chapter ten pt.2 ❝Virgin and Golden Horn❞

83 15 41
                                    

CHAPTER TEN Pt.2
Bakire ve Altın Boynuz

2❝Bakire ve Altın Boynuz❞

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

𓃖

Uzun bir müddet öylece kaldım. Konuşmaya cesaret edemedim. Hatta nefes almaya da. Gözlerim Jeno'ya kayıyor ve onun benim Jeno'm olmadığını fark ederek omuzlarımı düşürüyordum.

O Prometheus'tu ve aramızda zaten ölümsüzlük denilen lanet varken şimdi başımıza bir de Zeus çıkmıştı.

Sinirliydim. Aynı zamanda korkuyordum. Mitoloji hikayelerini okuduğumdan beri tek nefret ettiğim tanrı, Zeus'tu ve şu an onun radarına takılmış olmam çok ironik kaçıyordu. O aslında beni, alt etmek için buraya getirtmişti. Jeno... Yani Prometheus'a kızdığı için değil.

Sol serçe parmağımda çekiştirme hissettim. Ama bu sefer bu çekiştirmeyi yapan kişi bendim. Şiddetle asılıyordum ipe. Çığlık atarak sesleniyorum karşı da kim olduğunu gayet iyi bilerek.

Bu bir köprüydü. Bu kırmızı ip, Jeno ve benim aramda ki bir bağdı.

Tahmin yürütmek gerekirse bu bağ ben onu, o da beni kurtardığı zaman oluşmuştu. Olimpos'ta bir anlaşma böyle mi gerçekleşirdi bilmiyorum ama şikayetçi değildim.

Bir an da Jeno'nun gözleri bana döndü. Hızlı ve tuhaftı. Sol eli yumruk olmuştu ama sol serçe parmağını şaşkınlıkla tutuyordu. Sızlıyormuş gibi. Yutkundum. O beni izlerken dişlerimi sıktım ve başımı eğdim. Hatta belki de tüm bedenimi yok etmek istedim. Zira bir tek onun yanında yenilgiyi kabul etmiş, her şeyden kaçmak istediğimi itiraf edebilmiştim.

Artemis, Jeno ile aramızda geçen gizli konuşmaları anlıyormuş gibi gözleri aramızda gidip geldi. Şaşırmış görünüyordu. Ciddileşmişti.

Az sonra sinsice gözlerini kıstı ve kafasını eğdi. "Geliyorlar." diye işaret etti. Durduğumuz balkona kadar ulaşan uzun koridoru takip ederek yanımıza geldiler.

Zeus'u aldırmadan önüne geçen Jeno hızla kollarını bana sardı. Aynı şekilde bende ona sarılmaya çalışsam da kaslı vücudu ve kolları beni hapsetmişti. Elleri yüzümü sardığında boyuma yetişmek adına eğildi ve gözlerimin tam içine baktı. "Bir şeyin yok değil mi?" diyerek tüm vücuduma göz attı.

"Hayır, gerçekten iyiyim." dedim yanaklarımda olan ellerini tutarak.

Yüzü capcanlıydı. Onu eve getirdiğim hastalıklı halinden eser yoktu. Yüzüne canlılık gelmiş yanaklarında ki kızarıklık gözle görünür olmuştu. İnsan dünyasının dezavantajı buydu işte. O dünyada olduğu müddetçe hiçbir zaman iyi olmayacaktı. Ne sağlığını ne de gücünü tam olarak eline alabilecekti.

Bu düşünceyle beraber yüzüm düştü.

"Şifacı, Olimpos'un gücüne adapte olamadığı için anlık şokla bayıldığını söyledi. Kötü bir durumu yok, Prometheus. O gerçekten iyi." dedi Artemis ve onun endişesini anlayan samimi gözlerini usulca kapatıp açtı.

Prometheus Desmotes | JenoWhere stories live. Discover now