13.BÖLÜM MUTSUZ BİR HİKAYE

153 94 14
                                    

Buğulu olan camın önünde oturmuş, bitmek üzere olduğu aşikâr olan kar yağışı izliyordu. Bir şeylerin yanlış olduğunun o bile farkındaydı.
Normalde şuan annesi ile evinde olurdu ama babannesine bırakılmıştı.

Annesinin tekrardan evlenme kararı alması ve küçük kızın yedi yaşına gelmiş olması babasının velayet davası açmasına sebep olmuştu.

( 0.3 yaş arası çocuklar, anne sevgisine daha muhtaç olduğu için annesine veriliyormuş, 6,7 yaşında ki çocuklar da öyle. Velayetin verildiği ebeveynin evlenmesi velayet değişimi gerektirmiyormuş ama çocuğun üstün yararı göz önünde bulundurulurmuş. )

Babası kızının velayetini istiyordu zaten...

~~~~~ MAHKEMEDEN SONRA ~~~~~~

Annesi zorluk çıkarmamıştı çünkü evlendikten sonra kızıyla yeterince ilgilenemeyeceğini düşünmüş ve eski kocasının ona çok daha iyi bakacağını bildiği için de velayetin ona verilmesini kabul etmişti.

Anne ve babası, babaannesinin evine gelmiş ve ikisi birlikte kızları ile uzun uzun konuşmuş, herşeyi yumuşatarak anlatmışlardı.

Daha sonra annesi bu gece kızının kendisinde kalmasını rica etmişti, eski kocasıysa itiraz etmemişti, sonuçta sadece bir gece ve daha sonra kızı hep onunla olucaktı.

O gece belki son kere annesi ile kucaklaşarak uyumuştu.

Sonuçta artık evleniyordu annesi...

~~~~ ERTESİ GÜN ~~~~

Annesi işe gitmeden önce küçük kızıyla bir şeyler konuşmuştu...

" Kendisini her zaman ziyaret edeceğini, canı ne zaman isterse arayabileceğini ve hafta sonları onu alacağını söylemişti "

Bunları zaten biliyordu küçük kız, velayeti annesinde iken babası onu her hafta sonu alır ve pazar günü akşam annesine götürmeden önce bunları söylerdi ona...

•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Babası bugün için hemen küçük kızının okulundan hem de kendi işinden izin almıştı.

Tüm gün boyunca kızı ile ilgilenmek istiyordu.

Annesi onu babasının evine bıraktığında annesi ile vedalaştı.....

Tepki vermekte Zorluk çekiyordu çünkü bu olanları anlamlandırmakta yetersiz kalıyordu.

Birlikte içeri girdiklerinde babası kızını kucağına aldı ve yanaklarına uzun öpücükler bıraktı, bunlar küçük kızının her zaman hoşuna giderdi, tıpkı şimdiki gibi.

Güldü ve o da babasının yanaklarına uzun öpücükler bıraktı.

Saat henüz erkendi ve uykusu geliyordu, bu yüzden başını babasının omzuna bıraktı. Babası da onu alıp yatak odasına götürdü yavaşça yatağına indirdi daha sonra kızının yanına uzanıp ona sarıldı.

Küçük kız bir kaç saat sonra uyandığında yanında babasının uyuyor oluşunun verdiği garip bir his vardı içinde. Normalde orda hep annesi olurdu...

Yerinde kalkmak için kıpırdarken babası uyanmıştı. Yüzündeki uykulu ve kocaman gülümseme ile güzel kızını yavaşça tekrar uzandırıp sıkıca sarıldı ve " karnın acıktı mı bi' tanem ? "Diye sordu kızı acıktığını söyleyince, kızıyla yemek hazırlama fikri, ona hoş geldi ve birlikte mutfağa gittiler.

Her zaman kahvaltıda en az bir yumurta yemesinin kızı için sağlıklı olduğunu bildiğinden yumurta sevmeyen kızına yumurta haşlama karı aldı, zaten sadece böyle yiyordu yumurtayı.

Kızını mutfak tezgahına oturttu ve kendisi kahvaltı hazırlamaya başladı ve bir yandan da kızı ile konuşup ona şakalar yapıyordu.

Babası su içmek için bardağa su doldururken kızına içip içmediğini sordu. Kızıysa susamadığını söyledi.

Babası su içerken aralarında çok kısa bir sessizlik oldu ve bu sessizliğini aklındaki şeyi babasına sorma isteği böldü.

+ Baba, dedi tatlı sesiyle

- Efendim bi'tanem.

+ Sen evlenme.

- Bu nerden çıktı şimdi ?

+ Hani annem evlendi ve beni sana verdiler ya, sen evlenirsen o zaman beni başkasına verirler ama benim başka kimsem yok, dedi.

Tabiki aklı her şeyi anlamaya yetmiyordu ve babası evlenirse onu başkasına vereceklerini düşünüyordu...

Babası yanına geldi ve sıkıca sarılıp saçlarını öptü, bir yandan ise ne demesi gerektiğini düşünüyordu...

Eski karısı ile ilgili bir şeyler söylemek istiyordu, olumlu bir şeyler...

" Bebeğim yalnız yaşamak herkes için zordur, hele bir kadınsan daha zor olabiliyor... Ve insanlar hayatları boyunca çok insan tanırlar ve bu insanlardan bazılarını çok sevebilirler, hatta evlenmeyi istedikleri bile olur, ama annen her zaman en çok seni seviyor ve tabiki bende. "

Dedi sonra ise kızının söylediği evlenme mevzusuna geldi.

" Ben evlenmeyeceğim ve tüm hayatımı seninle geçireceğim. "

Sonra kızına sarıldı.

Ama bir çatının altında iki ( öz ) ebeveyn olmyınca sevgi, ilgi, merhamet, şefkat yetersiz kalabiliyordu ve tabiki bunlar olmayınca ebeveynler de yetmiyordu, yani bunlar birbirini tamamlayan şeylerdi.

Çok isterdi annesi ve babasının birlikte olmasını ama zorla olmayacağını biliyordu. Kimse kimseyi zorla sevemezdi Ve kimseye zorla sevdiremezdin...

Bir dilek hakkı verseler ve ne dilerse dilesin kabul olacağını söylerler, o diğer çocuklar gibi ' dondurma, şeker, oyuncak ' istemezdi, anne ve babasının birbirini sevmesini isterdi.

Çünkü onu bu hayatta en çok bu mutlu ederdi...

Evet, belki bunu yazmak için çokta gelişmiş bir hayal gücüne sahip olmak gerekmez ama bu hayatı mahfolmuş pek çok çocuğun ortak hikâyesidir...

" Karamsar yazar "

SIRA DIŞI HAYATLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin