Odasaku x Okuyucu Part 1

728 39 25
                                    

Merhaba, evet biliyorum bu kadar hızlı bölüm atmamalıyım hehe. İyi okumalar ve dayanamadım Odasaku yazmak istiyorum. Çünkü istek karakter söyleyin diyince bir Allah'ın kulu karakter yazmıyor bu yüzden daha istemeyeceğim.

***
En sevdiğiniz hava nedir? Benim en sevdiğim hava güneşli bir günde rüzgarın nazikçe estiği havadır. Çünkü bu hava çok sevdiğim bir insanın balkona çıkıp okyanusu izleyerek kitap yazmasını sağlıyor.

Hayatı sevdiğim, gelecekten büyük umutlarım olduğu bir zaman da yaşadığım şehirden ayrılıp başka bir yere gelmiştim. Ama bir yaşama amacı bulamamıştım. Daima içimde bir şey gizli diye düşünüyordum, bir şey var ama o neydi? Onu anlamak için her şeyi yaptım ama en sonunda yorgun düşmüştüm. Çoğu şeyden vazgeçerek uzak bir yere geldim.

İnsan umudunu kaybettiği zaman alıyor istediği şeyi.

Issız bir yerdi, tam olarak şu an da yaşadığım yer. Bir kaç evden oluşan caddeler vardı, evin ön yüzü dalgalarla dolu okyanusa bakıyordu. Güneş okyanusun uçsuz bucaksız derin sularını ışıldatarak doğar, oradaki evlerin tüm pencerelerini aydınlatırdı.

O zamanlar güneş doğunca uykumdan uyanır sinirlenirdim, perdeleri sonuna kadar çeksem de artık okyanusun sesinden uyuyamazdım, hep neden buraya geldim ki diye sitem ederdim. O bunları duysa şaşırırdı çünkü şu an ki halim çok farklı.

Bu farklılık sadece bir kişi sayesinde oldu. Başta da söylemiştim okyanusu izleyerek kitap yazan adam.

6 Mayıs'tı. Yanlış hatırlamamın imkanı yok. Sabah yine güneş en parlak ışıklarını pencerelerden yollayıp insanları uyandırırken, geceye kadar yatmamış, uykumu alamamıştım. Bu yüzden yataktan kalkıp siyah perdeleri çekmeye gittim. Bunu neden geceden yapmadığımı soranlar olacak, gece gökyüzünün ne kadar harika olduğunu biliyor musunuz?

Perdeyi çekmeye gittiğimde yoldan geçen birini gördüm pencereden. Tam sabahın köründe bir insan neden dışarı da olurdu ki? Ve sorun başkaydı, bu adam okyanusa doğru ilerliyordu. O an da bir korku kapladı içimi. Japonya da intihar çok fazlaydı ve Japon olan bu adamın intihar edeceğini düşünüyordum.

İntihardan doğdum doğası nefret etmiştim. Hayat ne kadar kötü olursa olsun bir kere olan bu yaşamımızda ölümün kendi ellerimizle olmasını saçma buluyordum. Nefes almak için bile çabalarken, hayattan vazgeçmek, gerçekten tuhaf ve kötüydü.

Sabah kalktığım da ilk kez geri yatağa değilde dışarıya çıkıyordum. İçimden hep bir cümleyi tekrarlayarak koşarak aşağıya indim.

"Belki ona da yaşamın güzelliğini anlatabilirim, belki intihardan vazgeçer, lütfen yetişeyim lütfen lütfen!! Tanrım duy beni!"

Üstümde ne var hiç bakmadan kapıdan dışarı çıktım. Adam bir kaç kayalığın olduğu yerden aşağıya iniyordu. O kayalıkların altında yüksek ve dik bir taş vardı ve bu taş direk okyanusa bakıyor, dalgalar orada ki taşları yalayıp geçiyordu. Bunu bildiğim için kalbim endişe ile hızlı hızlı atmaya başladı. O andan sonra fark etmiştim ki ayağıma bir şey giymemiştim.

Adamın son olarak kafası gözüktü ve kayboldu. Orada yetişememenin acısı ve bir hayatın kaybolmasının üzüntüsüyle harmanlanmış bir şekilde 'hayır' diye çığlık atarken kayalıklara zıplamıştım hızlıca.

Ve sonra ne olduğunu az çok tahmin edersiniz, çıplak ayakla ıslak kayalıklara zıplayınca yani. Hayatımda ki tüm şansımı orada ölmemekle harcamıştım. Ayağım kayarken bedenim arkaya düşmemiş yamuk kayalık sayesinde kıçımın üstüne düşmüştüm. Ordan da kayıp biraz önce anlattığım düz taşın üzerine yüz üstü düştüm.

Vous avez atteint le dernier des chapitres publiés.

⏰ Dernière mise à jour : Jun 24, 2021 ⏰

Ajoutez cette histoire à votre Bibliothèque pour être informé des nouveaux chapitres !

BSD Karakteri x OkuyucuOù les histoires vivent. Découvrez maintenant