Özel Bölüm - Safir

31 8 747
                                    

Helü, Safir tarafındaki olayların bazılarını açıklamak kaydıyla yazılmış bir bölümdür. Sinir krizi geçirtecek kadar var mıdır bilmiyorum açıkçası. Neyse keyifli okumalar, umarım seversiniz. Öptüm 😘

Safir

I. Kısım

"Alihan geri dönmüş."

Zümrüt önümde bir o yana bir bu yana gidip gelirken ellerimi birbirine kenetledim. Bu dönüşün olacağını hepimiz çok iyi biliyorduk. Hazırlıklı da sayılırdık aslında, cezasını verecektik ama aniden duyduğumda ben bile kaskatı kesilmiştim. Alihan Zümrüt'ün hayatına girmiş en kötü insanlardan biriydi. Onun tüm renklerini öldürmüş ve toprağın altına gömmüştü. Zümrüt artık eskisi gibi değildi. Olmayacaktı da. Bunda benim de parmağım vardı ve bundan nefret ediyordum.

Alihan ile tanışmıştım ve beni de kandırmıştı. Oysa ki bir yalancıyı en iyi yalancı tanırmış derlerdi. Ben tanıyamamıştım. Bu yüzden arta kalan zamanımda Alihan'ı arıyordum. Kiralık katil bile tutmayı düşünmüştüm. Çok param vardı ve işe yaramasını istiyordum.

"Sakin ol," dedim tok bir sesle. "Halledeceğiz."

Zümrüt adımlarını durdurup bana bakarken mavi gözleri dolu dolu olmuştu. Elini başına götürüp okşadığında ses etmedim. Dikişleri yokladığını anlamıştım, uzun zamandır eli başına gitmemişti. Şimdiyse kontrolünü yitirmişti. Zaten Zümrüt çok da kontrollü biri değildi. Paranoyak, histerikti. Ve bunu toparlamak zordu.

"Ben hazır değilim," dediğinde arkama yaslandım. Bu büyük koltuklarda oturmayı çok seviyordum. Aşırı rahatlardı. Sonsuza kadar durabilirdim ama yapmam gereken şeyler vardı.

"Sana bir daha zarar vermesine izin vermeyiz."

Yakut, Zümrüt'ü kendine doğru çekip sarılırken gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. Yanlış anlama olmasın, Yakut'u ve Zümrüt'ü severdim. Sonuçta onlar benim kardeşimdi ama bilmiyorum. Belki de kıskanıyordum. Hiçbir zaman böyle olmamıştık ikisiyle. Doğruya doğru beni koruyup kollamışlardı. Özellikle Yakut, benim için kaç kez kavgaya karışmıştı hatırlamıyorum.

Bir kahramandı Yakut ve ben bundan hoşlanmıyordum. İlk ona koşuyorlardı, lider olan oydu. Oysa ki doğru kararlar alabilecek kadar liderliği yoktu. Sadece "bizden" büyük olduğu için lider olarak atanmıştı. Bazı zamanlarda kendi yaşımı söylemek istiyordum. Ayrıca grubun beyni bendim, sadece kası olan birinin her şeyde söz hakkı olması doğru değildi.

"Aynen öyle, asla izin vermeyiz."

Yakut, Zümrüt'ün başını öptüğünde bacak bacak üstüne attım. Çoğunluğun aksine ben onları gerçekten de kardeş olarak görüyordum. Hatta ikiz olabilecek kadar bağlılardı birbirine. Her ne kadar Zümrüt bana sen benim ikizimsin dese de ikizi olan Yakut'tu. Ancak diğer insanlar kan bağının olmadığını öğrendiğinde bocalıyordu. Yakınlıklarından bile rahatsız oluyorlardı.

"Hem bu sefer tek değiliz."

Bakışlarımı onlardan ayırıp pencereye doğru döndüm. Dışarıya baktım. Bir de o mesele vardı. Ailemin ölümünde parmakları olan kişilerin çocuklarının adına çalışıyorduk. Gerçi Nikolay Volkova'nın bir oğlu yoktu, sadece bir kızı vardı ve buradan bakınca pek de bu işlere girişecek gibi değildi. Zaten onu ciddiye kim alırdı ki? Yarım akıllı, kendini kaybetmiş biriydi.

Onu bu anda öldürmek çok kolay olurdu ama biraz daha acı çekmesini istiyordum. Yalnız başına ölmesini istiyordum. Sevilerek ölmemeliydi, bunu hak etmiyordu. Kendi pis kanında boğulmayı hak ediyordu. Bu yüzden gözlem yapmaya devam edecektim. Bu kadar yıl bekledikten sonra zor olmamalıydı beklemek.

Yakut Pençe / Opal'ın Yansıması +18Where stories live. Discover now