chapter six ❝Dreams and The Future❞

188 35 131
                                    

CHAPTER SIX
Rüyalar ve Gelecek

CHAPTER SIX Rüyalar ve Gelecek

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Rüyalarımda bile o vardı.

Yeni doğan güneşin ışıkları soğuk bir meltemle beni büyük yataktan kaldırıyor ve tam önümdeki balkonda denizin manzarasını izleyen Jeno'yu gösteriyordu. Tek omzundan beline, belinden ise diz kapaklarına sarkan beyaz elbisesi altın bileklikler ve kemerlerle süslenmiş, savaş çizikleriyle dolu olan sırtının bir kısmını açıkta bırakmıştı.

Mavi nevresim takımları arasında hızlıca ayağa kalkıyordum. Ayaklarım yere değer değmez içimi ürpertsede beyaz soğuk mermerlerin üzerinden telâş içinde Jeno'nun yanına gidiyordum. Sanki acele etmeyip ellerinden tutmasam uçup gidecekmiş gibi hissediyordum. Yüreğimde yer edinen korku o kadar büyük ve can acıtıcıydı ki kalp atışlarımı kendi kulaklarımda duyuyordum.

Uçuşan beyaz perdeleri hızla açarak çıplak kollarından tutuyor ve arkasından sarılıyordum. Kokusunu ezberlemek adına içime çekerken, bu soğuk havada bile sıcacık elleri ellerimle buluşuyordu.

"İris, sevgilim." diyerek beni yanına çekiyordu sakinlikle. Ama bir sorun vardı. Telaşsız gözükse dahi içimde ki korku ve onun siyah gözlerinde ki ışığı sönmeye başlayan sarı halkası nefes almamı zorlaştırıyordu. "Korkma. Bu güneş bizim."

"Hayır." diyordum endişeyle. Sonra ne zaman ağladığımı fark edemeden Jeno gözyaşlarımı silmeye başlıyordu.

Kendine çekiyordu beni. Ben ise bundan rahatsızlık duymuyordum. İşin garip tarafı utanmıyordum bile ondan. Aksine iyice ona sokuluyor, iç çekerek yüzünü kavrıyordum. Bir şeyler diyordum hızlıca, korku içinde. Ama kendi söylediklerimi duyamıyordum. Sesim fısıltı olarak doluyordu sadece kulaklarıma. Nefesim kesiliyordu.

Sarı saçları parıl parıl parlarken güneş iyice yükseldi ve ve tamda onun ilahi güzellikte ki yüzüne vurdu.

"İris." diyerek sesleniyordu bana. Gözleri ışıl ışıl parlarken, alnımı alnına yaslıyor ve kollarını tüm vücudumu hapsediyordu kendine. Titriyordum. Ama o hâlâ beni sakinleştirmek adına, en güzel gülümsemesini veriyordu. Gizlice ağlıyordum.

"Hişt." diyerek saçlarımı okşuyordu Jeno. "Her şey sona erecek. Hepsi geçecek."

"Geçmeyecek." demiştim. Bağırmıştım. Sesimi ilk kez duyar duymaz içim parçalanmıştı. "Seni benden alacaklar. Gideceksin."

Jeno beyaz mermerlerden yapılmış ve bulutların üzerine oturtulmuş sarayının balkonlarında dudaklarını alnıma koydu ve "Bir zamanlar sende gitmiştin. Ama ben, seni buldum." dedi.

Prometheus Desmotes | JenoWhere stories live. Discover now