'Hayır, olmaz.' diye sayıklamaya başlamıştı Mert. Rüya ya da kabus görüyordu.
'O benim kızım, vermem sana. Hayır, hayır. O benim kızım.' diye sayıklamaya devam ediyordu.
'Vermiyorum lan, kız benim. Vermiyorum.' diyerek arkasını döndü. Sustu, ve ardından bir bağırış.
'Vermiyorum it.' diye bağırarak uyandı Mert.
Ben yatakta oturmuştum, ellerim karnımdaydı. Mert ise o çatık kaşları ile odanın içine bakıyordu, bana döndü karnına baktı, sonra yine bana baktı.
Çatık kaşları bir anda gevşedi. Elini belime atarak sırtımı göğüsüne yaslamamda yardım etti.
'Hayırdır, kimi kime veriyoruz?' dedi, sırıtarak.
'Aga gördüğüm rüya neydi lan.' dedi, aga?
'Noldu hacım, anlat hele bana.' dedim, ona ayak uydurarak.
'Kızımız geliyordu, yanında bir it ile. Biz evlenicez diyordu, o it kızı istiyorum Allah'ın emriyle diyordu. Elini de kızımın beline koymuş bak hele it. Neyse ben vermiyordum, o istiyordu. O neydi lan. Vermiyorum lan kız benim değil mi oturup turşusunu kurucam, sonrada yiyeceğim o turşuyu.' dedi, kızımız?
'Kızımız?' dedim soran sesle. Burnunu saçlarıma sürtüp konuşmaya devam etti.
'Kızımız oluyordu. Sarışın kızımız.' dedi.
O romantik anı bozan şey Mert'in çala telefonudu.
'Efendim.' dedi, yine kaşları çatıldı.
Botoks şart oldu.
'Ne diyorsunuz lan siz. Şuan burada mı? Geliyoruz.' dedi ve bir anda bana döndü.
'Gamzem.' dedi,
Bu sefer ben çattım kaşlarımı.
'Sana şuan annen burada, askeriyede seni bekliyor desem inanır mısın?' dedi,
Annem buradaydı,
Beni bekliyordu,
Askeriyede,
10 dakika vardı aramızda.
'Ne?' döküldü dudaklarımdan,
'Bizim tim dün gece bulmuş, kontrol için hastaneye getirilmiş. İyiymiş, şuan askeriyede. Kızını, torununu ve birde yakışıklı damadını bekliyor.' dedi, bizi bekliyordu.
Yakışıklı dama-
O ne alaka...
'Gidelim.' dedim ve yataktan kalktım. Hızla kot pantalon ve sweat giydim, esiyordu hava.
Saçlarımı toplama gereğinde bulunmadan Mert'in elini tuttum.
Beraber evden çıktık ve yürümeye başladık.
Eğer hamile olmasaydım koşardım,
Ama bir anne adayıydım. Ne olursa olsun bebeğime zarar verecek bir şey yapamazdım.
Çok geçmeden askeriye önünde durduk. Derin nefes aldım, bir elim karnımda, diğer elim Mert'in uzun, kemikli parmaklarının arasındaydı.
Yürüdük, asansörün önünde durduk ve 2. kata bastı Mert.
Durunca indik asansörden, koridorun önünde durunca gözüme arkası dönük, kahve rengi saçları uzun altında siyah pantalon, ve hırka olan bir kadında durdu. Kadın yavaşça bana döndü, gözleri gözlerimi bulduğunda koptu tüm olay.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEBEĞİM / Yarı Texting
Teen Fiction0532: Gelecekteki karın, olacak çocuklarının anası Gamze ben :) Asker'im: Ne ara amk, nerden gördün de buldun beni. Ben 1 yıldır görevdeyim. 0532: Babam canım, aynı lojmandayız yanii Asker'im: Ya sabır kızım işine git bak şimdi komutandan azar yiyec...