ODASAKU x OKUYUCU

2.1K 80 86
                                    

Hadi ama nerde bu adam. Neden hep geç kalıyorki, ufff. Birden gözlerimi kapatan bir el hissettim, sımsıcak bir el, huzurlu bir el.
"Acaba kimsin?"
"Tahmin etmek istermisin?" ah bu adamın sesi...
"Hmm, buluşmalara hep geç kalan?" hafif güldü, bu onun büyük gülüşlerindendi. Ellerini çekmeden saçımın üstüne hafif ve nazik bir öpücük kondurdu.
"Sanırım doğru bildin." karşımdaki sandalyeye oturdu.
Bu adamın karşısında konuşmak çok zordu çünkü ne zaman konuşmak istesem onu izlemeye dalıyor, hayattan kopuyordum. Zaten o da çok konuşmuyor birbirimizi saatlerce izliyorduk. Onu çok seviyordum, ondan bir saniye bile ayrılmak istemiyor her zaman yanında olmak istiyordum. Ama Mafya'da olduğu için bu biraz zordu, Mafya'dan ayrılmak istiyordu, doğrusu bende ayrılmasını istiyordum. Belki ayrılırsa daha çok görüşebiliriz.
"İyimisin S/a?"
"Ha, he evet dalmışım." yine sessizlik. Bu sessizlik bazen geceye kadar, bazende diğerki buluşmamıza kadar sürerdi.
"Hey, Odasaku..." bana odaklanarak cümlemin sonunu bekliyordu.
"Mafya...ne zaman bırakacaksın?" bir süre beni inceledi, bunu şu anda söylemem şaşırtmıştı. Çünkü bunu hiç dile getirmemiştik.
"Bilmiyorum." kısa ve netti üstüne çok gitmek istemiyordum. Bu yüzden ortamı neşelendirmek istedim.
"Hey, Odasaku hadi bir yerlere gidelim oturmak çok sıkıcı!"
"Peki, nereye gidelim?" bak bunu bende düşünmemiştimm.
"Hazır güneş batıyorken biraz gezelimmi?"
"Tamam" birbirimizi anlıyorduk, konuşmamıza bile gerek yoktu aslında, mavi gözlerinde onunda beni bildiğini ve anladığını biliyordum bu güven veriyordu.

Bir kaç konudan bahsederek yanyana yürüyüp gidiyorduk, güneşte bizimle beraber aşağıya doğru gidiyor yavaşça kayboluyordu. Onu çok seviyordum, bu basit bir sevgi değildi... Anlatamazdım. Çok özel ve çok hoş bitmeyecek sonsuz... Yavaş yavaş hava kararmaya başlamıştı ve neredeyse çoğu sokağı gezmiştik.
"Hey Odasaku bugün müsait misin?"
"Neden sordun?"
"Evinde bir şey unutmuşum sanırım onu almaya gidelim" biraz düşündü, o düşünürken ben utanıyordum, sonunda anlamıştı bana doğru döndü.
"Müsaitim, S/a" tanrım ne iyilik yaptımda bu adamı benimle tanıştırdın. Başıma gelen en güzel şey Odasaku.

Yavaş yavaş onun evine yaklaşıyorduk ki lanet olasıca telefon çaldı. Odasaku başta açmadı inatla çalıyordu telefon.
"Hey sorun değil acil olabilir açmalısın" açıp konuşmaya başladı onu beklerken bir duvara yaslanmış bekliyordum.
"S/a, arayan patrondu." şaşırmıştım, Odasaku çok yetenekli olmasına rağmen sıradan bir üyeydi, patronun onu araması garipti.
"Bir sorun mu var?" başını yana çevirerek cevap vermek istemedi.
"Beni acil olarak çağırdılar." ah düşünceli Odasaku, beni bırakıp da gidemiyor.
"Kafana taktığın şeye bak, başka zaman alırım eşyamı." tek gözümü kırparak gülümsedim. O da gülümsedi, bana yaklaştı ve öpmeye başladı. Başta masum bir öpücüktü ama ikimizde birbirimizi bırakmak istemediğimiz için derinleşiyordu. Bir eli belimde bir eli yanağımı okşuyordu. Benim ellerim ise göğsüne bastırıyordu. Ya nefessiz kalıp ölecektik ya da birbirimizden ayrılmanın acısını yaşayacaktık. Her ne kadar kalbim ölmeyi seçsede, beynim ayrılma emri verdi ve nefes nefese birbirimize bakıyorduk.
"Çok güzelsin S/a" bir şey diyemedim ama deseydim muhtemelen şunu derdim
"Nefes nefese ne kadar ateşli durduğunun farkındamısın, gel beni öldür." Bu yüzden bir gülümsemeyle cevap vermek daha düzgün olurdu. Gülümsedi, onun çok nadir ve çok özel güldüğünü sadece ben bilirdim. Çok güzel güldüğünü söylemişmiydim.
"Seni eve bırakmamı istermisin?"
"Gerek yok ben giderim~" başını sallayıp yola doğru gidiyordu ve evet ben dayanamadım kolundan tutarak onu öpmeye başladım,karşılık veriyordu ama durdu neden durduki?
"Hey...S/a neden ağlıyorsun? Ağlamakmı? Ellerimi yüzüme götürdüm ağlıyormuyum?
"U-Uh bilmiyorum, ahaha neden ağlıyorumki?" bunu dedikçe gözlerimden daha çok yaş geliyordu. Beni kendine çekti ve kollarıyla sardı. Ellerimi çok geçmeden boynuna doladım. Çok kötü hissediyorum, gitmesini istemiyorum, ama bunu söyleyecek cesaretim yok, nasıl gitme diyebilirimki? Kollarımı geri çekip mutlu bir gülümseme koydum yüzüme.
"G/r gözlerine ağlamak yakışmıyor "
"Tamam tamam ağlamayacağım." el sallayarak evimin yolunu tuttum. Odasaku ile mutluydum her zaman. Ve bu daima böyle olacaktı.

Eve giderken bu talihsiz başıma gelmeyen kalmamıştı, bu olayların başına bayıltılıp kaçırmada eklenmişti.
Gözlerimi açtığımda samdalyede bağlı duruyordum, ağzım bağlıydı ve etrafa bakıyordum işte o zaman gözlerim kocaman açılarak bağırmaya başladım, ağzım kapalı olduğu için sadece uğultu halinde çıkıyordu. Ama çok garip olmuştum Odasaku'yu yanımda yüzü kanla yerde yatarken görünce. Bağırmak, çığlık atmak istiyordum Odasaku'nun yanına gitmek istiyordum.

O daya bir adam girdi, tanımıyordum. Ona doğru döndüm ve bağırmaya başladım bana yaklaştı ve saçımdan tutarak
"Bağırmassan ağzındakini çıkaracağım tamammı?" başımı sallayarak cevap verdim.
"Sen kimsin, burası neresi?"
"Bir iş sadece, zarar vermeyeceğiz merak etme"
"Lütfen, lütfen ellerimi çöz Odasaku'nun yanına gidiyim, söz veriyorum bir şey yapmayacağım"
"Hey hey istesende bir şey yapamassın zaten, uslu bir çocuk ol" çözmeye başlamıştı beni, hiç bir şey düşünemiyordum. Beni çözdüğü an hemen Odasaku'nun yanına çöktüm ve kafasını kucağıma koydum.
"Hey, hey Odasaku uyan" gözlerini hafifçe araladı bana baktı.
"S/a...sen iyi misin?" çok şükür tanrım, iyi sadece dayak yemiş sanırım, ama burası da neresi, kim kaçırdı kaç saattir baygınım Odasaku ne zaman geldi buraya. Kafam allak bullak olmuştu. O daya bir kaç adam daha girmişti ve onlar girince diğer adam ayağa kalktı ve selam verdi sanırım yönetici bu. Odasaku kalkmaya çalıştı yardım ederek oturmuştum. Adama ters ters bakıyordu.
"Ne istiyorsun!?"
"Ben değil, Mafyadan ayrılacakmışsın bu yüzden seni ayırmak için görevlendirildim." sinirlendiğini hissettim Odasaku'nun. Yine Mafya, biz olduğumuz sürece Mafya peşimizi bırakmayacak...
Silahını çıkarttı adam. Ne oluyor ne bitiyor hiç bir şey anlamıyordum. Her şey çok hızlı gelişiyordu. Kafamın bulandığını hissettim adam silahı Odasaku'ya doğru yönlendirmişti, Odasaku ise ayağa kalkarak önüme geçti
"Bu olayın onunla bir ilgisi yok bırakın gitsin" bir adama birde Odasaku'ya bakıyordum.
"Peki sen öyle diyorsan" eliyle bir işaret verdi ve iki adam beni yakaladı, onlara karşı koydum bende güçlüydüm ama 3 kişiye karşı koyamazdım, sonuç olarak beni yakalamışlardı. Çırpınıyordum ve lanetler yağdırıyordum etrafa, Odasaku ise beni kurtarmak için çabalıyordu, başarılı da olacaktı önüne gelen her adamı yere devirip bana ulaşmaya çalışıyordu taki bacağına gelen bir kurşuna kadar. Yere çökmüştü benim ise dünyam kararmıştı. Haraket etmeyi bırakıp
"ODASAKUUU" diye bağırıyordum, gözlerimden yaşlar dökülmeye başlamıştı bile çok kötüyüm, iyi değilim, elleeim titriyor ve haraket edemiyorum, Odasakunun bana baktığını gördüm hafifçe ağzındam şu sözler dökülmüştü.
"Daha önce...söylemiştim o gözlerine ağlamak yakışmıyor ağlama lütfen" dudaklarımı ısırmaya başladım, gözlerim Odasaku'dan başkasını görmüyordu olayı anlayamıyordum... Daha sonrası ise bulanıktı sadece başımın sertçe yere vurulmasını ve bilincim kapanmadan önceki silah seslerini hatırlıyorum...

Gözlerimi hastanede açmıştım, bana merakla bakan arkadaşlarımı gördüm hızla yataktam doğrularak
"Odasaku nerdee?" hepsi bakışlarını kaçırıp yüzlerini önüne eğmişti, ortam sessizdi kimse tek kelime dahi etmiyordu. Hepsine tek tek bakıp cevap bekliyordum sonunda konuşan Atsushi olmuştu.
-"S/a-san, Odasaku-san..."gözleri dolmuştu.
-"Buraya gelmeden önce...o...öldü." Şakamı bu ne diyor Atsushi? Ağlıyormu Atsushi yoksa...gerçekten?...
.
.
Ne oldu bilmiyorum o andan sonra 1 hafta hastanede kalmıştım. Ancak şu an mantıklı düşünüyordum, ne yaptığımı nasıl tepki verdiğimi hatırlamıyorum, 1 hafta yaşadığımı bile unuttum hoş şimdide yaşamıyorum ben. Ben onunla beraber öldüm. Gözlerim duygusuzca etrafa bakınıyor, ve pencerenin dışındaki batan güneş dikkatimi çekiyor, ne kadar hoş ne kadar güzel batıyor, gözlerime canlılık gelmişti, bir anda pencereye doğru ilerledim ve güneşe doğru dönerek
-"Biliyor musun Odasaku? Ağladım sözümü tuttum ve sen gidince ağlamadım, ama sanırım dayanamayacağım" yere çöktüm ve bağırarak, gözlerimden yaşlar fışkırarak boğazım parçalana kadar ağladım.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Konu Odasaku olsun ben roman yazarım buraya ama okurken sıkılmayın diye kısa tuttum ¡_¡
Odasaku... Seni seviyorum 💔

BSD Karakteri x OkuyucuWhere stories live. Discover now