-81-

2.3K 104 53
                                    

Önceki bölümün devamı,

Destina'dan

Saçlarımı okşuyordu, nefes alışverişlerini hissediyordum. Onu arada ittirmeye kalksam da Pars aldırmadan belimi sıvazlıyordu.
O kadar uykum gelmişti ki, saatlerdir onun kucağında ona yapışık bir haldeydim. Beni asla bırakmamıştı, Pars sessizce üzerimizi örtüp yüzümü boynundan kaldırmadan,

-"Dinlenmen gerekiyor değil mi hayatım?"

Ses çıkartmamıştım. Pars sonunda omuzlarını gevşetmişti. İç çekip arkamı dönecekken üzerimdeki eşofmanları çıkartıyordu.
Beni kazağının içine sokup, başımı boynundan çıkartarak kucakladığında gözümdeki yaşlar sakalına düşmüştü. Beni gözlerimden öperek,

-"Bir şey söylemene gerek yok, ben hep buradayım."

Dudağım yine titrediği için yüzümü eğmiştim. Beni çenemden kaldırıp,

-"Ağlamanı gizlemene gerek yok. Sadece canım yanıyor senin o güzel gözlerinden yaş gelince."

Bana sıkıca sarılıp iç çekmişti. Gözlerimi açık tutamadığım için kapatmıştım. Bugüne kadar en güzel yenilgim onaydı...

____________________________________

Pars'tan

Saatlerdir boynumda hareketsiz bir şekilde bana sımsıkı sarılmış bir halde uyuyordu, kendimi hiç bu kadar kötü hissetmemiştim. Ona bu kadar zarar vermek beni çok üzmüştü.
Rahatsız olmasın diye kıpırdamıyordum bile...Saçlarının kokusunu içime çektiğimde yaşadığım huzur paha biçilemezken neden böyle olmuştuk? Ona asla sevgim aşkım azalmamıştı, ama neden birbirimizi hırpalıyorduk?

Yüzüne bakmıştım, küçük bir melek gibi uyuyordu. Dudağımı ısırıp alnından yumuşak bir şekilde öpmüştüm. Gerçekten uyuduğunu hissedebiliyordum ki günlerdir bu kadar uyumuyordu. Ben de uyumuyordum ki. Bazen bazı şeyleri sorduğunda yanıtlayamadığımda keşke kurcalamasan bebeğim. Keşke detaya inmeye çalışmasan da ben de seni durdurmak için kötü davranmasam. İlk defa birini gerçekten bu kadar sevdiğim için nasıl davranacağımı bilmiyorum bazen...
Koskoca 180'lik adamı uğruna kedi gibi yapan kadın minyon bir dişiydi. Uğruna öleceğimi bile biliyorsundur umarım.

_____________________________________

Destina'dan

Pars'ın yanağımı okşamalarına gözümü açmıştım.

-"Uyan benim güzel bebeğim."

Yüzümün her bir yerini öperken gözlerimi tekrar kapatmıştım. Çenemi kavrayıp boynumu öpüyordu.

-"Hadi ama, kahvaltı edelim minik göbeğin acıkmadı mı?"

Başımı sağa sola sallayıp tekrardan uyukluyordum. Çok rahattım!

Bir süre sonra tam uykuya dalacağım sırada Pars benimle beraber ayağa kalkmıştı. Bir anda aşağı doğru kayacağım sırada beni popomdan tutup,

-"Kahvaltı ettireceğim sana, ama ilk bir açmam lazım."

Popomu avuçladığında dudağını ısırmıştım.

__________________________________

Pars'tan

Eve döndüğümüzde Destina'ya tatlı bir şeyler ayarlamaya çalışıyordum. Her sinirlendiğinde tatlı yeme isteği çoğalıyordu çünkü.
Burak mutfak masasına kurulmuş sinirli bir şekilde sigara içiyordu. Bizi gördüğünde derin bir iç çekip,

-"Şükür amına koyayım! Bir daha kavga etmeyin lan ruhumu emdiniz."

Kaşlarım çatılmıştı,

"Kardeşim bir evlen seni de göreceğim, tartışmasız ilişki mi olur lan göt!"

Küçümseyici bakışlar atıyordu, omuz silkip buzdolabını açarken ona dönerek;

"Şehvetli bir sevişmenin çözemeyeceği bir kavga veya tartışma kabul edeceğimi nereden çıkardın?"

Burak elindeki pasta kutusunu gösterip,

-"Yengeyi tanıyoruz neyse ki, frambuazlı pasta aldım hadi kahveleri de yapıp ben getiririm sen karının yanına git."

Beni yaka paça bir şekilde mutfaktan çıkartmıştı, Destina salondaki kanepede bağdaş kurmuş bir halde oturuyordu.
Beni görünce duruşunu düzeltip kollarını iki yana açmıştı.
Kucaklayıp oturduğumda derin bir nefes alırken göğsüme başını yaslamıştım.
Ona bir daha ne olursa olsun bağırmamalıydım.
Burak elinde tepsiyle gelince Destina gülmüştü.

-"Burak sana mutfak önlüğü hiç yakışmıyor.."

Burak kırılmış gibi yapıp,

-"Açıkçası her şey senin için, bu göt şimdi pasta bulamaz diye bile gittim pasta aldım geldim."

Gözlerimi kısmıştım, güzelimin kulağını göğsüme yaslayıp diğer kulağını elimle kapatırken,

"Senin amına koyucam bekle sen."

Burak tabağı Destina'nın önüne koyup kahvesini de yanına yerleştirmişti. Üzerindeki yarım siyah önlüğü kenara atıp,

-"Kafe açsam yine işletirim ulan, elimden her iş geliyor."

Kahvemi elime alarak ona göz ucuyla baktığımda Burak gülüyordu.

"19 yaşındayken kafe işine girmiştik, maalesef işletememiştik istersen bu mevzuyu hiç açmayalım."

Sırıtmıştım, Destina merakla,

-"Neden? Ne olmuştu ki?"

Burak boğazını temizlemişti,

-"Hiç ya, tutunamadık.."

-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-

"Burak bu kafeyi temiz insanlardan alıyoruz değil mi kardeşim?"

Burak ağzındaki sigarayı yere atıp,

-"Evet, şu anlık burada iş yapabiliriz diye düşünüyorum. Pek de emin değilim ama..."

Sigaramı bitirip mekana dışarıdan bakıyordum. Ek gelir olarak iyi olabilirdi ama pek de güvenemiyorum.

Amcamdan aldığım destekle kendime gelir oluşturmaya çalışıyordum fakat Aslan Tanbey her yerden bana ambargo uyguluyordu.
Burak'ın da birikimiyle ilk mekanımızı kafe olarak açmak mantıklı gelmişti çünkü şimdiden bara girmek istemiyorduk.
Burası hem para aklayabileceğimiz hem de işlerimizi pek çaktırmadan yürüteceğimiz yerdi. Yani öyle planlamıştık!

Kafenin kilidini açıp içeriye girdiğimizde babam tam karşımızdaki masada oturmuş bir şekilde bize bakıyordu. Burak hemen kendisini düzeltip,

-"Merhaba Aslan Amca."

Babam ağzındaki purodan büyük bir nefes çekip,

-"Ben Aslan'ın oğlu kafe işletiyor dedirtmem!"

Göz devirmiştim,

"Bu benim kendi isteğimse ne yapacaksın baba?"

Babam ayağa kalkıp önce Burak'a sonra bana bakmıştı.
Masaya ellerini koyup,

-"Amcanla beraber sizi bir tekneye zincirleyip boğmamı ister miydin?"

Burak önünü iliklemişti.

-"Aslan amca durum-"

Babam elini kaldırıp,

-"İşinin başına Pars, çoluk çocukla uğraşacak vaktin yok senin."

Dişlerimi sıkıp arkamı dönmüştüm.

"Her yerde önüme çıkmak zorunda mısın!"

Kapıyı çarpıp çıkmıştım. Arabama atladığımda babam kapının önünde ellerini bağlamış bir şekilde bana bakıyordu.

-"Ne kadar benzemek istemesen de sen benim oğlumsun!"

Güneş gözlüklerimi takıp, gaza yüklenmiştim. Burak arkadan arabasına binmişti.

-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-

Derin bir iç çekerek kahvemi içmiştim. Burak Destina'ya bir şeyler anlatıyordu. Hala babamın oğluydum galiba. Hayatımda en son isteyeceğim şey Aslan Tanbey gibi olmaktı halbuki.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayııın 🖤

TANBEYOù les histoires vivent. Découvrez maintenant