39. "Eğlenmek" Özel Bölüm 2

3.6K 196 46
                                    

(Medyayı sorgulamayın)


"Peki," Dedi, uzatarak. Etrafına meraklı bakışlar atıp yeniden yanı başında dikilen çocuğa döndü. "Neler yapıyorsun, genelde?"

Pusat, etrafına baktı. Mete'nin ilgisini çekmek için eşyalarına dikti bakışlarını. "Ben," Eliyle ensesini kaşıdı. "Kitap okurum, spor yaparım. Pek bunun dışında çıkmıyorum." İçten içe kızdı, kendine. Keşke daha heyecanlı aktiviteleri olsaydı ama rutinini değiştiren şeyleri de anlatarak onu korkutmak istemiyordu.

"Güzel," Dedi Mete, Pusat'ın durumdan hoşnut olmadığını fark ederken. Gülümseyerek ellerini önünde birleştirdi. "Kitaplarına bakabilir miyim?"

Pusat, dudaklarını birbirine bastırdı. "Kitapları getireyim," Arkasını dönüp devasa kitaplığa baktığında, yutkunmuştu.

Gözü korktuğundan değildi, sonrasında düzeltmek istemeyeceği bir kargaşa çıkacak gibiydi. Mete'nin yüzünden oluşacak anlık bir tebessüme bile değerdi, gerçi. Yerinden hareketlendiğinde, aniden gömleğinin ucundan tutuldu.

"Gerçekten hepsini getirecek misin? Ben kalkarım, herhalde!"

Bacaklarını yataktan sarkıttığında, Pusat dudaklarını birbirine bastırdı. Mete, daha doğrulamaya çalışırken bile yüzü buruşmuştu ki, Pusat, nereden geldiğini anlayamadığı bir cesaret ile Mete'yi tuttuğu gibi kucağına aldı.

İkisinin de gözleri kocaman olurken dudakları aralandı, Pusat'ın. "Şey," Durdu, kekelememek için. "Ben-" Tekrar kesti lafını çünkü ne diyeceğinden emin olamadı. Sanki ağzını açsa, ona olan aşkını itiraf edecek, bağıra bağıra haykıracaktı.

"Tamam," Dedi, Mete. Onu zora sokacak gibi duruyordu. "Anladım da yorulacaksın şimdi."

Pusat, gülmek istedi bir an. Kuş kadar vücudu vardı. Ağırlığını bile zar zor duyumsayacaktı neredeyse ve Mete ona yorulabileceğini söylüyordu. Keşke, dedi içinden. Mete'ye, taşıdığım sevginin ağırlığının daha fazla olduğunu söyleyebilseydim. Onu kalbimde taşımanın beni tüketirken yeni bir ben yarattığını söyleyebilseydim.

"Yok, ağır değilsin. Emin ol."

Mete, dudaklarını büzerek kendi hallerine baktı. "Peki, o zaman." Gözleri, kitaplığa gittiğinde, sırıttı. O an, Pusat öylece onu izlerken çok şanslı olduğunu hissediyordu. Gereğinden çok. Kalbinin kaldıramayacağı kadar çok.

"Şu kitaba bakabilir miyim?"

Öyle soru mu sorulur, Mete? Böyle bir sesle bütün varlığımı sererim ki ayaklarına.

"Ev-Evet, tabii."

Mete'nin parmağının ucu ile gösterdiği kitaba yaklaştığında Mete, bekletmeden almıştı. "Beni bırakabilirsin, gerçekten."

Pusat, dudaklarını birbirine bastırdı, hemen ardından cesaretini topladı. 

Veya çalıştı. "Sadece bir kitap mı?"

Mete, dudaklarını yaladı. "Şey-" Fakat Pusat'ın dikkati bir kere dudaklarına kaymıştı. "Birkaç kitap ödünç alabilir miyim?"

"Elbette!" Sesi kontrolsüz çıkınca hemen omuzlarını kaldırmıştı. "Yani, tabii. İstediğin kadar."

Mete güldü bu duruma. Pusat'ın bu kadar çekingen olabileceğini tahmin edememişti. Elmacık kemiklerinin çok az pembeleştiğini fark ettiğinden beri sevimli buluyordu, onu. Her ne kadar kavga olayında bir canavara dönüştüğünü düşünse de şu an... Oldukça şirin duruyordu.

"Teşekkür ederim." Dedi, sırıtarak. Pusat, ona, aklı yerinde değil gibi bakıyordu ve nedense bu hoşuna gitmişti.

"Ben artık," Eliyle yatağı gösterdiğinde, Pusat hemencecik onu yatağa bıraktı. "İstediğin bir şey var mı? Ne istersen olur, hemen getirtebilirim."

MASUM -GAYWhere stories live. Discover now