Dün yaşadığım olayın ağırlığını üzerimden almışlardı. Annem, babam, kocam ve kardeşim. Annem babamın aldığı hediye üzerine konuşuyordu, ben ise kocamın sırtına yaslanmış onları izliyordum.
'Anne.' ayağıma tutanan eller ile kafamı kaldırdım. Hilal bana sesleniyordu, onu kucağıma aldım ve kucağıma yerleştirdim.
Bana baktı ve dayısına döndü. Yavuz cebinden kutu çıkardı ve Hilal'in eline verdi. Hilal kutuyu alarak bana uzattı
'Anne.' dedi ve kutuyu ellerime bıraktı. Yavuz'a baktığımda gülümseyerek bizi izliyordu. Kutuyu açtığımda ince kolye vardı ve kolye tamamen yıldızlar ile doluydu.
'Bu da Hilal'in sana doğum günü hediyesi. Kolyeyi gördüğü zaman anne dedi bizde sana aldık.' dediği zaman gülerek Hilal'e baktım.
'Sen anneye cici mi aldın?' dediğimde gülerek başını salladı ve kollarını bana doğru uzattı. Kucağıma aldığımda kafasını boynuma koydu ve dudaklarını bastırdı.
Çok geçmeden herkes gitmişti, Hilal ise dudakları hâlâ boynumda dururken uyuyordu.
Yavaşça ayağa kalktım ve odasına doğru yürümeye başladım. Mırıltılar çıkararak boynumu emiyordu. Odasına girip yatağına yatırdım ve alnına tüy kadar hafif öpücük bırakarak salona geçtim.
Mert olduğu yerde halıya odaklanmıştı. Yavaşça yanına gidip kucağına oturdum, kafamı göğüsüne koydum. Kafam tam olarak kalbine denk gelmişti.
Elleri saçıma uzandı ve yavaşça okşamaya başladı. Konuşmuyorduk, sessizlik arkadaşımız olmuştu. Yarım saat öyle kaldıktan sonra Mert kucağından beni kaldırmadan ayağa kalktı ve yavaşça yatak odasına yürümeye başladı.
Bir eli ile ışığı kapattı ve yatak odasına girdik. Bir eli ile yine çarşafı kaldırdı ve beni yatağa koydu. Ardından tişörtünü çıkarıp yanıma uzandı, beni göğüsüne çekti. Kedi gibi kafamı göğüsüne sürttüm ve kafamı boyun girintisine yasladım.
'Doktor ile konuştum.' dediğinde kaşlarımı çatarak ona baktım.
'Ne konuştun?' dediğim zaman gülerek kafamı göğüsüne bastırdı.
'Bu tarz düşüklerin olması normalmiş. Bazı kadınların düşük yaptıktan sonra bebeklerinin olma ihtimali olmuyormuş. Ama bizde sorun yok, yani Hilal'e her an kardeş yapabiliriz.' dediği zaman ilk kelimelerinde tuttuğum nefesi verdim.
'Gerizekalı.' dedikten sonra arkamı döndüm. Mert gülerek ellerini belime attı ve beni iyice göğüsüne yapıştırdı.
'Şaka.' dedi ve kafasını saçlarımın üzerine koydu.
4 Ay Sonra
Önlüğümü düzelterek askıya astım ve son kez çantamı kontrol edip odamdan çıktım. Bu dört ayda çok güzel şeyler olmuştu. Yavuz ile tamamen aile olmuştuk. Anne-baba kelimelerini çekinmeden kullanıyordu. Hilal ise az çok cümleler kurmaya başlamıştı.
Mert ile ilişkimiz hiç sorunsuz devam ediyordu. Hilal'in sosyal çevresi olmasını istediğimiz için haftada iki kere kreşe gidiyordu. Ben hastanede olan işimin başına dönmüştüm. Telefonuma gelen mesaj ile olduğum yerde durarak telefonuma döndüm.
Biriciğim: Hayatım ne zaman hastaneden çıkıyorsun?
Siz: Çıkıyorum şimdi ,neden?
Biriciğim: Kapımın önünde karımı bekliyorum ve açıkçası götüm döndü.
Siz: Geliyorum hemen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEBEĞİM / Yarı Texting
Teen Fiction0532: Gelecekteki karın, olacak çocuklarının anası Gamze ben :) Asker'im: Ne ara amk, nerden gördün de buldun beni. Ben 1 yıldır görevdeyim. 0532: Babam canım, aynı lojmandayız yanii Asker'im: Ya sabır kızım işine git bak şimdi komutandan azar yiyec...