𝕷𝖎𝖋𝖊 𝕿𝖗𝖎𝖆𝖓𝖌𝖑𝖊 "𝖑𝖆𝖇𝖎𝖗𝖊𝖓𝖙" 𝐾𝑖𝑚 𝑆𝑒𝑜𝑘𝑗𝑖𝑛

29. Cadı

Oy vermede geçenin rüyasına ben gireyim cadı olarak

Bakın sınır yok diye yorum yapmazsanız sınırı geri getiririm🥱ve Umay'ı salarım yanaklarınızı ısırır.

İyi okumalar~

Öksürerek geri çekilip gelen kişiye bakmıştım. bu taehyung'du sende şimdi elime düştün demek arkamdan yalan söylersin ha!

Bir şey demeden jin'in üzerinden kalkıp elbisemi düzeltmiştim. Daha sonra gözlerimi kısarak taehyung'a bakmıştım.
Osa gözlerini kocaman açmış beni öldürmeyin der gibi bakıyordu.

"Be-ben bir şey görmedim."

" Yok, yok gel senin bana anlatacağın çok önemli şeyler var. değil mi?"

Üzerine doğru yürümeye başlamıştım. oda korku ile geri geri giderken içimden kahkaha atıyordum bunlar ne kadar sapsik!

"N-ne anlatacağım ki?"

Arkamda ki Jin'e Kaş göz işareti yapıyordu.

"Geçmiş olsun kardeşim ben karışmam zaten yanağımı morartı cadı! "

Arkamı dönüp jin'in üzerine yürümeye başlamıştım ki Jin elleri kaldırıp daha sonra ağzına fermuar çekmişti.
Dudağımın bir kenarı kıvrılmıştı.

"1"

"Noluyo ya?"

"2"

"Hyung beni kurtar!"

"3"

Diyerek üzerine atlayıp saçlarını yolmaya başlamıştım.

" Sen demek saraydan çıkmadın ha!"

"Aaa saçım!"

" Benimle pazara gelen kimdi!"

"Agh ben değildim aghh"

"Doğruyu söylemezsen yanağını ısırırım!"

" Gerçekten ben değildim. bırak!"

Günah benden gitti. Eğilerek sol yanağını güzelce ısırmıştım.

"UMAY!"

naz'ın sesi değil mi? Başımı kaldırdığımda biri kafama vurmuştu.

"Yahh"

"Eşek çocuğu rahat bırak!"

Zaten işim bitmişti, tae'yi rahat bırakarak naz'a dönmüştüm.
Tae'de yanağını tutarak jin'in yanına geçmiş söyleniyordu ona kötü kötü bakınca susmuştu.
Birde birkaç prens daha gelmişti hoseok da bunların içindeydi.

" Niye rahat bırakayım?"

" Çünkü gerçekten saraydaydı!"

Nasıl ya naz bana asla yalan söylemezdi ama tae nasıl aynı anda benimle birlikte de olabilirdi.

"Nasıl?!?"

" Bence başka bir şey'ler var."

Arkamdan bir prensin konuşması ile ona Dönmüştüm.
Siyah saçları yarım at kuyruğu yapılmıştı. üzerinde ise sarı işlemeli bir hanbok vardı.

"Ne gibi?"

Gülümseyince çok tatlı olmuştu. Kocaman gamzesi vardı.

"Bence bu imoogilerin işi ama tae'nin kılığına nasıl girdiler?"

Bir an endişelenip naz'a baktığım da normal bir şekilde prensi dinliyordu.

"Naz?"

" İki saat Umay nerede diye başımın etini yiyince her şey'i anlatıp getirdim. İnsanın arkadaşı kendine bu kadar banzer mi!"