14

16.9K 1.5K 492
                                    

need to know by doja cat

*

"sadece tüm gece
seninle birlikte
olmak istiyorum"

*

- bir hafta sonra -

İnleyerek kısmen çıplak olan bedenimi yatağa bıraktım. Üzerimde sadece iç çamaşırım olmasına rağmen yandığımı hissediyordum. Hava yeterince sıcaktı, kızgınlığa girmem hiç işime yaramıyordu tam şuan. Sürekli ses çıkarıp durduğum için pencereyi veya kapıyı da açamıyordum.

Bu akşam evimize misafir gelecekti ve çoktan hava kararmıştı. Sabah bunu duyar duymaz telefonuma sarılıp Jungkook'u çağırmıştım. Gelecek olan ailenin iki tane alfa oğlu vardı ve ilaç içecek olmama rağmen kurdum yine Jungkook'a muhtaçtı. O aptal alfaların kızgınlıkta olduğumu anlayıp beni alay konusu etmelerine izin veremezdim. Sorunsuz bir akşam olacaktı.

Elimin tersiyle gözünden düşen yaşı sildim. Aynı anda annem adımla seslenerek kapıma vurdu. "İlacını getirdim bebeğim. Belki akşam iyi yiyemezsin diye çorba da yaptım sana." Bir süre nefeslendim. Ağzımı açtığım an ya inliyor ya da anlamsız şeyler söylüyordum. Biraz soluklanmam gerekiyordu.

"Teşekkürler anne. Bir dakika-"

Üzerine yattığım tişörtü üzerime giyerken hareketlerim yavaştı. Kasıklarıma iğneler batıyor gibiydi. Karnımın ağrımasını ve midemin hafif bulanmasını da görmezden geliyordum dakikalardır.

Ayağa kalkarken elimi belime yasladım. Kapıya ulaşmak sandığımdan daha zordu. Hemen o ilacı içip rahatlamak istiyordum.

Kapıyı açtığımda annem hızlıca yüzümü inceledi. Ardından elindeki tepsiyi bana uzattı. Bir kase çorbanın yanında bir peçetenin üstünde minik hap ve bir kase de çikolatalı puding vardı. Dudaklarımı yalayarak tepsiyi aldım. "Çorbanı içmeden puding yemiyorsun. Jungkook arayıp biraz gecikeceğini ama en fazla bir saate geleceğini söyledi."

"Beni neden aramamış?" diye homurdandım hapı ağzıma atıp suya gerek duymadan yutarken. Annem omuz silkti ve gitmeden önce "Belli ki onunla konuşurken rahat bırakmıyorsun." dedi. Yüzümü buruşturdum.

Giderken kapımı kapattığı için rahatlığıma kavuşup elime aldığım kaşıkla çorbayı içmeye başladım. Ayakta duruyordum çünkü oturmak beni düşündüğümden de çok zorluyordu. Birkaç dakikayı çorbamı içerek geçirdim. Ardından puding dolu kaseyi aldım ve penceremin önüne gittim.

Muhtemelen birazdan misafirler geleceği için beni Jungkook konusunda bilgilendirmişti. Çünkü o da babam da çok iyi biliyordu ki beni huzursuz eden en ufak şeyde olay çıkarmaktan çekinmezdim.

Pudingimi bitirirken evin önünde duran beyaz arabayı fark ettim. Ön koltuktan ve sürücü koltuğundan inen çocukları görmek gözlerimi devirmeme neden oldu. Kesinlikle ikisini de sevmiyordum. Fazla yakın olduğumuz bir aileydi ve birkaç yıl önce beraber tatile gittiğimizde ikisinin de bana nasıl asıldığını dün gibi hatırlıyordum. Üzerimden iddiaya girdiklerini bile duymuştum.

Boş kaseyi masamın üzerinde duran tepsiye bıraktım ve dolabımı açtım. İlaç çabucak etki ettiğinden daha rahattım. Yine de ev feromonlarımla doluydu. Altıma rahat edeceğimi düşündüğüm siyah eşofmanımı giydikten sonra saçlarımı bağladım. Biraz parfüm sıktıktan sonra çabucak onları karşılayıp kaçma isteğiyle alt kata yöneldim.

chocolate pudding ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin