27. dönüşüm

188 135 310
                                    

Okumaya başlamadan önce oy verir misiniz? Ve lütfen bölümü gerçekten okuyun 🤩

Sınır: 5000 görüntüleme 18 oy 260 yorum

İyi okumalar

Sanki biri beni izliyormuş gibi yatmış olduğum yerden rahatsız olarak kıpırdamaya başladım. Birinin nefesi yüzüme çarpıyordu kaşlarımı çatarak gözlerimi aralamıştım. Karşımda bana çok yakın olan mağara ayısı vardı.

"Se-sen?"

" Sana dışarı çıkma demiştim. değil mi?"

Çatık kaşları ile sessiz ama keskin bir şekilde cümlesini bitirmişti.
Geri çekilmesi ile ellerimden destek alarak oturur pozisyona gelmiştim sırtımı yatak başlığına yaslayarak nerede olduğuma baktım. Tahdadan yapılmış  Küçük bir odadaydım.

"Şey.."

"SANA DIŞARI ÇIKMA DEDİM AMA SEN YİNE DİK BAŞLI OLUP ÇIKTIN!"

"Ama.."

"NE AMA NE! BUNDA SONRA UMRUMDA DEĞİLSİN! TAMAM MI!"

" EH YETTİ BE TAE VE HOSEOK İLE DIŞARI ÇIKTIM. BAŞINA BİRŞEYLER GELİYOR DESEYDİN ÇIKMAZDIM AMA SEN TALİPLERİMİ KAÇIRIRSIN DERSEN TABİ ÇIKARIM!"

"YALAN SÖYLEME! tae ile hoseok ben çıkarken saraydaydı tek başına çıkmışsın."

Hayır, ben tek başıma asla çıkmadım. neler oluyordu?

" Yemin ederim tae ve hoseok ile dışarı çıktım."

Suratıma ters ters bakarak kapıyı çarpıp gitmişti. Ardından kilit sesi gelmesi ile hızlıca oturduğum yerden kalkarak kapıyı açmaya çalışmıştım ama nafileydi kapı açılmıyordu.

" Ayı ne yaparsın! Aç kapıyı!"

" İşim var çok konuş çenen düşsün de geldiğimde başımı şişirme!"

Hah bu kendini ne zannediyor!

" Çok bekle!"

Sinirden olduğum yerde birkaç dakika tepindikten sonra başka bir çıkış aramaya koyulmuştum. pencere yok! Toprak olsa kazar tavşan gibi dışarı çıkardım ama oda yok! yani o gelene kadar burda kaldım. Off ben burda nasıl nefes alacağım!

En son ne olmuştu? O genç adam gerçekten ağzıma yeşil Boncuk koymuşmuydu yoksa ben rüyamı gördüm? Umarım ikincisidir.
Ay midemde yeşil bir boncuk ile yaşıyormuşum birde ne kadar komik olurdu. Ayakta durmaktan ayaklarım ağrıyınca sandalyenin üzerine oturmuştum masanın üzerinde ki aynayı elime alarak yüzümü incelemeye başladım çok güzeldim! Gözlerimin yeşili sarımsı bir tona yaklaşmıştı üstelik gözbebeğim bir yılanın ki gibi olmuştu. Nasıl! Bu ayna kesin bozuk!

"JİN BU AYNA BOZUK GÖZÜMÜ YILAN GÖZÜ GİBİ GÖSTERİYOR!"

Sonuç ses yok! Nereye gitti ki? Yalnız kalmayı sevmezdim canım sıkılırdı. Tamam çok konuşuyorum ama neden diye sormuyorlar ben çok stresli olduğum zaman kendimi sakinleştiremiyorum ve tek çare çok konuşarak beynimde ki sesleri susturmaya çalışıyorum. Buraya geldiğimden beri çok fazla stres içindeydim o yüzden çok konuşuyordum.

Kenarda yanan meşelaler çok kuvvetli rüzgar gelmişçesine sönmüşlerdi. etraf karanlığa gömülmüştü korku ile etrafıma bakarak bir çıkış yolu aramıştım ama zifiri karanlıktan başka bir şey yoktu.

"Se-seokjin n-ne olur gel! Ye-yemin ederim su-susacağım."

Ayağı kalkarak kapıya doğru ilerlemeye başlamıştım. Elim bir eşya'ya Çarpınca yere devrilmişti. Korku ile birkaç adım geri gidince bu sefer arkamda ki sandalye devrilmişti. Sol tarafa dönerek ilerlemeye başlamıştım. Bu seferde eteğim bir şey'e takıldığı için yırtılmıştı pes etmeyerek kapıyı bulmaya çalışıyordum. Biri elini saçlarıma dolayarak çekmeye başlayınca ne yapacağımı şaşırmıştım. Bu oda da tek değildim! Ellerim ile ellerini ittirip saçlarımı kurtarmaya çalışıyordum ama nafileydi çok güçlüydü.

𝕷𝖎𝖋𝖊 𝕿𝖗𝖎𝖆𝖓𝖌𝖑𝖊 "𝖑𝖆𝖇𝖎𝖗𝖊𝖓𝖙" 𝐾𝑖𝑚 𝑆𝑒𝑜𝑘𝑗𝑖𝑛Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin