35. çakı

120 74 112
                                    

İyi okumalar~

"Eee görünmeyeli nasılsınız? Ben daha bir yakışıklı oldum değil mi? Sizin sayenizde nasıl teşekkür etsem ki "

Suratına tokatı geçirdiğim gibi toplanmış saçlarını çekmeye başlamıştım.

"Demek yakışıklı oldun öyle mi! Ben burda öleyim sen yakışıklı ol öyle mi?"

"Agh agh eliniz çok ağır!"

"Daha bu ne ki sen birde işkence yöntemlerimi gör!"

Sırtına çıkıp onu yere düşürdükten sonra dalgalı saçlarını yolmaya devam etmiştim demek yakışıklı olmuş! Bunu bozmamız lazım!

"Ama durun agh çok önemli bilgiler ile geldim!"

"Yalancı seni bıraktığım an kaçacaksın değil mi?"

"Yok yok, kaçmayacağım."

Saçını çekmeyi bıraksamda Üstünden kalkmamıştım.

"Söyle!"

"Ben boncuğumu alacağım ya sizde yaşamaya devam edeceksiniz hem intikam almak isterseniz yardım edeceğim. "

"Amacın ne? Ağzımdan söz alıp kraliçeye yetiştirmek mi?"

Yüz üstü yatarken ellerini yumruk yapmıştı yandan bir baktığımda çeneside gerilmişti.

" Asla! "

"Sana nasıl inanacağım?"

"O benide kullandı bir olup ondan ve oğlundan intikam almalıyız."

Dışardan seokjin'in sesi geliyordu birilerine bağırıyordu.
Jae won'un üzerinden kalkıp kaçacak bir yer aramaya başlamıştım sonuçta burası onun odasıydı beni burda görmesi iyi olmazdı. Odanın penceresinin yanına gelip aşağıya atlayabilirmiyim diye bakıyordum ki jae won kolumdan tutarak kendine doğru döndürmüştü.

"Hani neden beni seokjin'in odasına soktun! Hem ben niye kaçıyorum ki seni seokjin'in eline verip odama gideyim!"

"O zaman planlarını öğrenemezsiniz hem ben puf kaybolurum beni yakalayamaz."

Dediklerini göz devirip kolumu tutan elini itmiş daha sonrada kolumu elbiseme silmiştim bu hareketime göz devirerek konuşmaya başlamıştı.

"Gece tam 12 olduğunda sizi saray'ın arka bahçesinde bekleyeceğim gerçekleri öğrenmek istiyorsanız gelirsiniz."

"Hah senin gibi yalancı birinin beni kandırmayacağını nereden bilipte geleyim? "

Boynundan yılan şeklinde gümüş bir kolye çıkararak benim boynuma takmıştı.

"Bu kolye... Atalarımızdan babama, babamdan da bana kalmış bir kolye benim için çok değerli o boynumda olmazsa liderleri olduğum grup beni öldürecek bunu bana güvenmeniz için veriyorum."

Boynuma taktığı kolyenin ucunda ki yılan desenine bakmaya çalışırken dışardan bir şey kırılma sesi gelmişti korku ile yerimden sıçrayarak jae won'a bakmıştım.

"Nereye saklanacağım?"

Yüzümü avuçlarının içine alıp başını yan eğerek bana yaklaşması ile gözlerimi kocaman açmıştım. Gözleri mor renginine dönmüştü daha ben ne olduğunu anlamadan dudaklarımızın arasında yeşil boncuk belirmişti boncuk yavaşça ağzının içine girdiğinde göz rengi eskisi gibi yeşil olmuştu.

"Sizin için yapabileceğim tek şey bayılmanızı sağlamak."

Ellerini yüzümden çektiğinde donukça ona bakmıştım birkaç saniye gözlerimin içine baktıktan sonra pencereyi açarak atlamıştı. hemen ardından ise seokjin kanlı elleri ile odaya girmişti Yerde olan bakışları yavaş yavaş bana döndüğünde yutkunmuştum çatık olan kaşları beni fark etmesi ile fazla çatılmıştı.

𝕷𝖎𝖋𝖊 𝕿𝖗𝖎𝖆𝖓𝖌𝖑𝖊 "𝖑𝖆𝖇𝖎𝖗𝖊𝖓𝖙" 𝐾𝑖𝑚 𝑆𝑒𝑜𝑘𝑗𝑖𝑛Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin