bölüm 22

4.4K 152 5
                                    


İyi okumalar....

Asyadan;

Meryem biraz olsun sakinleşmişti. Birlikte yattık. Küçük bir çocukmuş gibi sarıldım ve öylece uyuduk.
Altı senedir buradaymış tam altı sene! Neler yaşadığını tam olarak anlatmadı ama yüzünden, ağlamasından, neler çektiğini anlayabiliyordum.
Meryem'e bana ufaklık derken sinirleniyordum. Sanki benden çok büyükte bana ufaklık diyor diye sitem ediyordum. Benden iki yaş büyükmüş buna çok şaşırdım!
Zavallım çektiklerine rağmen hala hayat dolu ve hala gülebiliyor. Bu benim de güçlenmemi sağladı. Buradan kurtulana kadar pes etmek yoktu artık. Tek başımada değil, Meryem ile beraber gidicektim buradan.
Sabah Meryem'in sesiyle uyandım.
-"Hey uykucu kalk artık! Ne kadar uyuyorsun böyle?" Gözlerimi açmaya çalışırken esnemeye başladım.
-"Aaaayy! Ne o, neşeniz bol olsun!" Dedim uykulu sesimle.
-"Günaydın! Hadi kalkta kahvaltı yapalım." Dedi ve banyoya doğru gitti. Ben de yataktan doğruldum ve kollarımı havaya kaldırarak esnedim. Deliksiz uyumuştum ve kendimi dinç hissediyordum. Yataktan kalktım ve odaya göz attım. Benim kaldığım odadan bir farkı yoktu. Sadece biraz daha renkliydi. Pencereyi açtıktan sonra temiz havayı içime çekip arkamı döndüm ve odaya tekrar baktım. Komidinin üzerinde gazeteler ve dergiler vardı.
Bu kız gerçekten okumayı seviyordu. Hemen oraya gidip elime aldım. Yatağa oturup tek tek incelemeye başladım. Gazetelerin hepsi eski idi. Bir ay öncesine ait bir kaç gazete.
-"Ne yapıyorsun?" Dedi. İrkildim ve yüzüne baktım. Endişeli bir hali vardı. "Neye bakıyorsun?"

-"Gazeteye! Okumak için. Niye saklıyorsun? Hepsi eski bunların"
-"Belki koleksiyon yapıyorum! Hadi bırakta aşağıya inelim. Açım ben!" Dedi ve resmen gazeteyi elimden çekti.

-"Ne oluyor ya? Sanki yedik gazetelerini!"

-"Ya tamam, hadi!" Dedi ama sanki biraz farklıydı. Elimi kurtarıp

-"Bir şey mi oldu Meryem?" Dedim.

-"Ne gibi?" Dedi. Bir şey saklıyordu

-"Benden bir şey mi saklıyorsun?" Gözlerini kaçırarak

-"Ne alaka yaa! Ne saklayabilirim ki? Hadi dedim gidelim!"

-"Ver şunları!" Dedim ve elinden çarptım

-"Ya okumanı istemiyorum, bırak!"

-"Asıl sen bırak!" Dedim ve tek tek gazeteleri açıp inceledim. Bir şey saklıyordu bariz belli idi. Son gazeteye geldiğimde Meryem dudaklarını birbirine bastırdı ve öylece bekledi. Gazetenin ikinci sayfasını açtığımda tanıdık bir yüze rastgeldim.

'ÜNLÜ İŞ ADAMI FERHAN GÜRSOY'UN OĞLU GÖRKEM GÜRSOY SALDIRIYA UĞRADI'

Yutkundum ve gözlerim resme takılı kaldı. Resimde ki adam Görkem'e benziyordu. Ama tüm hayat enerjisi gitmiş sanki yaşamıyor gibi idi. İstemsizce gözyaşım gazetenin üzerine düştü. Meryem yanıma gelip omuzuma dokundu. Sanırım teselli sırası yine Meryem'e geçmişti. Hiç tepki vermeden hala resme bakıyordum.
-"Görkem!" Dedim sessizce. Kendimi ben bile zor duymuştum. Korkum tüm vücudumu sarmıştı. 'Ya bir şey olduysa? Ya öldüyse?' Diye düşündüm. Haberin geri kalanını da okudum.
'Gürsoy Holding'in sahibi Ferhan Gürsoy'un tek oğlu dün akşam saldırıya uğradı. Edinilen bilgiye göre; dün akşam saatlerinde ölesiye dövüldükten sonra Şişli Etfal Hastanesi'nin önüne bırakıldı. Güvenlik kameralarının da çektiği görüntüde, siyah bir araç hastanenin bahçesine girerek acil servisin önüne gelip Gürsoy Holding'in tek varisi Görkem Gürsoy'u arabadan attı. Olayın kim ya da kimler tarafından yapıldığı henüz bilinmiyor. Tüm İstanbul emniyeti bu olayı araştırıyor. Baba Ferhan Gürsoy 'suçlular bulunacak ve hesabı sorulacaktır!' Açıklamasında bulundu.
Doktorların belirtiği; Görkem Gürsoy'un durumunun ciddiyetini koruduğu ve önümüzde ki 48 saatin çok önemli olduğu. Şimdilik yağunbakımda tedavi gördüğü.
Emniyet güçlerinin incelemeye aldığı güvenlik kameralarından neden yapıldığı, Ferhan Gürsoy'un düşmanı olup olmadığı ve kim ya da kimler tarafından yapıldığı araştırılıyor'

Büyük Patron (y-a)Where stories live. Discover now