Pars Özel Bölüm 4

8.1K 258 51
                                    

Hellö, soluksuz okuyacağınız bir bölümle karşınızdayım. Yorumlarınıza gerçekten açığım fakat ne olur kitabın bazı kısımlarına takılıp gereksiz eleştiri yapmayın, unutmayın ki sizinle düşüncelerimiz aynı olsaydı beni okumak cazip gelmeyebilirdi. Hepinizi çok seviyorum 🖤 kocaman sevgilerle 🦋

_______________________________

(1 Hafta geçmiştir, Pars bu sürede şirketten çok yeraltı dünyasının işleriyle haşır neşirdi. Düzenin tekrar değişmesi için önemli bir ismin ortadan kalkması gerekiyordu.)

Gürtaç Lal'in zoruyla toplantıya gelmiştim. Yaşlı konseyinin önünde hesap vermem için beni tongaya düşürmüştü, geçen hafta Koralp'i asitle eritip cesetlerini ailesinin evine göndermem onları kızdırmış olmalı.

Mehmet Gönenç koltuğunda huzursuz bir şekilde bana bakıyordu,

Faruk İlbeşer' de arkasına yaslanmış bir şekilde öylece oturuyordu.

Diğer isimler (Dolunay vb. Benden önemli olmayan diğer mafyalar sırası gelince isimlerini size sayarım ama benim ismim yeter biliyorsunuz), masa etrafında toplanmıştı.

Mehmet Gönenç,

-"Düşünmeden yaptığın tüm işler dengemizi sarsıyor Pars, hepimizin kendine ait alanı var ama sen herkese saldırıyorsun."

Dudağımı yana kıvırmıştım, son hamlem götüne koydu herhalde!

Yutkunmuştu.

-"Siz ne düşünüyorsunuz dostlarım bilmiyorum ama, Koralp benim en yakın ortağımdı. Kaldı ki Pars, asitli vücutlarını onun ailesinin evine gönderip bir de üstüne evlerini yakmış."

Kimse ses çıkarmıyordu, gömleğimin yakasını açmıştım.

-"Karımın canına kast edilmişken, sikmişim dengesini."

Mehmet sadece beni izliyordu, kışkırmamı sağlıyordu aklınca. Ben sinirlenip onu vurmaya kalkacağım ve herkes beni durduracak falan hah!

Mehmet,

-"Arkana iyi bak Pars, sana gölgenden bile daha yakınım. Adımlarına dikkat etsen iyi olur."

Hepsi birbirine bakmıştı, sırıtmaya başlayıp derin bir nefes almıştım.

-"Ben işimin bittiğini ortadan kaldırır, iş yapacağımı el üstünde tutarım. Herkesin sınırı bellidir, herkesle aynı masaya dahi oturmayacağımı en iyi bildiğinizi düşünüyorum."

Ayağa kalkıp, ellerimi masanın üstüne koymuştum, Mehmet Gönenç'in gözlerine gözlerimi dikip,

-"Canımı yakanın, canını yakar cesedini ve yedi sülalesini keser atarım. Önüme engel olarak çıkanı ulu orta asar, bir daha da kimsenin çenesini açtırmam."

Mehmet Gönenç yutkunmuştu,

-"Benim karımın bir saç teline daha zarar gelecek olursa, bu alemin amına koyar üstüne benzin döküp çakmağı çakar yakarım. Beni bu gibi sikik toplantınıza çağırmayın, bir daha ayağınıza gelmem. Bir derdiniz varsa adresim belli, ayağıma gelin."

TANBEYWhere stories live. Discover now