11. "Ayıp Şeyler"

11.6K 652 85
                                    

Sizi gidi fesatlar sizi fkjsksksksksk

"Bebek oldun."

Muzip bir gülüşle omuz silkti. "Sen ilgileniyorsun, sonuçta."

Gülerek başını sallayıp kucağına çekti, minik bedeni. "Ama ücretsiz yapıyorum."

Kaşları havaya kalktı. Biraz şaşırdığı doğruydu, çünkü ilk defa yaptığı bir şey için karşılık istiyordu.

"Benim param yok ama." Kollarını Pusat'ın boynuna doladığında, dudaklarını büzerek konuşmuştu.

"Evet, biliyorum."

Kaşları çatılırken kendisiyle alay ettiğini düşünüp huysuzca konuştu. "Madem biliyorsun, neden istiyorsun?"

"Para istemedim ki, Mete. Nereden çıkardın, bunu?"

Mete, konuşmadan sıkılsa bile Pusat'ın kucağında gayet rahattı. Hastane yatağından güzeldi, bu yüzden sesini çıkartmadan omuz silkti.

"Ee, vermeyecek misin ücretimi?"

Dudaklarını büzerek ofladı. "Ne istiyorsun peki?"

Pusat, Mete'nin tavrına gülümseyip yaklaşarak boynuna minik bir öpücük bıraktı. "Aklına bir şey gelmiyor mu?"

Mete, aniden Pusat'ın yanaklarını kavrayıp boynundan uzaklaştırarak yüz yüze gelmelerini sağladı. "Senin aklında bir şey var, değil mi?"

Başını sağa eğer konuşmasına, sırıttı ve başını salladı.

"Güzel bir şey mi?" Mete, belki biraz çocukça düşünüp güzel bir şeyse vermek istemeyeceğini söyleyecekti.

Pusat ise soruya gülmüş, aniden yaklaşıp dudaklarına minik bir öpücük bırakmıştı. "Hem de nasıl!"

Mete, belki saftı ancak aptal değildi. Yüzü kızarmış, başını çevirirken anladığını zaten çoktan belli etmişti. "Artık bildiğine göre alabilir miyim, ücretimi?"

Mete, utanç duygusunun bedenini ele geçirmesine izin vermedi. Hem onunla yakın olmak mutlu da ediyordu. Bu yüzden gözleri kısılırken kollarını boynuna dolamış, bu ani değişimi beklemeyip kocaman gözlerle ona bakan Pusat'a kıkırdamıştı.

"Şimdiye kadar neden almadın?"

Onun oyunbaz bakışıyla daha da keyiflenirken sırtını yatağın başlığın yaslayıp Mete'yi sağ bacağının üzerine oturttu. "Bilmem," Dedi omuz silkerken. "Belki senden bir adım bekliyordum."

Mete, yaklaşıp Pusat'ın ona yaptığı gibi burnunu boynunda gezdirdi. Her zaman bunu neden yaptığını merak ederdi. Çünkü onun gözlerine bakarken birden boynuna eğilmesi onu huysuz hale getiriyordu. Ama şu anda, burnundan akciğerlerine dolan koku, ona o kadar hoş duygular hissettirmişti ki gülmekten alamadı kendini.

"Çok güzel kokuyorsun."

"Bu sözler ücretim değil." Dedi, gülerek son heceyi uzatıp.

Mete, kıkırdayarak başını kaldırıp hızla Pusat'ın üst dudağına dudaklarını bastırdı. Bu ani teması beklemeyen Pusat, Mete'nin belinde gevşekçe duran ellerini sıktığında, Mete hemen geri çekilmişti. "Oldu mu?"

Masum masum sorduğu soruya birkaç saniye alık alık baktı, Pusat. Sonrasında aklı başına gelince yavaşça başını iki yana sallayıp Mete'nin bıraktığı ıslaklığı yaladı. "Yetmez bu."

Düşünceyle dudaklarına bakarken yaklaşıp bir kez daha öptüğünde, Pusat'ın gözleri kısıldı. "Taksit taksit mi veriyorsun, güzelim?"

Mete, gülerek bakarken omuz silkti. Üst üste üç kez öptü. "Bence yeter."

Pusat, tek kaşı havalandığı esnada belindeki ellerinden birini kaldırıp ensesine getirdi. Sonra da Mete'yi kendine çekip uzun bir öpüşmeyi başlatmadan önce mırıldanmıştı. "Bana yetmez."

Mete'nin alt dudağını öpüp ısırdığında, kucağında hareket etmesi, hareketlerini daha sertleştirmişti. Belindeki eli ile kendine çekerken Mete'nin de beceriksizce üst dudağını emmesi, kendisini mutlu ediyordu. Olmayacak anlar hayal etmişti ama tatmak... Bunun için Tanrı'ya günlerce şükür edebilirdi.

Mete, nefessiz kaldığında ve Pusat ayrılmasına izin vermediğinde, parmak uçlarını, dudaklarının arasına yerleştirdi. Zira ayrılmasa nefessizlikten bayılacaktı. "Sana," Dedi, sık sık aldığı nefesleri arasında. "Sana hiçbir şey yetmez."

Pusat, kızaran yanaklarına bakarken göğsü sıkışmıştı, güzelliğinden. Hayran hayran ona bakarken Mete, huysuzlaşmıştı. Yavaşça göğsünden onu sarstığında, anca kendine gelebilmişti. "Konu sen oldukça... Evet, yetmez."

"Pusat," Utangaç bir şekilde adını söylemesine kaşları çatıldığında, Mete gömleği ile oynuyordu. Başını eğmiş, Pusat'ın gömlek düğmelerini çekiştirirken mırıldandı. "Biz sevgili miyiz?"

Beynin kavradığı hitap, kalp atışlarını tekletirken göz kapaklarını örtüp başını geriye yasladı. Mete'yle sevgili olmak... Dudaklarını istem dışı ısırdığında, Mete'nin sesi tekrar yükseldi. "Dün, sen gitmiştin ya hani? O zaman Semih abi şey dedi: Eğer sevgilim olursa böyle şeyler yaparmışım."

Pusat, gözlerindeki parıltılarla ona döndü. "Nasıl şeyler?"

Mete, önce hastane odasına baktı, ki odanın otelden tek farkı hastane yatağıydı ve o bile normalden oldukça büyüktü. Yaklaşıp fısıldadığında Pusat'a değil gömleğin açık düğmelerinden görünen göğsüne bakıyordu.

"Az önce şey yaptık ya?"

"Ne yaptık?" Dedi, onun gibi fısıldayarak. Mete, eğer elinde olsaydı Pusat'ı bir güzel pataklardı. Lakin Pusat'ın bacağında oturmasına rağmen ona alttan bakıyor oluşu, onu pataklamayı hayal bile edememesini sağlıyordu.

"Ben seni," Deyip sessizce devam etti. "Öptüm."

"Ya?" Dedi, eğlenen ifadesi ile.

"Evet, sen de beni öptün." Dedi, öpme kelimesini yine sessizce söylerken.

"Sevgililer öpüşüyor yani?" Mete'nin aksine en çok baskı uyguladığı kelime öpüşmekti.

Mete, ona kocaman gözlerle bakarken hızla parmakları ile Pusat'ın dudaklarını örttü.

/Y.N. Burada, örttü yerine yanlışlıkla öptü yazmıştım. Allah biliyor işte içimdekini :D/

"Ayıp şeyler bunlar."

"Kim demiş?"

"Meral abla, hep ayıp derdi."

"Sevgilinle yapınca ayıp olmaz ama."

Mete, düşünceyle ona bakıyordu ancak yüzü mayışmış gibiydi. Gözleri kısılmış, dudakları büzülmüşken Pusat ona, sevgiyle bakıyordu. Yaklaşıp dudaklarına minik bir öpücük bıraktığında, Mete kaşlarını çatarak doğruldu.

"Biz sevgili değilsek, beni öpmemen gerekiyor. Ayıp değil mi?"

Pusat, bunun normalde bir tür tuzak olduğunu, 'Hayır, biz sevgiliyiz' dedirtmenin bir yolu olduğunu düşündürdü. Ancak Mete oldukça ciddiydi ve onun masum düşünceleri, kesinlikle bu tuzakları düşünmezdi.

"Sevgili olursak, sadece öpmekle kalmam." Dediğinde, Mete yine anlamamıştı.

"Başka ne yapacaksın?"

"Öğrenmek ister misin?"

Gözleri kısılırken Pusat'a, hiç güveni olmadığını gösteren bir bakış attı. "Nasıl öğreteceksin?"

"Uygulamalı gösterebilirim."

Mete, hızlıca göğsüne vurdu fakat bu Pusat'a tatlı bir dokunuş gibi gelmişti. "Ayıp bunlar!" Dedi, kızarak.

Pusat ise gülerek başını iki yana sallamış, ancak hemen sonrasında yaklaşıp az önceki Mete gibi fısıldamıştı. "Biz de ayıp olmamasını sağlarız."

****

Nasılsınız?

Bölüm nasıldı?

Sizi seviyorummmmmmm ❤️

MASUM -GAYWhere stories live. Discover now