-79-

2.9K 92 23
                                    

Pars'tan

Muştamı parmaklarıma geçirip sigaramı dudaklarıma yerleştirmiştim, masaya vurup ayağa kalktığımda Burak sigaramı yakmıştı.

"Bitiyor mu?"

Gözlerimi gözlerinden çekmiştim, bıkkınlıkla,

"Bitmek zorunda. Ortadan kalkmalı."

Sigaramı içerek koridordan yürümüştüm. Gömleğimin yakasını açıp kollarımı sıvarken,

"Destina bunu öğrenmemeli."

Burak'a sert bir bakış atmıştım. Burak kafasını sallayıp,

"Tabii ki. Asla bilmeyecek."

Telefonum çalmaya başlamıştı, depoya girmeden önce bakmıştım. Arayan bebeğimdi.

"Efendim canım?"

Sesi neşeliydi, en azından biraz gevşemiştim.

"Kızlarla Avm günü yapacağız sevgilim, haber vermek için aradım."

Bugün güzel bir zaman dilimi değildi, ama bunu ona açıklamam mümkün müydü?

"Bunu haftaya yapsanız daha iyi sanki sevgilim. Bugün akşam bir yerlere kaçabiliriz seninle."

Afallamıştı,

"Pekala, nereye?"

Evet güzel soru, nereye Pars?

"Sen sadece hazırlan, belki koya gideriz?"

Pek fazla soru sormaması için kısa ve kaçamak şekilde cevaplar vermiştim. Telefonu kapattığımda derin bir nefes alıp,

"Evden çıkmaması gerekli, birkaç adam gönder eve."

Burak kafa sallayıp telefona sarılmıştı, sigaramı söndürüp depoya girmiştim.
Kayınbabam'la sanırım bu milyonuncu kez yüz yüze gelişim, ve inanın insanın canını sıkan kısım sevdiğini dünyaya getiren bir insanın bu şekilde davranıp, senin canından çok sevdiğine zarar getirecek konumda olması. Buna ben delirmeyeyim de kim delirsin! Lambayı açtığımda ağzından kan tükürmüştü, onu sandalyeye zincirle sımsıkı bağladıklarından olsa gerek vücudu kıpkırmızı kesilmişti.

"Demirhan...Nasılsın kadim dostum?"

Dalga geçerek söylediğin cümleye Demirhan şaşkınlıkla bakmıştı.

"Benimle taşak mı geçiyorsun?"

Kahkaha atmıştım. Asıl benimle taşak geçen kendisi değil gibi bana mı söylüyordu bunu? Ona yavaşça yaklaşıp yüzüne muştayla sertçe bir yumruk sallamıştım.
Sandalyede ileri geri yalpalanırken, ağzından inilti çıkmıştı.

"Kan davanı temizlerken bana ne kadar ağlamıştın?"

Yüzüme bakmıyordu, bir kere daha yumruk atmıştım. Bu sefer burnundan bir kemik kırılma sesi duymuştum. Burnundan kan gelirken,

"Ben sadece kan davası olduğunu sö-söyledim sana. Sen de çocuklarımı sormuştun."

Boğazını tutup,

"Amcık herif! Ortada bir kızım var diye gezerken 6 çocuğun var senin. Sadece kız çocuğun var diye o kıza bir zarar gelmesin diye çözeyim istedim!"

Kan tükürüyordu, adamlarım ikimizi de izlerken sinirden dişlerimi sıkıyordum.

"Kan davasını çözmek için keşke seni gebertseydim piç!"

Bağırışıma rağmen bana bakmadığı için daha çok delirmiştim. Çenesine doğru bir yumruk attığımda,

"Kaç adamla anlaştın lan! Kaç adamla anlaştın benim kızım için!"

TANBEYOnde histórias criam vida. Descubra agora