39. Biz olamazdık

118 56 67
                                    

Okumaya başlamadan önce oy vermeyi unutmayın 😊💜

Seviyorum ama ya yeterince sevemezsem ya hakketiği sevgiyi ona veremezsem.

İyi okumalar~

"bana bak o benim yardımcım ve arkadaşım git kendine başkasını seç!"

"Kral istediğimi seçebileceğimi söyledi git seokjin'in ile ilgilen "

"Hyung!"

"Her neyse seokjin hyung"

Kamp alanına gelmiştik biz gelmeden önce çadırlar kurulmuştu sadece yapacağımız av yakalayıp birinci olarak dönmekti.

"Hadi gidelim."

"Nereye?"

"Çadırımıza"

Çadırımız! bizim çadırımız. hani bizim olan bizim çadırımız o ve bana ait olan çadır. kolumdan tutuması ile kendime gelerek onu takip etmiştim içeri girdiğimizde çadırın hafif boğucu bir havası varmış gibi hissetmiştim.

"Bugün yarışma yok yarın başlayacak şimdi ne yapalım."

"Eee yarışma yoksa niye çadıra girdik etrafı gezelim."

"Bilmem ortada durmak hoşuma gitmedi sende bir şey demeyince...."

"Aman benim kafam yerindemi sanki"

Çadırın ortasında ki yatağın üzerine oturarak elime değen tüyleri ile oynamaya başlamıştım. Önce parmağım ile günü yuvarlıyor daha sonra koparıyor yere atıyordum.

"Canınmı sıkılıyor."

"Kyafetlerimi değiştirmem gerekiyor bu kıyafet ile rahat rahat gezemem dışarı çıkar mısın?"

"Arkamı dönerim ne olacak?"

Kaşlarımı çatarak yüzüne baktığımda omuz silkerek yatağın diğer tarafına geçip yatmıştı.

"Cidden o kadar güzel kız varken sana bakacağımdanmı korkuyorsun?"

Yapma bunu seokjin başa dönme kalbime bir kazık daha sokma güzel olmayabilirim bunu yüzüme vurma! dahası birgün çok güzelsin diyip ertesi gün çirkin deme benimde kalbim var, duygularım var. Sen böyle yapınca kırılıyorum.

Dolan gözlerimi kırpıştırarak gözyaşlarını geri yollamıştım daha sonra dudaklarımı düz bir çizgi haline getirip Seokjin'e bakmıştım.

"Güzel kızlar veya senin zevklerin beni alakadar etmez. Ben şu an seninle aynı havayı solumaktan rahatsız oluyorum!"

Kaşlarını çatarak gözlerimin içine bakıtığında pes etmemiştim benim kalbimi kırıyorsa kendi kalbinin kırılması umrumda olmazdı.

"Bak nefesimi tutuyorum!"

"Salak mısın? Laf anlamıyor musun? İyi sen burda kal ben gider hoseok hyungdan izin alır onun odasında giyinirim!"

Küçük ahşap dolaptan çıkardığım kyafetlerimi alarak hızla çadırdan çıkıyordum son anda seokjin kolumdan tutarak beni kapıdan uzaklaştırıp hızla çadırın diğer tarafına savunmuştu. Elimdeki kyafetler yere düşsede eğilip almamıştım.

"Sen az önce ne dedin?"

"Sağır mısın bir kereden Anlasaydın! Dışarı çıkmazsan giderim onun odasına ne var?"

"Umay.. benimle evlendiğinin farkındasın değil mi?"

"Seokjin... Bunun zorunluluk olduğunu biliyorsun!"

"Umay sen buraya benimle evlenmek için geldin Ne zorunluluğundan bahsediyorsun! evet sana bir şey olmasın diye erken oldu ama neden şunu kafana sokamıyorsun bu bir zorunluluk değildi! Eğer istemeseydim bir başkası ile evlendirdin anlıyor musun? Ben...seni sevdiğim, sana aşık olduğum için hayatıma ortak olmanı istedim. Mükemmel bir hayatım yok seni mutlu etmek için çabalamak istedim ama sen bugün karşıma geçmiş zorunluluk olduğundan bahsediyorsun madem bu kadar rahatsız oluyorsun benden aynı havayı dahi solumak istemiyorsun gidiyorum rahatla bir daha istemediğin sürece yanına gelmeyeceğim!"

"Sen.."

Hızla çadırdan çıktığında bir an nefes alamamıştım seokjin beni seviyor muydu? Bu yüzden evlenmeyi kabul etmişti öyle mi? ama bu olamaz ki o beni sevmez ki seviyorsa neden başka kızları sürekli öne sürüyor? Kafam oldukça karışıktı benim duygularım ne haldeydi ben onu seviyor muydum? Ben aşık olmazdım ki ben sevmeyi bilmezdim ona hakettiği değeri vermezdim ki ben ancak saçmalayıp ortamı neşelendirmeye çalışan arkadaşlar gibiydim ben ona iyi gelemezdim ki...

Göğüsüm ağrıyordu kalbim orda çıkmak için çırpınıyordu bırak beni diyordu sen güçsüzsün diyordu aşık olduğunu anlmayacak kadar salaksın peşinden gidemeyecek kadar güçsüzsün diyordu.
O dakikalar ne ben yerimden kıpırdadım nede seokjin geri döndü belkide biraz zaman tanımalıydık birbirimize...

🌑🌑🌑
Gökyüzü kararmış yıldızlar her zamanki yerlerini almış parıl parıl parlıyordu. Karanlığa esir olmuş ormandan böcek sesleri dışında ses gelmiyordu. Diğerleri ne yapıyordu acaba seokjin onlarlamıydı.

"Burda ne yapıyorsunuz prenses?"

Prenses Youra'nın yanımda dikilip benim gibi gökyüzünü seyretmeye başlaması ile gözlerimi ona çevirmiştim.

"Düşünüyorum."

"Evinizimi özlediniz?"

"Evim nerede bilmiyorum ama özlüyorum prenses. Yinede korkuyorum yolda karşıma çıkacak şeylerden Korkuyorum."

Youra gülümseyerek elimi tutmuştu.

"Bak kayan yıldızı gördünmü??"

"Hani nerede?"

Ben yıldızı ararken o çoktan kaybolmuş gecenin sonsuzluğuna karışmıştı.

"Geç kaldın. O çoktan kaydı ve geceye karıştı sen dileğini dileyemedin bile şimdide bir başka şey için geç kalma. Kalbinin sesini dinle her zaman mantıklı davranamayız bazende duygularımızın bizi yönetmesine izin vermeliyiz."

Anlatmak istediği şeyi anlamıştım ama ben duygularımdan emin değildim ki yanlış bir şey yapmak istemiyordum tekrardan yaralanmak istemiyordum ya oyun oynuyorsa? Beni sevdiğine inanıp kalbimi eline bırakabilirmiydim? Hayır bunu yapamazdım bir kez daha parçalanamazdım.

"Belkide geç kalmak iyidir Prenses erkenden gittiğimde yaralanmayacağım ne malum?"

Prenses susmuştu konuşmalarımızın ne kadarını duyduğunu bilmiyordum ama o geçmişi bilmiyordu bilseydi yine böyle dermiydi? Ona güvenmemi bekleyebilir miydi?

Terlemiş ellerimi eteklerime silerek arkamı dönmüştüm. Kim ne derse desin fikrim değişmeyecekti bana bu kadar acı çektiren bir adamı asla sevemezdim bu..bu kendime yaptığım en büyük yanlış olurdu. Hem ben kendi yaralarımı saramazken onun yaralarını nasıl saracaktım. Bir kaç ay sonra belkide ölürdüm onu severek hem ona hemde bana işkence edemezdim bu her ikimizde haksızlık olurdu.

Güvenmek iki insanın iletişimde kalması için önemliydi benim güvenim kırılmıştı. Çatlamış bardak gibiydim hafifçe çatlamıştım ama her bir acı çatlakları büyüyecekti en sonunda tamamen parçalanacaktım. Jin ve ben  her yan yana gelişimizde birbirimizi paramparça edicektik bu yüzden asla biz olamazdık.

Merhaba
Bu bölüm biraz kısa oldu ama olsun umarım beğenmişsinizdir .

*Sınavlarınız nasıl gidiyor?

*Zamanla yazım şeklimin geliştiğini düşünüyor musunuz?

*Buraya yazmak istediğiniz şeyleri yazın biraz dertleşelim.

𝕷𝖎𝖋𝖊 𝕿𝖗𝖎𝖆𝖓𝖌𝖑𝖊 "𝖑𝖆𝖇𝖎𝖗𝖊𝖓𝖙" 𝐾𝑖𝑚 𝑆𝑒𝑜𝑘𝑗𝑖𝑛Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin