Bölüm 18

6.8K 161 4
                                    

İyi okumalar...

Asya'dan;

Sinirimden kudurmak üzereydim. Ben burada ne ile uğraşıyordum onun derdi neydi. Sabrımı sınıyordu. 'Acaba ne zamana kadar dayanacak' diye düşünüyordu sanırım. Beni delirtmeden bırakmayacaktı anlaşılan. Zaten sinirliyim bi de meryem karşımda vır vır. Allah'ım neydi benim günahımda beni bunlarla sınıyorsun?

-"Meryem yeter!" dedim artık dayanamayarak. henüz ağrı bile geçmemişken bi de bunları hiç çekemeyecektim. Dönüp arkamı sinirle örtüyü üzerime çektim, ellerimide başımın altına alıp gözlerimi yumdum. Eğer uyursam sinirim bir nebze azalırdı. Yani öyle umuyordum.

Akşam meryem kaldırdı beni yemek yemem için. Keşke kaldırmasaydı hala kötüydüm. Zorla uyumuştum. Yemeği yedikten sonra ilacı içip tekrar uzandım. Meryem yine sabırsızca yerinde kıpırdanıyordu.

-"Yine ne oldu?" dedim gözlerimi devirerek

-"Aynı. Farklı bir şey yok ki! Sen söyleyene kadar böyle bakıp sana vicdan azabı çektirmek istiyorum." dedi. Çok üzüldüm şimdi, ölüyorum gerçekten! of meryem of!

-"Sen devam et bakmaya. ben de yatayım olur mu? hadi iyi geceler!" dedim ve tekrar arkamı dönüp yatmaya çalıştım. Bu kızın bu kadar meraklı olması bir gün başına bir iş açıcaktı.

***

Sabah gözlerimi açtığımda daha rahattım. Kendimi iyi hissediyordum. Yatakta biraz doğruldum ve etrafa baktım. Meryem kendi odasına gitmemişti yine, koltukta uyuyakalmıştı. Canım ya ben acaba senin hakkını nasıl ödeyeceğim. O da yavaş yavaş gözlerini açtı ve bana baktı.

-"Günaydın" dedim gülümseyerek.

-"Günaydın" dedi oda aynı şekilde ve doğruldu. "Bugün nasılsın?"diye devam etti.

-"İyiyim. Gayet iyi! Ben demiştim iki güne bir şeyim kalmaz diye."

-"Ya bi de bana sor. Nasıl korktum bir şey olucak diye! Haberin var mı senin?"

-"Tamam bak ölmedim. Yani sorun yok korkma!" dedim kıkırdıyarak. Bana bir gerizekalıya bakıyorum bakışı atınca kıkırdamam arttı. "Ne? Bence komik!" dedim hala gülerken.

-"Evet kesinlikle iyileşmişsin! Espri düzeyin aynı olduğuna göre!" dedi gözlerini süzerek. Bu hali daha da gülmemi arttırıyordu. Çok tatlı birkızdı. Burada ki tek şükrettiğim şey sanırım meryemle karşılaşmamdı. Ayağa kalktı ve kapıdan çıktı. Bir şey söylemedim çünkü biliyordum kahvaltı hazırlayıp getirecekti. Bi de düşündüğüm şeylerden ikisi de buydu; ben buraya düşücek ne günah işledim ve ben bu kızı kazanacak ne iyilik yaptım?

Bir süre sonra kahvaltı tepsisiyle içeri girdi. Kocaman gülümsemesiyle yine güne iyi başladığını gösterdi üstelik beni de gülümsetiyordu.

-"Şimdi bunları yersin ilacınıda içersin, ohh hiç bir şeyin kalmaz!" dedi karşısında çocuk varmış gibi dudağını büzerek.

-"Tabi akıllı kıj olucam ben. Yememi bitcem ilacımı içcem iylejicem!" dedim onu taklit ederek bir çocuk edasıyla.

-"Haa çok güzeeeel! Ben burda senin için gece gündüz uyumayayım, senin için endişeleneyim, kahvaltı hazırlayayım sen benle dalga geç öyle mi? Al! sen bu ye!" dedi kaşlarını çatarak. Sonra kafama bi tane geçirdi. Kafama vurduğunda başım öne eğildi ve saçlarım yüzüme geldi. Sahte bir kızgınlıkla başımı kaldırıp yüzüne dik dik baktım.

-"Hadi bir daha yap! Hadi denesene bir daha! Yap yap çekinme!" dedim

-"Yapardım ama hastasın. Hadi kahvaltını yap!" dedi otuziki diş sırıtıp gözlerini kaçırarak. Tekrar gülümsedim bu haline ve yemeğimi yemeye başladım. Yedikten sonra tepsiyi götürdü ve tekrar yanıma geldi. "Eee bana anlatıcak mısın?" dedi

Büyük Patron (y-a)Where stories live. Discover now