42 #Gerçek

125 9 0
                                    

Playlist: Soluna Samay- Should've known better

Adelden

Yüzümü sıvazladım. Bir ipuçu olmalıydı. Ama ne? Bu adamlar bu işi planlanlayıp yaptıkları o kadar belliydi ki.
"kamera kayıtlarına baktınız mı?" diye sordu deniz. Kafamı salladım.
"bizimkilere çaktırmadan almışlar. Aramızda bir casus var "
"casus işini bana bırakın." dedi sevdiğim kadın. Onu bu işlere hiç bulaştırmak istemiyordum ama kendisi bir şekilde giriyordu işin içine.
"peki" diyebildim. Kıvançla hiç konuşmuyorlardı. Daha doğrusu lina konuşmuyordu. Araları aile mevzusu yüzünden hala bozuk ama benim yüzümden buradalar.
"bence babanın ofisine gidip her yeri arayalım" güzel fikirdi. Deniz kıvançı onayladı. Lina gözümün içine bakıyordu. Böyle olması hoşuma gidiyordu. Fakat korkmuyorda değildim onu tekrardan kaybedeceğim diye.

Babamın ofisinde aldık soluğu. Lina şirket çalışanlarını kontrol etmeye gitmişti. Bizde ortalığı aramaya başladık.
Bir saatin sonunda elimizde bir hiç vardı. İpucu falan yoktu.
Derin bir "of" çektim.
Kendimi bir koltuğa attım. Çok umutsuzdum. Taaki kıvanç elinde bir zincirle gelene kadar.
"şuna bakın " denizle ayaklanıp zinciri incelemeye başladık. "babam hayatta takmaz bunu. " dedim. Öyleydi. Hatta zincir takmayı sevmezdi.
Lina girdi içeri "iki kişiden şüpheleniyorum. Karşımda tir tir titrediler."
Linaya zinciri gösterdim. Elimden alıp inceledi birsüre.
"bu tomas ın zinciri." dedi. "hatırlasana boynunda da değil bileğindeydi." evet şimdi taşlar yerine oturmuştu. "hatırladım o zaman kesin sam yaptı." dedim.
Deniz "tomas kim?" diye sorunca lina tomasla geçen olayları anlattı.
Onlarda sam in parmağı olduğunu onaylayınca bir plan yaptık.
Ertesi günde planı uygulamaya koyduk.

Üzerimize koyu şeyler giyindik. Evden çıkıp okula yol aldık. Benim ve denizin arabasını arka bahçeye park ettik. Tenhaydı zaten. Kıvanç taylorı oyalayıp bize getirecekti. Beş dakika sonra tay le kıvanç gözüktü. Arabaları görünce kıvança bir şeyler sordu. Kıvanç cevap vermedi. Bize doğru yaklaşınca lina kapıyı açıp çıktı. Taylorun üstüne atladı, tüm sinirini çıkarmak istercesine. Onla birlikte yere düştüler. Kıvanç tek hamlede linayı kaldırırken ben devreye girip arabadan indim. Taylorun ellerini bağlayacaktım ama zorluk çıkarıyordu. Üstüne oturdum ve "sus sürtük" diye bağırıdım. Ayaklarını da deniz bağladı. Benim arabamın bagajına attık.
Yola çıktık. Benim arabamda lina vardı. Diğerleri denizin arabasındaydı. Derinde dahil olmuştu bu işe. Her ne kadar benim gibi denizde istemesede..
Lina "keşke onu bayıltacak bir şeyler alabilseydik" deyince yol üstündeki eczane de durdum. Alkol alıp geri bindim.
Babamın eski fabrikasına gittik. Taylor ı bayıltıp kucakladım. İçeriye götürüp yere bıraktım.
O ayılana kadar lina tay in telefonunu karıştırdı. Ben babamın tüm adamlarını ayarladım.
Tay uyanınca bağırmaya başladı normal olarak. Ağzını bantladık sıkıca. Sonra sam i aradık. Tay in telefonundan. İlk çalışta "kızım" diye açtı.
"yanlış tahmin pislik herif. Adel ben. Hani babasını öldürdüğün."
Önce duraksadı. Sonra o da kızı gibi bağırmaya başladı. "sus da beni dinle. Vereceğim adrese tek geleceksin. Bizde seninle açılan hesabımızı kapatacağız."
"tamam" diyebildi sonunda. "tek geleceğim"
Ama biz önlemi alıp adamları arka tarafa sakladık.
Yarım saat sonra sam geldi. Tabiiki tek değildi.
Direkt kızına yöneldi. Onu bizden iki adam tuttu.
"bırakın kızımı, geldim ben işte."
Yanına gidip karşısında durdum.
"kızını yem olarak kullandığımızı düşünüyorsan yanılıyorsun. Ben ikinizi birden öldüreceğim.."
"yapamazsın" dedi kafasını sallayarak. "sen bu kadar cani değilsin.."
"oldum" dedim. "cani oldum sonunda.."
Deniz, türkçe "abi diğer aşamaya geçelim mi?" diye sorunca onu onayladım.
Eline silahı alıp taylor a doğrulttu.
"şimdi güzel kızının babam gibi ölmesini istemiyorsan neden babamı öldürdüğünü anlat!" diye bağırdım.
Lina, taylor a güzel dediğim için homurdanmaya başlamıştı.
"ne sanıyorsun ki. Hemen öteceğimi mi?"
"demek kabul ediyorsun!" diye bağırdım tekrar.
"yoo ben öyle bir şey demedim" dedi gülümseyerek. Sanırım yanında getirdiği adamlardan güç alıyordu. Ama onların işi bitmişti çoktan.. Elimdeki zinciri havaya kaldırarak salladım. Önce gözlerini kıstı. Sahibini hatırlayınca dişlerini sıktı.
Gülümseyerek "deniz sık" dedim. Silah sesiyle birlikte taylorun acı çığlıkları yankılandı. Ayağına sıkmıştık sadece. Niyetimiz sam den başka kimseyi öldürmek değildi yoksa..
"kızım!" diye bağırdı sam.
"şimdi kızının acı çığlıklarını dinlemek istemiyorsan babamı neden öldürdüğünü söyle!"
Ellerini havaya kaldırdı ve "tamam" dedi. Linaya ses kaydını açması için işaret verdim.
Ve sam konuşmaya başladı.
"o kahrolasıca düğün gününden sonra kızımın neler çektiğini bir ben biliyorum. Senin yüzünden gittiği okulu bile bıraktı. Geçen gece onu damar yolundan verilen ilaçlarla buldum. Hap bile değildi. " durdu biraz. Öksürdü. "doktorlar onun ölümden döndüğünü söyledi. Ne yapmamı bekliyordun adel! Ya şu zeki kızdan alacaktım intikamımı ya da babandan. Ortaklığın da çabuk bitmesi için, senin kıvrandığını görmek için bende babanı seçtim. En az şu kız kadar çok sevdiğini de öğrendim.."
Güldüm. Bildiğin kahkaha attım. "insan hayatı ne kadar ucuz değil mi sam? Hele de aramıza saldığın casusları düşünürsek" elimi dudaklarımda gezdirdim.
Taylorı almaları için diğer adamları görevlendirdim.
Sam i de kıvançla birlikte bağladık sandalyeye. Adam iri yarı olduğu için zorlandık biraz. Sonra elime eldiven giyerek elektrik yüklü kablolardan birini alıp "babama da böyle mi yapmıştın?" diye bağırdım. Sonrası ise... Babam gibi oldu diyelim.. Neler çektiğini hissetmeli..

AYKIRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin