11

19.9K 1.7K 1.1K
                                    

505 by arctic monkeys

*

"büyük ihtimalle parmakların
boynumda gezindiğinde
hâlâ taparım sana"

*

"Sırtımdan inmezsen nasıl kurabiye yapabilirim?"

"Ama doktorun dediklerini duydun." Yanağımı Jungkook'un ensesine yaslarken gözlerimi kapattım. Bacaklarımı beline ve kollarımı da çıplak gövdesine sarmış, bir koala misali sarılıyordum ona. Kurdum burayı çok sevmişti. Kızgınlıkta yuva yapmak yerine onun sırtına yerleşebilirdim. Kesinlikle daha iyi bir fikirdi.

"Biliyorum ama zaten feromon yayıyorum."

"Bari malzemeleri çıkartana kadar böyle durayım."

Pes ederek "Tamam." dediği sırada tek eli bacağımda duruyordu. Ona söylediğim malzemeleri tek tek tezgâha koydu ve kafasını çevirip bana bakmaya çalıştı. Bunu fırsat bilerek yanağını öptüm. Ardından konuşmasına izin vermeden sırtından indim.

Doktor bir anda fazla kan kaybettiğim için güçsüz düşebileceğimi söylemişti. Bunu duyan Jungkook beni alıp önce doktorun kağıda yazdığı kremi bulmuş, sonra da benimle beraber kendi evlerine gelmişti. İtiraz edecek fırsatım olmamıştı. Ayrıca bana kurabiye yapacağını söylemişti. Ben de hemen kabul etmiştim.

Onun yanında dikilmeye devam edip yağ ve pudra şekerini gösterdim. "Önce ikisini bir kapta güzelce yoğurman gerekiyor. Ama ellerini yıka." Kafasıyla onaylayıp musluğu açtı. Onu beklerken telefonumdan bir şarkı açtım.

Dediğimi yaparken kaşlarını çatmış, kendini işine vermiş gibi görünüyordu. Mutfağa girmeden önce tişörtünün pis olduğunu düşünüp çıkartmıştı. Çantamdaki yedek tokalardan biriyle onun saçlarını da toplamıştım. Bu haliyle gözüme çok hoş geliyordu.

"Elini kalbinin üstünde tut." dediğinde bakışlarımı yüzünden çektim. "Yeniden kanamaya başlar yoksa."

"Doğru..." diye mırıldanırken dirseğimi diğer elime yaslayarak durdum. İşi bittiğinde bana döndü. Ona diğer malzemeleri ve miktarlarını söyledim. Dediklerimi tek tek katıp yoğurmaya devam etti. "En son damla çikolata." derken uzanıp paketten birkaç tane aldım.

"Konuşmak istediğin bir şey mi var?" dedi durduk yere ciddileşerek. Omuz silktim ve çalan şarkıyı değiştirdim. "Neden sordun?"

"Kurdun beni de huzursuz ediyor."

"Ona şımarık demene alınmıştır belki?"

Sırıttığında keyifle gülümsedim. Aldığım damla çikolatayı onun ağzına uzattığımda kafasını iki yana sallamıştı. "Ama bu bitter çikolata. O kadar da tatlı değil."

"Hoşuma gitmiyor."

"O gün çiğ kurabiye hamuru yemiştin."

Kaşlarını çatarak birkaç saniye duraksadı. Ardından hatırlamış gibi yeniden sırıttı. "Sadece senin kurabiyeni yerim."

"Bu da benim tarifim."

"Ama ben yapıyorum."

"Çok inatçısın."

chocolate pudding ✓Where stories live. Discover now