9.Bölüm

112 13 2
                                    

Sabah'ın erken saatlerinde penceresinden içeri giren ışıkla Naruto bakışlarını gökyüzüne çevirdi. Akşamdan beri tavanı izleyen gözleri şimdiyse sabah güneşinin gökyüzünü renklendirmesini izliyordu. 'Daha ona söylemek ve göstermek istediğim o kadar şey vardı ki' diye düşündü Naruto. Daha bir çok şey içinde kalmıştı kalmasına ama gökyüzünün güzelliği o kadar mayıştırmıştı ki gözlerini, zaten yorgun olan gözleri de bahane arıyordu kapanmak için.

.....

"Hey Ero-sennin hani antrenman yapıcaktık niye hamama geldik dattebayo." diye yakındı küçük.

O sırada içeriyi gözetleyen hocası ona bakıp işaret parmağını kaldırıp dudaklarına götürdü ve çektikten sonra konuşmaya başladı. "Bizi yakalatmak mı istiyorsun Naruto şurada iş üstündeyim sessiz ol."

"Röntgenci ero-sennin." diye ekledi naruto ve ellerini göğüsünde birleştirip bakışlarını hocasından farklı yönlere çevirip gözlerini kıstı.

"Ohohoho." diye sevinçli bir şekilde mırıltılar çıkarmıştı Naruto'nun hocası lakin sevinci çok uzun bir süre onunla beraber kalmamış bir kadın çığlığı ile birlikte bir ses daha duyulmuştu.

"Hey sizi röntgenciler olduğunuz yerde kalın."

Naruto göğüsünde birleştirdiği ellerini çözüp hocasına baktı.. Ama hocası ortalarda yoktu ardından arkasına baktı Naruto ve gördüğü manzara topuklarını kıçına vura vura kaçan bir Jiraiya'ydı. Hocasının peşine o da var gücüyle koşmaya başladığında çok geçmeden hocasına yetişti.

"Hepsi senin suçun dattebayoo." diyerek çıkıştı küçük sarışın ve devam etti. "Eğitim yapıyor olsaydık bunların hiç biri olmazdı."

Jiraiya da bağırarak karşılık verdi. "Hepsi yeni kitabım için birer nimet tamam mı?" Bu sırada ikili ara sokaklardan birine sapıp durdular soluklanırken bir yandan etrafı gözetleyen hocasına bakıyordu Naruto.

"Sanırım izimizi kaybettirdik." diyip rahatça bir iç çekti Jiraiya ve gülümseyip bakışlarını sarışın çocuğa çevirmişti ki Naruto'nun korku ile yutkunduğunu ve tam olarak hocası Jiraiya'nın arkasına baktığını fark edip hızla döndü. Döndüğü gibi karşısında sinirle yumruğunu sıkarak onlara gösteren Tsunade duruyordu.

"Tsunade!"

"Tsunade obachan!"

İkisinden de aynı anda bu ses duyulmuş ve güzel bir yumruk yedikten sonra özürlerini sunmuşlardı daha yeni hokage olan saygı değer kadına. Ardındansa ceza olarak hamam temizlemişlerdi.

....

Jiraiya Konoha'dan ellerini arkasında bağlamış bir şekilde uzaklaşırken hafifçe sırıttı. Arkalarında bıraktıkları küçük kız ona nedensiz eskileri hatırlatmıştı. "Naruto." dedi ero-sennin sakin bir ses tonuyla. Naruto bakışlarını yavaşça kaldırdı ve devam etmesini beklercesine ona baktı.

"O kız.." dedi demesine ama Naruto araya girip; "Hinata mı?" diyerek sorusuna soruyla cevap verdi.

"Başka hangi kız olabilir salak tabi ki o!" diyerek onu yanıtladı biraz yüksek bir sesle ve sonra geri sakin tavrına bürünüp konuştu. "Onun hakkında ne düşünüyorsun?"

Naruto çenesini hafifçe işaret ve baş parmağı arasına alıp bir süre öylece durdu, ardındansa dudaklarını aralayıp kollarını serbest bırakırken hocasına bakıp geri geri giderken konuşmaya başladı. "O çok iyi bir kız ve çok iyi bir arkadaş... Tabi kimi zaman tuhafta bir kız oluyor ama tuhaflık iyidir." diyip bir süre durdu ve devamını getirdi "Neden sordun ki şimdi bunu dattebayo?"

Jiraiya hafifçe gülümserken önünde, ellerini ensesinde birleştirmiş ve artık bakışlarını yola çevirmiş olan Naruto'ya baktı. Ardındansa elini saçlarına uzatıp hafifçe baskı uygularken karıştırdı. Bu hareketi Naruto'nun yolda durmasına sebep olmuştu kafasını kaldırıp hocasına baktığındaysa hala ilerlediğini gördü.

Naruto baba şevkatiyle okşandığını hissetmişti adeta saçlarının ve bu da onun o kadar hoşuna gitmişti ki sırıtmadan edememişti. Sonrasındaysa koşar adım ilerlemiş ve Jiraiya'nın yolunu kesip konuşmaya başlamıştı. Yolu kesilen Hoca ise durup önünde daire çizerken konuşan sarışını dinlemeye başladı.

"Ero-sennin neden ben he neden ben? yoksa yeteneklerimin farkına varıp mı beni öğrencin olarak almaya karar verdin?"

"Eskiden dördüncü hokageye öğretmenlik yapmıştım ve sende ona inanılmaz derecede benziyorsun."

....

"Naruto, herkes bu shinobi dünyasında nefretin cirit attığını anlayabilir." dedi Jiraiya merdivenlerde oturmuş yeni çıkartıcağı tavlama taktikleri kitabını yazarken.

"Nefret mi?" sessizce sordu hocasına Naruto. Jiraiya ise hafifçe gülülseyip konuşmasına kaldığı yerden devam etti. "Bu nefret konusunda bir şey yapmak istiyorum.." dedi ve elini esnsesine götürüp devam etti. "Ama ne yapmam getektiğini hala bilmiyorum. Lakin bir gün İnsanların birbirini anlayabileceği bir zamanın geleceğine inanıyorum."

"Bu çok karışık bir şey gibi geldi ero-sennin." diyip hafifçe güldü Naruto ve dinlemeye devam etti.

"Eğer olur da cevabı bulamazsam bu cevabı bulma işini sana mı devretsem acaba?" diyerek dalga geçercesine sordu Jiraiya altında Naruto'nun fark etmediği bir gerçeklikte gizliydi tabi.

Naruto gülümseyerek "Başüstüne! eğer sen istiyorsan boynum kıldan incedir ero-sennin." dediği gibi ustası da dayanamayıp bir kahkaha tufanı yaydı etrafa.

"Ne var? Ne gülüyorsun dattebayo" dedi Naruto garipsercesine.

"Gülümsemen bana bütün dertlerimi unutturuyor.. Seni iyi ki öğrencim olarak almışım." dedi Jiraiya ve kocaman gülümsedi.

....

Naruto gözlerini açtığında sabah gördüğü güneşin artık tam tepede durduğunu fark etti. Ama umrunda da değildi anılarını rüyalarında görmek onu bir yandan o kadar mutlu etmişti ki sırıtıyordu bir yandansa o kadar kalbine dokunmuştu ki göz yaşları bir yol misali yastığına dökülüyordu.

'Ero-sennin.. sen bana çok değerli bir şey verdin. Her zaman kalbimde olucaksın.' diye düşündü sarışın ardından ayaklanıp dışarı çıktı ayakları şu an onu tek bir yere götürüyordu kendi elleriyle hazırladığı hocasının mezarına...

Mezarını her şhinobi'nin ki gibi bir yere yapmamıştı onların aksine hocasının ki bir ağaç kabuğunun altındaydı. ve etrafı Naruto'nun koyduğu çiçeklerle kaplıydı.

Tabi ki de mezara gitmeden önce yanında çok sevdiği ramanlerinden iki kutu almıştı biri hocasına diğeri ise kendisineydi...


𝐴𝑧𝑢𝑟𝑒 𝑠𝑘𝑦 / 𝑁𝑎𝑟𝑢𝐻𝑖𝑛𝑎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin