𝐴𝑧𝑢𝑟𝑒 𝑠𝑘𝑦 / 𝑁𝑎𝑟𝑢𝐻𝑖𝑛𝑎

8.Bölüm

(Jiraiya'nın ölümü.)

"Bugün çok fazla ögretmenlerden bahsedildi de aklıma geldi. Ero-sennin acaba napıyordur?" dedi Naruto ensesinde birleştirdiği ellerine kafasını yaslarken. Ardından bakışlarını göreve gittiği arkadaşlarından gökyüzüne çıkartıp devam etti."Ero-sennin'i özledim."

Kakashi dahil herkes ona bakıp kocaman bir gülümseme sunmuştu. Naruto da yüzündeki kocaman gülümsemeyle kendi kendine mırldandı. "Beni bekle Ero-sennin. Başının belası köye geri dönüyor."

Naruto'nun kıkırtısı herkese ulaştığında ortamdaki mutluluk dağılarak çoğalmış gibiydi sanki.

Naruto olaylardan bir haber takımıyla yollarda ilerlerken Hinata'nın kulağına bir duyum çoktan ilişmişti bile. 'Jiraiya pain tarafından öldürüldü.'

'Yağmur köyünde katledildi.' ve bunu gibi bir kaç cümleler daha duymuştu. İnanamadı ilkinde o yüzden var gücüyle koştu Hokage'nin yanına. Sarışın Hokage'nin kapısında soluklandı bir süre ardından kapıyı tıklatmaya başladı.

Kapıyı tıklattıktan sonra odaya girip Tsunade'nin yüzüne baktı. Çokmüş bir hali vardı yüzünde ağlamaktan mahvolmuş gibiydi ama bir yandan da görevi gereği bastırmaya çalışıyordu duygularını.

"Doğru mu?" diyebildi Hinata sadece daha fazla bir şey söylemeye gerek duymamıştı. Tsunade de anlamıştı ne demek istediğini bu yüzden hiç lafı dolandırmadan başıyla onayladı onu.

Hinata iki gözünü yumdu ve aralık olan dudaklarını kapattı. Jiraiya'yı tanımıyor olsa bile Naruto'nun onunla olan ilişkisine yakından tanıklık etmişti. Biliyordu Hinata sevdiği adamın hocasına olan düşkünlüğünü.. Onların arasında baba oğul ilişkisine benzer bir bağ vardı. Kimsenin anlayamayacağı bir bağ.

Hinata Jiraiya ile her ne kadar bir bağı olmasada sevdiği adamı seven büyüten kişiye minnet duyuyor hatta kendine fazlasıyla yakın hissediyordu Naruto sayesinde.

'Hep sevdiklerini kaybediyor.' diye düşündü Hinata 'Hepside sanki ard arda geliyor gibi.' diyerek ekledi düşüncelerine.

Naruto'ların gelemsi birkaç günü bulurdu elbet. Bu yüzden o geldiğinde onu toparlamak adına ilk kendini toparlamalıydı Hinata. Kendi kendine böyle bir karar almıştı. Bu yüzden hiç bir şey demeden sakince izin isteyip uzaklaştı oradan. Ardından sakin, sessiz bir yere ilerledi.

Ayakkaları sanki ona yol gösterir gibi ezbere bir yol izledi. Ardından geldiği yerle Hinata'nın suratına masum bir gülümseme yerleşti. Kamp yaptıkları günün akşamı beraber oturdukları kayanın oradaydı.

Bu sefer sonradan yanına gelip yer edicek bir Naruto'su yoktu elbet ama sıkıntı etmedi ve taşın üstüne oturup önünde akan nehiri izlemeye daldı. Daldı dalmasına ama nehiri düşünmekten çok aklı Naruto'ya kayıyordu. 'Acaba onu gelince nasıl teselli etmeliydi?'

.........

(Birkaç gün sonra)

Hinata hala kendine belirli bir konuşma seçememişti. Bu yüzden kafası çok karışıktı. Nasıl olurdu da sevdiği çocuğu teselli edicek tek bir söz bile gelmezdi aklına?. Hayretler etti kendine.

Bu sırada karşı sokakta bir kalabalık oluştu. Hinata yavaş adımlarını biraz daha hızlandırdı lakin sarışını çoktan kalabalığın ortasından çıkıp hokage binasına girmişti bile. Kalabalığı aşıp ilerledi Hinata. Biliyordu yanında olmalıydı ve olucaktı kararlıydı. Ne diyeceğine o an karar verirdi. Şimdilik en güzeli akışına bırakmaktı.

Aradan geçen birkaç süreden sonra odadan çıktı Naruto lakin sırtını duvara vemriş olan Hinatayı fark etmedi. Kapıyı her ne kadar hızlı kapatmış olsa da odadan çıktıktan sonra her hareketi ağırlaştı. Sadece yere bakıyor ve ellerin cebinde binadan ayrılıyordu Naruto.

Hinata gördüğü manzara karşısında dona kaldı. O an fark etti ki sevdiği adamın gitmesi onun için en kötü olay değildi. Sevdiği adam gitsindi elbet bir gün geri dönerdi. Onun için en kötü an sevdiğinin karşısında olup an be an ölüyor gibi görünmesiydi.. Mutsuz olmasıydı.

Hinata göz yaşı akıtmamak adına direndi ve hemen Naruto'nun peşine ilerledi. Ardından yavaş adımlarıyla son merdivenden indiğini gördü Naruto'nun.

Peşine takılıp bir süre onu takip etti. Tabi bu süre zarfı uzadıkça uzadı. Ne Hianta gitti Naruto'yu rahatsız etti şimdilik Ne Naruto Fark etti onu sabahtan beridir takip eden Hinata'yı.

Naruto evine girdiğinde de gitmedi Hianta. Biliyordu sevdiği adamın huyunu o yapamazdı bu halde evde tek başına. İllaki kendini dışarı atardı. Sonuçta sokak onun eviydi. Evinden çok sokakta mutlu olmuş huzur bulmuştu Naruto. Bunu en iyi küçüklüğünden beri peşinde dolaşan Hinata değilde kim bilicekti.

Düşündüğü gibi de oldu. Naruto çıktı evinden ve ilerledi gidebiliceği kadar gitti. Ardından dükkanın üzerinde gördüğü afişle dükkana çevirdi adımlarını. Hinata dükkana girmedi sadece afişe baktı. Çift çubuklu ortadan ikiye ayrılan bir dondurmanın resmi vardı üzerinde.

Naruto çok geçmeden elinde mavi dondurmasıyla çıktı. Pakete öyle güzel bakıyordu ki açmaya kıyamadığı gözlerinden okunuyordu.

Naruto bir banka oturup istemeye istemeye mavinin açık tonlarında aynı Naruto'nun göz renginde ki dondurmayı çıkardı paketinden. Sonrasında ağzına bile sürmeden dondurmayı izlemeye başladı. Yere dondurmadan bir damla damladığındaysa dayanamadı Naruto ve iki damla da o akıttı gözlerinden.

Hinata dayanamadı sevdiği adamın önüne gecti ve eğildi. Elinde tuttuğu dondurmayı alıp baktı bir süre. O sırada göz yaşlarını elinin tersiyle silen Naruto. Karşısında ki kızı izliyordu. Hinata elindeki dondurmayı ayırıp birini Naruto'ya uzattı.

Naruto ona uzatılan dondurmayı alıp Hinata'ya bakmaya devam ettiğinde Hinata konuşmaya başladı. "Naruto, eminim Jiraiya sensei seni böyle görmek istemezdi. Hem artık öğretmenlerimizden bir şeyler öğrenmeyi bırakıp onların bize bıraktıkları hatıraları başkalarına aktamamız gerekmez mi? hem böylelikle onları yaşatmaya devam. ederiz." Naruto bir süre karşısında ki kızı ve kıvrılan dudaklarını izlemişti. Ardından o da hafifçe dudaklarını kıvırıp gözlerini gökyüzüne dikti.

"Hem onlar seni her zaman gökyüzünden izliyor olucaklar. Bunu unutma Naruto yanlız değilsin. Biliyorum sevdiklerini kaybettin ama daha kaybetmediğin insanlar da var." dediğinde Naruto hak verircesine başını sallayıp Hinata'nın elini tuttu. Hinata'yı yanına çekip oturtuktan sonra küçük bir tebessümle "Teşekkür ederim Hinata. Beni kendime getirdin." dedi.