7.Bölüm

150 19 8
                                    

(3 yıl sonra.)

Naruto, Jiraiya sensei'siyle beraber uzun zamandır uğramadıkları Konoha'nın tanıdık yoluna girmişlerdi. Naruto özlediği yere dönmenin vermiş olduğu hisle kocaman gülümsedi. Ardından derin bir nefes alıp Konoha'nın giriş kapısından içeri girdiler.

Naruto ve Jiraiya'nın giriş yaptığını gören görevli ninjalardan biri Tsunade'ye iletmek adına yola çıktı.

Naruto küçükken köyü kurtarmak adına elinden geleni yaptığı için gezdiği sokaklarda artık ona saygı duyanlar çoğunluktaydı. Tabi hala Naruto'ya güvenmeyen çok insan vardı ama artık durupta onu ayıplamak adına konuşmuyor ya da bakmıyorlardı.

Naruto ona başlarıyla selam veren bir kaç kişiye aynı şekilde gülümseyerek cevap veriyor bir yandan da bu durumu azcıkta olsa garipsiyordu. Sonrasındaysa çok takmayıp Jiraiya ile olan konuşmalarına geri dönüyordu.

Ardından sokakta duran bir direğin üstüne zıpladı ve öylece etrafa bakmaya başladı. Çok geçmeden kulaklarına tanıdık bir ses doluşmuştu.

"Noruto onii-chan."

"Konohamaru." diyerek onun yaptığı gibi seslendi Naruto ve bakışlarını aşağı çevirdi. Ona kocaman gülümseyen boyu uzamış ve yüz hatları az da olsa değişmiş olan çocuğun yanına doğru atladı ardından devam etti. "Ne kadar büyümüşsün."

Sinsice gülümseyip "Evet artık büyüdüm ve çok güçlendim." demişti iki arkadaşının ortasında ellerini beline yerleştirip gururla gülümseyen Konahamru.

Naruto konuşmak adına dudaklarını araladı lakin uzaktan gelen tanıdık sesle o tarafa bakıp dudaklarını bibirine bastırdı.

"Naruto."

Ona doğru yaklaşan pembe saçlı kıza gülümseyip; "Sakura-chan." demiş ve ona el sallamıştı. Yanına ulaşan Sakura Naruto'ya kısaca sarılıp geri çekildi ve ona bakarken düşündü. 'Ne kadar değişmiş.'

Bu sırada Naruto hafifçe gülümseyip tek elini ensesine atıp kaşıdı. Biraz utanmış gibi hissediyordu. Ardından araya giren Konahamaru'yla bakışlarını Sakura'dan ayırıp ona döndü.

"Artık bana öğrettiğin Jutsu'yu yapabiliyorum. Hadi kapışalım." demişti heyecanla Konahamuru'nun arkadaşlarında biri olan küçük kız sinirle kollarını sıyırıp vurmaya hazırlanırken Naruto'nun dedikleriyle duraksadı.

"Konahamaru artık o günler eskide kaldı." Sakura duyduklarıyla Naruto'nun düşünce tarzı olarak da ne kadar olgunlaştığını düşünüyordu ki devamını duyduğunda gözlerinden ateş çıkarmaya başlamıştı.

"Artık o jutsu'yu geliştirdim." dediklerinden sonra Konahamaru'yla jutsuyu yapmak adına el işaretlerini yaptılar birbirlerine doğru lakin ikiside başlarına yedikleri darbeyle işaretleri bozup ellerini başlarına yönlendirdiler.

"Sakura-chan hiç değişmemişsin hatta her zamankinden daha da sert vurdun sanki." diyerek isyan eden Naruto'ya bakmadan arkasını dönerek ilerlemeye başladı Sakura ve;

"Biraz olsun olgunlaşmışsındır diye düşünmüştüm." dedikten sonra sokağın sol tarafına dönüp gözden kayboldu.

Naruto Konahamaru'larla vedalaşıp ilk önce Tsunade'nin yanına uğradılar Jiraiya sensei'siyle. Oradan çıktıktan sonra Jiraiya'la ayrıldılar.

Naruto kendi kendine Konoha'nın sokaklarında gezerken gördüğü kişiyle gülümsedi ve; "Kiba." diyerek seslendi. Kiba duyduğu sesle Naruto'ya çevirdi bakışlarını. "Naruto cidden sen misin?"

Naruto başıyla onaylayıp yanına ulaştı ve kocaman gülümsedi. "Tabiki benim dattebayo."

"Çok değişmişsin." dediğinde Naruto gururla gülümsedi ardından Kiba'nın yanında duran kapşonlu kişiye bakıp hafifçe gülümsedi. 'Kimdi ki bu?' diye düşünürken hala tanıyamadığı arkadaşına bakıyordu mahçupça

Shino onu tanımayan arkadaşına bir süre bakıp bakışlarını başka yöne çevirdi ve düşündü. 'Beni unutmuş muydu?'

"Senin adın neydi dattebayo. Ben tam olarak çıkartamadım da..." dedikten sonra bir süre bekleyip küçük bir özür bahşetti ona.

"Shino Aburame." diyerek kısa cevap veren kapşonlu gence bakıp aydınlanmışcasına konuştu Naruto. "Doğru ya sen böcek adamsın."

Kiba Naruto'nun dediğine kahakahasıyla cevap vermiş. Shino ise karamsar bir ruh haline bürünmüştü. Naruto Shino'nun halini gorünce "Hadi ama dattebayo. Özür dilerim bu kadar üzülme." demişti.

Bu ortamı duvarın arkasından izleyen Hinata'ysa heyecandan kalbi yerinden çıkıcak gibi hissediyordu. Naruto 3 yılın sonunda dönmüştü. Hasret çektiği kişi sadece bir kaç adım ötesinde onun takım arkadaşlarıyla gülüşüyordu. Hinata tekrar duvarın kenarından bakıcağı zaman Naruto birden önünde belirdi. Böyle yakalanmanın verdiği utançla Hinata her zamankinden daha da fazla kızardı. Eskiden yanakları kızaran kızın şimdi bütün bir yüzü hatta boynunun bir kısmı dometese dönmüştü.

Hinata'ya bakan Naruto gülümsedi ve heyecanla konuştu. "Hinata seni görmek ne güzel. Saçlarını mı uzattın?" sorusunu sorduktan sonra Hinata'nın saçını avuçları arasına alıp tarak misali narince gezdirip çekti ellerini.

"Hinata saçların çok yumuşak ve güzel duruyor." dediğinde Hinata da şalterler attı ve baygınlık geçirip Naruto'nun kollarına düştü.

"Hey Hinata iyi misin?" diyerek ona endişeyle bakan Naruto'yu Shino sakince cevapladı. "Merak etme birazdan uyanır."

Naruto başıyla onaylayıp Hinta'yı Kiba ve Shino'nun yanındaki ağaca kadar taşımış ardından onu ağacın altına bırakmıştı.

Bir süre sonra Naruto daha yeni Kibaların yanından ayrıldığında Hinata gözlerini aralayıp nerede olduğunu teyit etmeye çalıştı. Sonrasında olanlar aklına gelince hızla ayaklanıp; "Na-Naruto-kun?!" demişti.

Kiba ona sırıtarak bakmış ardından Naruto'nun gittiği tarafı işaret parmağıyla işaret edip konuşmuştu. "Prensiniz bu taraftan gitti Hinata-sama."

Hinata kızarmış ardındansa bir şey demeden o yöne koşmaya başlamıştı. Hinata Naruto gittiğinden beri kendi kendine bir söz vermişti. O köyden ayrılmadan önce beraber ichiraku ramen yemeğe gitmişlerdi lakin her zaman olduğu gibi daveti Naruto etmiş Hinata ise utanarak kabul etmişti. Ama bu sefer öyle olmuyacaktı bu sefer Naruto'nun karşısına çıkıp kendisi davet edicek ve utanmamaya özen göstericekti.

Hinata Naruto'nun olduğu sokağa giriş yaptığında duraksadı ve sevdiği adamın sırtını izledi bir süre. Her zamanki gibi iki eli ensesine yaslı yavaş yavaş etrafı izleyerek ilerliyordu Naruto. Hinata kocaman gülümsedi. Ne zamandır sokaklarda görmüyordu sevdiğini ve üzerinde ki truncu kıyafetleri.

Sanki Naruto gittiğinden beri köy rengini kaybetmiş gibiydi Hinata için. Ama artık Köy ve sokakları rengine kavuşmuştu bu yüzden aşırı mutlu ve heyecanlıydı.

Daha fazla oyalanmanın saçma olduğunu düşünen Hinata koşarken ilk defa bu köyün sokaklarında sesini yükseltti. "Naruto-kun!!!"

Naruto Hinata'nın sesi kulaklarına iliştiğinde ilk önce inanamadı ve sesin geldiği yöne dönüp Hinata'ya baktı. İlk defa Hinata'nın sesinin yükseldiğini duyuyordu doğru hatırlıyorsa.

O şaşkınlığını üzerinden attığında Hinata çoktan önünde ve gözlerinin içine bakıyordu. Naruto düşündü 'Hinata bugün ilklere mi imza atıyordu sanki'

Naruto'nun düşüncelerini bölen kişi yine Hinata oldu. "Naruto-kun seni tekrar görmek çok güzel." ani söylediği şeye Hinata bile inanamayınca Naruto güldü ve cevap verdi.

"Seni de tekrar görmek çok güzel Hinata." dediğinde Hinata da ona gülümseyip konuşmasına devam etti.
"Ben şey demek istiyordum... Şey." dediğinde Naruto merakla onu dinliyor devam etmesini söylüyordu gözleriyle.

"Son günkü yaptığımız gibi ichiraku ramen yemeğe gitmek ister misin?"

Naruto duyduklarıyla gülümseyip son günlerini hatırladı. O günü gerçekten güzelleştiren en büyük detay onun için Hinata'ydı.

"Bu da soru mu şimdi dattebayo? hadi hemen gidelim." dediğinde Hinata gülümseyip Naruto'yla yan yana ramen yemek için yola koyuldular.

𝐴𝑧𝑢𝑟𝑒 𝑠𝑘𝑦 / 𝑁𝑎𝑟𝑢𝐻𝑖𝑛𝑎Where stories live. Discover now