vermesem bunların hiçbirine cesaret edemezdim. Bu kadar büyük bir risk almak benim bile yapacağım bir şey değil." Susan'ın kaşları çatıldı. "Neden?" "Çünkü Sirius'un bilmediği bir şey biliyorum. Yasak elmanın yasak olmasının bir sebebi var."

Aldıklarını üzerine geçirip bir de siyah deri ceketini giydi. "Nasıl oldum?" Susan sırıtınca Lily de güldü. "Bayan Sirius Black gibi."

Diana gülüp makyaj masasına oturdu. Gözlerine sadece eyeliner çekip rimel sürdü. Dudağına da koyu kırmızı ruj. Saçlarını da tarayıp açık bıraktı. "Hazırım."

* * * * *

"Yani kısacası bugün yokum." Peter elindeki şekerlemeden bir tane daha ağzına attı. "Gecemi geleceksin?" Sirius'un yüzüne parlak bir sırıtış yerleşti. "Pek sanmıyorum?" Peter önce kafa salladı sonra bir anda gözleri fal taşı gibi açıldı. "Bir dakika- nE?" Sirius'un sırıtışı suratında iyice yayıldı. "Sirius?" dedi Remus, temkinli bir tonda. James ayaklandı ve kollarını iki yana açtı. "Pati!" Sirius gülmeye devam ederken ona sıkıca sarıldı ve saçlarını karıştırmaya başladı. "Çatalak! O saçlar için iki saattir uğraşıyorum." James burun kıvırdı. "Neden ki? Akşam dağılacak ne de olsa?"

James, Sirius'u bıraktığında Peter hala şokta görünüyordu. Remus'sa düşünceli. "Bundan Diana'nın haberi var mı?" Sirius'un eli ensesine gitti. "Dün birazcık ima etmiş olabiliriz." Remus anlamış gibi kafasını salladı. "Konu nasıl açıldı çok merak ediyorum!" dedi Peter şaşkınlıkla. "Biraz- yakınlaştık." James sırıtmaya başladı. "Tam olarak nasıl bir yakınlaşma?" Sirius piç gülüşünü attı. "Üzgünüm beyler, detayları bende gizli." Peter göz devirdi. "Aman neyse, geçen sefer yüne böyle havalara uçuyordun öpüştük diye, kız aynı gün Cox'la çıkmaya başladı."

Sirius çenesini sıktı. O gün hakkında hala çok pişmandı. Diana'ya yaptıkları için ne kendisini ne de arkadaşlarını affedebiliyordu.

"Konuyu kapat Kılkuyruk," diye uyardı Remus Peter'ı temkinli bir tonla. Sirius "Neyse," deyip aynaya geri döndü. "Hazırım."