34. kukla

140 88 98
                                    

Bu bölüm bolca yorum yapar mısınız? Etiketlerden hızla düşüyoruz da😶

İyi okumalar~

Sırtı biri tarafında parçalanan bu  kadın bana benzemiyor mu? Benim içim parçalandı onunsa dışı, belki içi de parçalandı, belki oda ihanete uğradı, belki oda güvenmemesi gerektiğini çok geç anladı.

Karşımda ki tabloya dikkatlice bakıyordum her şey'i unutmak  istiyordum lakin o tablo bile bana yaşadığım şeyleri hatırlatıyordu. Ne yapacaktım? Kimseye güvenemiyordum bana yardım edecek tek bir kişi bile yoktu köşeye sıkışmış Ceylan'dan farksızdım.

Sırtımı yasladıdığım yatak başlığı insanlardan daha güvenilir geliyordu o beni sırtımdan bıçaklayamazdı. Titreyen ellerimi sıkmıştım artık titremeyi bırakmalıydılar artık güçlü davranmak zorundaydım yoksa ezilecektim artık ağlamamalıydım. hah ağlayacak tek gözyaşım dahi kalmamıştı.

Odamın kapısı tıklatıldıktan sonra açılmıştı kimin geldiğini bilmiyordum bilmekte istemiyordum. karşımda ki tabloyu izlerken, gelen kişi yatağımın üzerine oturmuştu.

"Beni, bir kez dinler misin?"

Gelen kişi bundan sonra kimseye güvenmemem gerektiğini öğreten Jin'di beni yaralayıp bir köşeye atan jin'di! Ona cevap vermemiştim yüzünü dahi görmek istemiyordum! neden hala yanıma geliyor? Boncuğu için olmalı!

"Sadece bir kez anlatmama izin ver lütfen"

Titreyen ellerimi sıkarak yorganın içine sokmuştum ellerimin titrediğini görmemeliydi.

"Bana bir daha güvenmeyeceksin biliyorum ama bunu yapmam gerekliydi."

Ne kadarda zavallı ve küstah! Birini ölüme yolaması gerekli olan bir şey'miş!

"Sen ve senin olan herşey'den nefret ediyorum! Sadece, beni rahat bırak!"

"Beni dinlemediğin sürece seni rahat bırakmam!"

Ne anlatacaktı! Beni nasıl kandırdığınımı! Nasıl aptal biri olup ona güvendiğimi mi? Yoksa kendinimi överek bak bunları yaptım ve sen aptal gibi bana güvendinmi diyecekti.

Gözlerimi kapatarak başımı yatak başlığına yasladım bir anlık onun burda olduğunu unutmak istedim.

"Sadece..o boncuğu içime nasıl yerleştirdiğini bilmek istiyorum ben nasıl bir aptaldım da fark etmedim! Bunu bilmek istiyorum." Diye sessizce konuştum.

Derin bir nefes alarak kirli cümlelerini kurmaya başlamıştı.

"Söğüt ağacının altında seni baygın halde bulduğum gün çok kötü gözüküyordun bende yardımcı olabileceğimi düşünerek boncuğumu sana verdim lakin diğer boncuğu unutmuştum."

"Yalan söylüyorsun! Bir boncuk bile benim enerjimi tüketiyordu sense ikinci boncuğu bana vererek ölmemi istedin."

Başımı yavaşça çevirip donuk bakışlarım ile yüzünü incelemiştim ama bu sefer kendini iyi kamufle etmişti yüzüme ifadesizce bakıyordu.

"Annenin kuklasısın değil mi! O ne derse korkarak her dediğini yapıyorsun! Hah sen kimseyi sevemeyeceksin kimsede senin kirli kalbini sevmeyecek! Bir hiç olarak bir kukla olarak öleceksin."

Dudaklarımın kenarı nefret ile kıvrılmıştı.
Sinirle ayağı kalkarak vazolardan birini duvara fırlatmıştı oda biliyordu kukla olduğunu kahkaha atmıştım belkide artık hastalıklı biri oluyordum. deliriyordum!

"Ben kukla değilim!"

"Hayır sen kuklasın! aciz kukla iyi hizmet edermisin Anne'ne?"

Onu delirtmek.. içimde ki yangına su atmak gibi bir şey'di.
sinirden köpürüyordu. Boğazında ki damarlar belirginleşmişti.
Hızla yanıma gelerek omuzlarımı sıkmaya başlamıştı birbirimize delirmiş gibi bakıyorduk acaba ilk hangimiz delirdi?

𝕷𝖎𝖋𝖊 𝕿𝖗𝖎𝖆𝖓𝖌𝖑𝖊 "𝖑𝖆𝖇𝖎𝖗𝖊𝖓𝖙" 𝐾𝑖𝑚 𝑆𝑒𝑜𝑘𝑗𝑖𝑛Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin