23. "Sürpriz"

7K 485 56
                                    

Üzerine dişlerini sıka sıka bir tişört giydi. Altında zaten kot pantolon olduğu için hızlıca dışarı çıkacaktı ki yatakta, dizlerini üstüne oturmuş ona bakan Mete'ye döndü. Üzerinde sadece iç çamaşırı varken oldukça...

Başını iki yana salladı. Şu an bunu düşünemezdi. Aşağı inip polislerle ilgilenmesi gerekiyordu.

"Pusat?"

Bir öpücük alabilirdi en azından.

Hızlı adımlarla yaklaşıp nazik bir dokunuşla çenesini tuttu. Başını kaldırıp dudaklarını dudaklarına yasladığında, nefes alır gibi öpmüştü. "Üstünü giyin. Aşağıdakileri halledince kahvaltı yaparız."

Mete, bükülen dudakları ile başını salladığında, Pusat bir kez daha dudaklarının tadını alıp istemeyerek ayrılmıştı.

Hızlı adımlarla aşağı indiğinde, büyük bir curcuna vardı. Kaşları çatıldığında, onun aşağı indiğini fark eden herkes durup eski çalışma yerlerine geçiyordu. Birkaç saniye sonra da Orkun gelmişti zaten. "Pusat Bey, polisler içeri girmek istedi, arama izinleri olmadığı için izin vermedik. Birisi gidip izin çıkartacakmış ama."

Kaşları daha da çatıldığında, hissettiği öfke ile başını çevirip bahçeye çıktı. Polisler kapının önünde durmuş, kendi adamları ile konuşuyordu. İçlerinde birkaç sivil de vardı ki muhtemelen onlar da komiserdi. Bir anlığına anlamasa da aklına gelen isim ve bu ismin getirisi ile bu kadar kişinin burada nasıl olduğunu kavramıştı. Sadık. O herif cidden delirmiş olmalıydı. Pusat Arslanoğlu'nun evine polis çağırmıştı. Polis?

Çenesindeki kirli sakalı kaşırken kapıya doğru adımladı. Adamları, onu gördüğü zaman çekildiğinde, komiser ona dönmüştü. Yüzünde uğursuz bir gülümseme vardı. Pusat onu tanımıyordu ama muhtemelen kendisini yakalamak isteyen komiserlerden biri olmalıydı. Pek de dikkate alması gereken bir detay değildi.

"Pusat Bey?" Tek kaşı havada başını salladığında adam devam etti. "Mete Kayalar'ı burada tutuyor muşsunuz?"

Pusat, sinirleri bozulmak üzereyken derin bir nefes alıp kendine engel oldu. Miniği için biraz daha katlanabilirdi.

"Tutmuyorum. Kendi isteğiyle kalıyor." En azından son zamanlarda.

Komiser alayla baktı. "Konuşmamızda bir sorun olmaz o zaman."

Pusat'ın dudaklarına bir gülüş yerleşti. Komiserden daha alaycı ve daha korkutucuydu.

"Tabii, konuşabilirsiniz."

Adam duyduğu cevap ile şaşırsa da öne adım attığı anda yanda duran korumalar önünü kesti. Komiser, tam dönüp konulacaktı ki Pusat aynı ifade ile devam etti. "Ancak özel mülkiyete giriş izni olmadan, kapıma dayanmak..." Dişlerinin arasında nefesini bıraktı. "Nasıl desem? Suç sanki."

Adamın içinden ne gibi sözler geçirdiğini az çok biliyordu, Pusat. Zira doğru biliyordu çünkü adamın aklından geçen tek şey;

'Suçun ne olduğunu senden mi öğreneceğim?'di.

"Eğer zorla alıkoymak söz konusu ile izne ihtiyaç duyulmaz."

Pusat güldü bu sefer ve oradaki herkes, komiserin ne kadar sinir olduğunu görebiliyordu.

"Pekâlâ, nasıl emin olacaksınız?"

"Mete burada ve konuşmamıza izin vermiyorsunuz!"

"Mete burada mıymış?"

"Az önce söylediniz ya?!"

"Hay, Allah! Gerçekten mi? Ne zaman söyledim?"

Komiserle küçük bir çocuk gibi oynarken birden sertçe devam etti. "Görev başındaki memuru, görevinden alıkoymak ile tutuklayabilirim sizi!"

MASUM -GAYWhere stories live. Discover now