10

20.5K 1.6K 1.1K
                                    

when you're gone by avril lavigne

*

"sen çekip gittiğinde
ben senin attığın
adımları saydım"

*

Hayatımda hiç bu kadar acımamıştı canım.

Küçükken sürekli kendimi yaralardım. Bisikletten düşerdim, dizlerim ve dirseklerim parçalanırdı. Yine de bir damla yaş düşmezdi gözümden. Eğleniyordum çünkü. Kanları silip geri dönüyordum oyunuma. O zaman acının bir önemi kalmıyordu. Başka duygularla üzerini örtüyordum.

Çok sakar bir insandım. Sürekli bacaklarımı bir yerlerin kenarına çarpardım. Vücudumda ufak morluklar olurdu. Nereye vurduğumu hatırlamazdım bile.

Mark saçlarımdan tutup kafamı duvara vurduğunda bile canım şimdiki kadar acımamıştı. Yanağıma doğru süzülen kanı hatırlıyordum. Onu silmiş ve hiçbir şey yokmuş gibi dikiş attırmak için hastaneye gitmiştim. Sızlanmamıştım bile.

Boğazımdan yükselen öğürme sesiyle biraz daha kustuğumda "Ne yapmalıyız?" diye mırıldanan Lisa'yı duydum. Gözlerimden akan yaşları durduramıyordum. Bardan nasıl çıktığımı hatırlamıyordum. Tek hatırladığım Jungkook'un önüme kadar gelmesi ve deliler gibi bulanan midemdi.

"Biraz su iç." Çenemi tutan Hoseok Hyung su şişesini dudaklarıma yasladığında birkaç yudum içtim. Feromonlarını hissediyordum. Canıma okuyordu resmen. Kalbim sıkışıyordu. Neden bu kadar çok acıyordu?

"Kes şunu." diyerek ona döndüğümde göğsünde birleştirdiği kollarını serbest bıraktı. "Neyi kessin?" diye soran Namjoon Hyung ikimize bakarken kaşlarını çatmıştı. "Feromon." dedim nefes nefese. Her an bayılabilirmişi gibi hissediyordum. Bedenimi ayakta tutacak gücüm kalmamıştı.

"Ben yapmıyorum."

"Biliyorum. Kurduna söyle!"

"Seninle konuşmak için gelmiştim." dediğinde bakışlarımı kaçırdım. Ellerimi yere bastırmaktan kanamaya başlamıştı. Hıçkırarak ağlamaya başladım. Bir şey olmayacağını düşünerek burnumun dikine gitmek benim hatamdı. Böyle bir hata yapmamalıydım. Şuan ondan hiçbir farkım yoktu.

"Sana her şeyi açıklayacaktım, Taehyung. O gün izleri gördüğün an söyleyecektim. Sana yemin ederim kurdum engelledi beni."

"Sus." derken titreyen dudaklarımı birbirine bastırdım. Duymak istemiyordum. O konuştukça ben acı çekecektim. Hıçkırarak ağlarken kafamı öne eğdim. Midem hâlâ bulanıyordu. Boynumu yırtmak istiyordum.

"Eunwoo benim evime geldi. Nedenini bilmiyorum. Üstüm çıplak olduğu için de izleri görür görmez saldırdı. Ben ona gitmedim. Ben ona gitmem."

Kafamı iki yana salladığım sırada Jimin kollarını bana sardı. "Gidelim." Yeniden kafamı salladım. Tam burda durup o beni affettiğini söyleyene kadar bekleyecektim. Ne olursa olsun ruh eşim dışında birinin bana dokunmasına izin vermek benim hatamdı.

En azından kurdum böyle düşünüyordu.

Onu dinleyip barmene yaklaşmamam gerekirdi. Bir suçu olmamasına rağmen yumruk yemişti.

chocolate pudding ✓Where stories live. Discover now