8 #Sarhoş

437 21 0
                                    

Okula çoktan varmıştım. Dalgınca yürürken birine çarptım ama bakmadım bile.

"Lina" çarptığım kişi kıvançtı.

"ne var?"

"çok dalgınsın anlat bakalım ne oldu."

"bir şey olduğu yok iyiyim."

"yapma lina"

"peki peki adel le yakın..." olup biteni anlattığımda tek tepkisi şu olmuştu:

"hoşlanıyorsun!"

"bilmiyorum. ımm derse beklemeyin beni sonra görüşürüz." deyip müzikal sahnesine çıktım. Elime gitarı alıp sahnenin en kıyısına oturdum ve tüm stresimi atmak için şarkı söylemeye başladım. Gitarla da eşlik ettim.

This world will never be what I expected

And if I don't belong who would have guessed it

I will not leave alone everything that I own

To make you feel like it's not too late, it's never too late

Even if I say it'll be alright

Still I hear you say you want to end your life

Now and again we try to just stay alive

Maybe we'll turn it all around 'cause it's not too late

It's never too late

No one will ever see this side reflected

And if there's something wrong who would have guessed it?

And I have left alone everything that I own

To make you feel like it's not too late, it's never too late

Even if I say it'll be alright

Still I hear you say you want to end your life

Now and again we try to just stay alive

Maybe we'll turn it all around 'cause it's not too late

It's never too late

Benimle birlikte bir ses daha eklenince sesin geldiği yöne baktım. Gözlerimin içine bakarak yanıma geldi ve oda benim gibi oturdu. İstifimizi bozmadan şarkıya devam ettik.

The world we knew won't come back

The time we've lost can't get back

The life we had won't be ours again

Bu kısmı ona bıraktım.

This world will never be what I expected

And if I don't belong

Devam ettik.

Even if I say it'll be alright

Still I hear you say you want to end your life

Now and again we try to just stay alive

Maybe we'll turn it all around 'cause it's not too late

It's never too late

Maybe we'll turn it all around 'cause it's not too late

It's never too late

It's not too late, it's never too late

Gitar çalmayı bırakınca birbirimize odaklandık tekrar.

"Neden burdasın?"

"Kim söyledi demen gerekmiyor muydu?"

"Kıvanç ın söylediği belli"

"Evet o söyledi ve ı-ım ben daha önce hiç dilemedim ama ben, özür dilerim. Senle yakınlaştıktan sonra bizi o pozisyonda gördün."

"Önemli değil. Sonuçda aşık olduğun kişi ve nişanlın."

"Aslında öyle değil ama..." telefonu çalmaya başladı. Ekrana bakınca yüzünü buruşturdu. Sonra bana baktı ve "açmam gerekiyor" deyip konuşmaya başladı. Önemsemedim çünkü tay arıyordu. Daha fazla kalamayıp çıktım müzikal sahnesinden.

Eve gidip üstümü değiştirdim. Ne zamandır bizimkilerle maç yapmadığımızı fark edip aradım kızları. Yarım saat sonra ise ısınmaya çıkmıştık her zamanki bize ayrılan sahamızda. Maçın ilk yarısı kısır geçsede ikinci yarı 90 dan gol attım.

Maç bitince eve gittim duş aldım ve uyumaya karar verdim. Yeni uykuya daldığım sıralar kapı çalmaya başladı. Saate baktığımda gece 1:36 y dı. Aşağı inip kapıyı açtığımda karşımda hiç beklemediğim biri vardı.

Adel.

İçliliydi. Kapıya yığılışından anladım çünkü. Gözleri kapalıydı.

"Hey bu halin ne böyle?"

"İçkiyi fazla kaçırdım ve sonuç olarak buraya geldim."

"Sen benim evimi nerden biliyorsun ki geldin? "

"Araştırmıştım." Bir kolundan tutup içeri aldım onu. Zorlukla koca bedenini koltuğa yatırdım. Uykum çoktan açılmıştı.

"Sana kahve yapacağım sakın uyuma." Deyip mutfağa gittim ve hızlı bir kahve yaptım. İçeriye girdiğimde tek gözü açıktı.

"Bak seni dinledim ama tek gözüm kapandı."

"Sus da kahveni iç." Saçmalıyordu gittikçe.

Kahveden sonra ayıldı ve evime geldiği için özür diledi. Kalkmak istedi. Ona koltukta yatak yaptım. Yukarıya taşıyamazdım.

Üstünü örtüp gidecekken elimden tuttu.

"Gitmesen. Daha önce kimse benimle bu kadar ilgilenmedi. Ve yanımda kalmanı istiyorum."

"Sabah bunlar için pişman olacaksın ama"

"Olmam ben kendimdeyim. "

"Tamam" deyip ayak ucuna oturdum.

"Hayır gel yanıma yat."

"Nişanlın..."

"Başlatma nişanlıma gel işte."

"Kay o zaman" deyip yanına yattım. Ellerini belime sardı ve göğüsüme başını yasladı. Bu yakınlık rahatsız edeceğine huzur vermişti.

"Annem bile bu kadarını yapmadı biliyor musun? Babamın onu aldatmasına izin vererek beni harcadı. Oysaki ben onlara o kadar muhtaçtım ki. Ellerimden tutulmasına muhtaçtım. Büyüdüm ve sevgi nedir bilmeden yaşadım hayatımı. Birsürü kızla birlikte oldum. Ama hiçbirisi senin gibi değildi. Hatta tay bile değil. Sen çok farklısın. Şuan benim bu halimden yararlanıcak kızlar varken sen bana koltuk açıyorsun."

"Peki tay?"

"O kendi çıkarları için beni kullanır. Ve bu zamana kadar hiç izin vermedim."

"Zor bir hayatın var."

"Öyle. "

"Bir şey sorucam benden rahatsız olmuyor musun sen ?"

" bunuda nerden çıkardın? "

"Bilmem ki bugünkü davranışından"

"He o mesele. İnan bana seni o an o kadar öpmek istedim ki."

"Peki neden tay e gittin?" Haddimden fazla soru soruyordum ama elimde değildi.

"Seni aklımdan çıkarmak için. Aklımı karıştırmaman için. Beni etkilememen için ." Sessiz kaldım. Zaten bir süre sonra uyuyakaldı. Saçlarına ellerimi daldırdım. Bebek gibi uyuyordu ve onu öpmek istiyordum. Bu isteğimle uyuyakalmışım bende...

AYKIRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin