İnsan Olma Sanatı // Deha

37 7 455
                                    

Yazar notu : Bu bölüm Hazar ve Zümrüt kaçırıldığında neler olduğunu anlatan bir bölümdür, ayrıca Hazar'ın hayatıyla  ilgili önemli bir spoi var.

Y/N: Bölümün sonlarına +18lik bir kısım var, rahatsız olanlar atlayabilir.

Multimedia : Deha (Lider) Kül.

*

Genç adam, elindeki kalemle kağıdın üzerindeki yazıları geçerken odadaki tüm adamların bakışlarını üzerinde hissedebiliyordu. Göz ucuyla kendisini izleyen adamlara baktı, hepsi de sabırsız bir şekilde ona bakıyordu. Aralarındaki tek kadın ise Atalay'ın babasının sekreteriydi ki o da ona bakmaktan ziyade yanındaki yaşlı adamın dediklerini kağıdına geçirmeye çalışıyordu. Deha gözlerini tekrardan kağıda getirdi, babası burada olmadığı için geçici olarak onun işini yürütmeye çalışıyordu, bu konuda pek de gönüllü sayılmazdı aslında. Babası en az kendisi kadar kirli bir adamdı.

“Ne düşünüyorsunuz Deha Bey?" diye sordu hemen sağında kalan yaşlı adam. Deha kalemin kapağını kalemin arkasından çıkarıp ucuna taktı. Açıkçası böyle bir anlaşmayı imzalamak istemiyordu.

“Birçok açık olduğunu söyleyebilirim," diye başladı, şu an avukatı Tuana'nın burada olmasını isterdi, birkaç hafta önce bebeği olduğu için yanında değildi, onun yerine bir başkasını henüz bulamamıştı, güvenecek birileri bulmak bu devirde oldukça zordu ona göre.

“Bu anlaşmanın bir kopyasını alabilir miyim? Avukatımın incelemesini istiyorum," Tuana beş dakikacık olsa bile bakabilirdi diye düşünüyordu Deha. Üstelik ufaklığı da görmek istiyordu. Üzerinde hissettiği ağır bakışla birlikte ona öyle bakan yaşlı adama baktı, cam mavisi gözlerinde şimşekler çakıyordu. Deha doğru yolda olduğunu anlamıştı hemen. Her ne kadar babasıyla kuvvetli ilişkileri olmasa da kendisine verilen işi layıkıyla yapmak istiyordu.

“Neden bana öyle bakıyorsunuz Necdet Bey?" diye sorduktan sonra arkasına yaslandı, siyah deri koltuğa değen sırtıyla birlikte derin bir nefes aldı, sağ bacağını sol bacağının üzerine koydu. “Doğru bir hamle yapıp yapmayacağımdan emin olmam gerekiyor, bu yüzden de işinin ehli olan avukatıma danışmak istiyorum, eğer bu maddeler babamın aleyhineyse imzamı atmayacağım ama eğer lehimize ise seve seve imza atabilirim."

Atalay'ın babasının kıkırtılarını duyarken başını döndürüp baş köşeye oturan adamın mavi gözlerine baktı. Tıpkı Atalay'a benziyordu gözleri, sinsi bir yılan gibiydi.

“Avukatın henüz yirmi yedisinde Deha, nasıl işinin ehli olabilir? Çok merak ediyorsan maddelerin güvenli olup olmadığını, o zaman babanın avukatı Cemal Bey'i çağır."

Deha gözlerini devirdi.

“Kukla Cemal'i mi? Yok kalsın, istemiyorum. Eğer sizin kuklanızı isteseydim zaten burada olmazdım."

Sandalyesini geriye doğru ittirip ayağa kalktı, masanın üstündeki orijinal sözleşme belgelerini içeren dosyayı aldı. “Sizden kopyasını istemiştim, özellikle rica etmiştim ama siz buna pek yanaşmadınız, bu yüzden izninizle orijinal dosyayı alıyorum ve buradan gidiyorum."

Dosyayı özensizce ikiye katlayıp koltuğunun altına koyduğunda yaşlı adamların gözlerinin seğirdiğini gördü. Arkasını dönerek toplantı odasının kapısına yaklaştı, adımları yavaş ve kibirliydi.

Tam kapının önünde durduğunda elini kapının kulpuna götürüp kapıyı araladı, ardından omzunun üzerinden birbiriyle tartışan adamlara baktı.

“Bu arada otuz yaşındayım ve işimin ehliyim," dediğinde hepsi birden ona bakmıştı, bu bile onun etkisini çok net bir şekilde gösteriyordu.

Yakut Pençe / Opal'ın Yansıması +18Where stories live. Discover now