Mert kalktı ve masayı toplamaya başladı. Beni ise koltuğa yatırmış, üzerimi örtmüş, televizyondan arı maya açmıştı. EVET ARI MAYA.
'Ne alaka arı maya. Ben ne güzel muhteşem yüzyıl izleyecektim!' diye isyan ettim. 'Güzel karım, seninle beraber bebeğimizde izliyor. Ne izleticeksin çocuğa Hürrem Sultanın hep 'ben gebeyim' demesini mi izleteceksin? Asla izin vermem.' dedi güldüm.
Karnımı tutarak 'Gördün mü annecim baban seninle muhteşem yüzyıl izlememe izin vermiyor.' dedim. Güldü bana baktı ve mutfağı toplayıp yanıma geldi.
Kek yapmıştı ve ortalığı batırmıştı, bundan dolayı gidip mutfağı toplatmıştım.
Birde kekin lastik gibi olması dışında bir sorun yok.
'Al güzelim iç sütü sonra doğru yatağa. Öyle uykusu vakti.' dedi,
Bebek değilim ben, sadece bebek taşıyorum.
'Saçmalama, ne öğle uykusu. Gel bak dizi izleyelim, aşkım hadi.' dedim, yavru kedi bakışı yollayarak.
'Yok öyle güzelim, uyku önemli. İç sütünü uyu.' dedi ve bardağı dudaklarıma yasladı. Kaşlarımı indirip kaldırdım.
O ise üst üste 'evet' şeklinde kırpıştırdı. En son sütün kokusu o kadar iğrenç geldi ki koşarak lavaboya gittim.
Kapıyı ardımdan kapatmadan kusmaya başladım. Çok geçmeden Mert elleri ile saçlarımı tuttu ve diğer eli ile sırtımı sıvazlamaya başladı.
En son kusmam bitince ayağa kalktım, Mert belimden destek vererek beni musluğun önüne sabitledi. Ellerine su doldurup yavaşça yüzümü yıkamaya başladı.
En son ise yüzümü kuruladı, başımı göğüsüne yasladım.
'İğrenmedin mi?'
'Zamanında sana demiştim 'Hamile olduğunda da kusacaksın zaten bir şey olmaz. Senden tiksinmem kus güzelim.' demiştim.' dedi, nasıl hatırlıyor bu.
(Bölüm 11'de diyor.)
'Hm hm.' diye geçiştirdim onu. En son gerçekten uykum gelmişti, Mert zaten bunu halimden anlamıştı.
Yavaşça kucağına aldı ve odaya geçtik.
Yatağa uzandırdı, yanıma yattı ve kafasını göğüsüme koyup elini karnıma koydu. 'İyi geceler meleklerim.' dedi kafasını kaldırıp alnımdan öptü ve anında uyuya kaldı.
Saçları ile oynadım. Şuan yanında huzur bulduğum adam yatıyordu, ve ben o her zerresine aşık olduğum adamın bebeğini taşıyordum. Bebeğimizi taşıyordum.
Onu izleyerek uykuya dalmıştım.
-
Sabah göbeğimin üzerinde hissettiğim baskı ve fısıltı ile gözlerimi araladım.
Mert dudaklarını göbeğime koymuş, fısıldıyordu göbeğime.
'Çabuk gel olur mu? Bak annenle baban seni çok merak ediyor, hem sen etmiyor musun bizi eşşek sıpası. Bir dakikaa sıpa sensen eşşek ben oluyorum. Demedim bir şey babacım, boşver onları. Ama hemen gel, böyle o bebek kokunu içime çekeyim, ilk kelimen baba olsun. Seninle oyunlar oynayalım, anneyi kızdıralım. Ama hemen gel, bak sen gel hemen biz neler yapacağız. Anlaştık mı?' diye konuşuyordu.
'Anlaşmış babası, dedi bana.' dedim gülerek, Mert kafasını kaldırıp bana baktı ve kafasını göbeğimden çekip boynuma koydu.
'Çok huzurluyum, hiç olmadığım kadar. Ailem olmaz diye düşünürken küçük Koz yolda.' dedi, güldüm ve ona döndüm.
Bu sefer kafası tam göğüslerimde duruyordu.
'Fazla huzurluyum, ve bu bozulsun istemiyorum.' diye mırıldandı,
'Bu huzur bozulmayacak, aksine bebeğimiz doğduğu zaman artacak huzurumuz.' dedim. Mert bu sefer uyuya kalmıştı.
Mutfaktan gelen kokular ile uyandım, rutin işleri yapıp odadan çıktım. Mert üzerinde mutfak önlüğü ile kahvaltı hazırlıyordu.
Sofra iyice doluydu. Pankek, krep, sucuklu yumurta, mantarlı yumurta, simit, poğaça ve kahvaltılıklar vardı. Mert mutfakta nereden bulduğunu bilmediğim portakal suyunu sıkıyordu.
'GÜÜNNAAYYDIIN BABALIK!' diye içeri girdim, sırıtarak döndü 'GÜNAYDIN MELEKLERİM!' dedi ve yanağıma sulu bir öpücük bıraktı. 'Hadi masaya.' dedi ve masaya geçtik. Tabağıma her şeyden ikişer tane koydu.
'Hadi afiyet olsun bebeklerime.' dedi ve yemek yemeye başladık.
'Nereden buldun bu kadar şeyi?'
'Askerim ben, uzun elim kolum. Hem karım hamile, her şey olacak bu sofrada. Benim karım her vitamini gerektiği yerden, gerektiği kadar alacak.' dedi kendinden emin bir ses ile.
-------,ŞİMDİ OKULLU OLDUK.
Okulun Allah belasını vermesin. Normal hayatta aktivitem yok, bugün sabah altıda uyandım okula gittim. Okuldan çıkar çıkmaz antrenmana geçtim eve geldim duşa girdim bir şeyler yedim, aslında uyuyacaktım ama sizi bölümsüz bırakmak istemedim.
Birde bir ton ödev verdiler, yok edebiyat bilmem nesi yaz. Yok psikoloji dalları ile ilgili sunum. Bu ne be.
Oy: 45
Yorum: 45
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEBEĞİM / Yarı Texting
Teen Fiction0532: Gelecekteki karın, olacak çocuklarının anası Gamze ben :) Asker'im: Ne ara amk, nerden gördün de buldun beni. Ben 1 yıldır görevdeyim. 0532: Babam canım, aynı lojmandayız yanii Asker'im: Ya sabır kızım işine git bak şimdi komutandan azar yiyec...