29. "Futbol"

5.8K 395 31
                                    


Oy sınırı:100

"Ayşe abla?"

"Efendim, kuzum?"

"Pastanın içine niye tuz koyuyoruz?"

Ayşe Hanım, kıkırdayarak Mete'nin saçlarını okşadı. "Tat verir, oğlum. Daha güzel olur."

Mete, anlamış gibi başını salladığında, Ayşe Hanım gülümseyerek ona kısa bir an bakıp yeniden kek kalıbına döndü. Hazırladığı karışımı kalıba döktüğünde, aniden açılan cam kapı ile oraya dönmüştü.

"Merhabalar, Sultan Hanım." Dedi, gülümseyerek.

Sultan Hanım, elindeki tabak ile gülümseyerek içeri girdi. "Sana da merhaba, Ayşe. Ne yapıyorsun?"

Ayşe Hanım elindeki hamur dolu kalıbı gösterdi. "Mete için pasta yapacaktım."

Sultan Hanım, gülümseyerek Mete'ye göz kırptı. Mete, kızarık yanakları ile gülümsediğinde, yeniden Ayşe Hanım'a dönmüştü. "Ben de çörek yapmıştım. Beraber yeriz."

Ayşe Hanım başını salladığında, hamuru fırına atmıştı. Beraber sofra hazırlamak derken Mete de onlara yardım ettiğinde, yiyecekler hazırdı. Pişen keki fırından çıkardığında, elindeki süslemeler ile heyecan beklerken bir anda içeri Denizhan girdi. "Merhabalar, hanımlar!" 

Ayağında, sektirerek getirdiği topa bakarken konuştuğunda, annesi kaşları çatık seslendi. "Topla oynama, içeride!"

Denizhan, umursamayarak birkaç kez daha sektirip havaya fırlattı. Kafası ile sektirmeye devam ederken Mete mırıldandı. "Nasıl yapıyor, acaba?"

Denizhan, duyduğu ile sektirmeyi kesip kolunun altına aldı. "Yapamıyor musun?"

Mete omuz silkti. "Hayır, hiç top oynamadım."

Denizhan, geçen gün yaşadığı 'Matematik olayı' yüzünden ona güvenmiyordu. "Gerçekten mi?" Dedi, gözleri kısık, şüpheyle. Mete, başını sallayıp kremşantiyi pastaya sürmeye devam etti. Değişik şekiller çizerken Ayşe Hanım da masaya bardakları yerleştiriyordu. Sultan Hanım, gözleri kısık oğluna baksa da sonrasında pes edip portal suyu hazırlamak için sıkacağın yerini sormuştu, Ayşe Hanım'a. 

"Doğruyu söylüyorsun, değil mi?" Mete, kaşları çatık son kez kremşantiyi sürüp geri çekildi. "Elbette. Neden söylemeyeyim ki?"

"Matematikte de bilmediğini söylemiştin."

Mete, Denizhan'ın neden böyle davrandığını anladığında, gülerek başını iki yana salladı. "Tam bilmediğimi söyledim." Denizhan, kaşları çatılsa da gerçekten öyle söylediğini hatırladığında hemen konuştu. "İkinci sorduğum soruyu yapamayacağını söyledin."

"Bulabilir misin, demiştin. Bazen bulamıyorum, o yüzden pek değil, dedim."

Denizhan, başını iki yana salladı. "Zor demiştin."

"Evet, zor. Ama çözebilirim."

İç çekti. "Pes ediyorum."

Mete, gülerek ellerini arkasında birleştirip başını kaldırdı. "Top sektirmeyi bilmiyorum." 

Tek kaşı havaya kalktığında, dudakları da kıvrılmıştı. "Emin misin?" Az öncesine gönderme yapıyordu. Mete, bir kez daha güldü. "Evet, hiç oynamadım, dedim ya."

İkisi birlikte dışarı çıktıklarında, önce Denizhan, nasıl yaptığını bir kez daha göstermişti. Sonrasında, Mete, denemek için ayağına gelen topu, önce ayak ucunda sabitledi ama bir kez zıplatıp vurduğunda, nasıl olduysa alnına çarpmıştı. Alt dudağı sarkarken alnındaki tozlu izle Denizhan'a baktığında, gülmesini sağlamıştı. "Tekrar dene."

MASUM -GAYWhere stories live. Discover now