Bir

58.5K 2.6K 1.3K
                                    

"Burası da son mekan, başka satılık yer yok."

Emlakçının bıkkın sesini duymamazlıktan gelerek mekanın içine girdim. Gezdiğimiz on dokuzuncu yerdi, bütün gezdiğimiz yerler ya çok küçük ya da çok saçma sokaklarda olduğu için bir türlü beğenememiştim hiçbirini.

Tam çarşının içinde çok güzel işleyen bir kafem vardı, yaptığım kurabiyeler herkes tarafından beğenildiği için çok da müşterim vardı aslında. Yıllardır kiracıydım orada, ama birkaç gün önce mekan sahibi orayı satacağını ve eğer istiyorsam benim alabileceğimi söylemişti. Tam çarşı içi olduğu için çok yüksek bir fiyat istiyordu ve maalesef benim o kadar param yoktu.

Doğruyu söylemek gerekirse, şimdi kira verdiğim yeri satın alacak param olsaydı bile yarı fiyatına başka bir yeri alıp kalan parayla da eskimiş eşyaları yenilemeyi tercih ederdim. Yepyeni bir başlangıç yapabilirdim başka bir yerde.

Bu yüzden, her gün severek yaptığım işimi benim için daha makul bir yere taşımaya karar vermiştim. Şu an gezdiğimiz mekan, çok sakin bir mahallenin içindeydi.

Üstelik kendi evime de çok uzak bir mesafede değildi. İstersem kestirme yollardan geçerek yürüyerek bir gelebilirdim.

"Çok sıcak bir mahalle gibi sanki," diye mırıldandım dışarıda seksek oynayan küçük kızlara gülümseyerek bakarken.

"Öyledir," diye onayladı beni emlakçı. "Herkes tanır birbirini burada, çok çabuk kaynaşırsınız eğer burayı alırsanız."

Gözlerimi bir kez daha gezdirdim bulunduğumuz boş mekanda. "Burası neden satılık?"

"Restorandı burası, hijyen kurallarına uymadıkları için kapatıldı. Şimdi de mekan sahibi satılığa çıkardı."

Kararsız bir şekilde dışarı çıktım ve insanların gülüşerek gezdiği sokağı izledim.

Adamlar kahvenin önünde oturmuş okey oynayıp çay içerken, kadınlar ellerinde sebze meyve poşetlerleriyle evlerine giriyorlardı.

Çocukların yarısı ip atlarken, diğer yarısı seksek oynuyordu.

Sanki herkes mutluydu. Acaba bu mahalle, bana da uğurlu gelir miydi? Ben de mutlu olabilir miydim burada?

Birden ezan sesi duyulduğunda hemen karşımda duran camiye baktım. İlk defa ezan sesini bu kadar yakından ve yüksek seste duymuştum. Eğer burayı satın alırsam, manzaram cami avlusu olacaktı.

"Kenan oğlum, bizim televizyon yine bozuldu açılmıyor. Sana zahmet Cuma'dan sonra bir baksan?"

Konuşan yaşlı kadına baktığımda, kapının önünde bir sandalyeye oturmuş, gelene geçene baktığını gördüm. Üç tane adam yan yana camiye doğru ilerlediği için hangi adamın Kenan olduğunu çözememiştim.

"Cuma'dan sonra camide çocuklara ders vereceğim Hayriye teyze, akşama doğru uğrarım." Sağdaki adamın kalın sesini duyunca yutkunma ihtiyacı hissettim. Siyah kot pantolonun üzerine giydiği mavi gömleği, uzaktan bile belli olan açık mavi gözleriyle uyumluydu.

Yanındaki adamlar da o konuştuğu için mecbur durmak zorunda kalmışlardı.

Diğer ikisi sanki ikiz gibi aynı şekilde siyah kumaş pantolon, siyah gömlek giyinmişlerdi. Sabırsızca bekliyorlardı.

Cami'de ders verecekse, bu adam hoca mıydı yani? Hoca tipi hiç yoktu ki, daha çok çaycı tipi vardı.

"Evdeyim zaten, işin ne zaman biterse bekliyorum."

Hayriye teyzenin onayını alan mavili adam kafasını ağır ağır sallayarak tekrar önüne döndüğünde benimle göz göze gelip duraksadı. Ben gözümü kırpmadan mavi gözlerine bakarken, o benim kim olduğumu anlamaya çalışır gibi baştan aşağı süzdü.

Kim olduğumu çözemeyerek yanımdaki emlakçıya baktı, sonra da kocaman 'satılık' yazısı olan mekanın camına. Çatık kaşları düzelirken tekrar gözlerime baktı ve başını hafifçe eğerek selam verdi.

Sebepsiz yere heyecanlansam da kendimi sakinleştirmek için ellerimi yumruk yaptım ve ben de tıpkı onun gibi selam verdim. İlk defa baş selamı verdiğim için olsa gerek, kafamı birini onaylar gibi sallamıştım.

Heyecandan da olabilirdi tabi.

Daha selam bile veremediğim gerçeğiyle kendi kendime küfrederken dudakları yukarı doğru kıvrıldı ve ben daha çok utandım.

"Hadisene Kenan, ezan bitti biz daha abdest alacağız," diyerek ona bağıran adamı duyduğumuzda, aynı anda caminin kapısında dikilen adamlara döndük. Diğer adam da yanındaki arkadaşını onayladığını belirterek 'e yani' der gibi bakıyordu.

Adımlarını hızlandırarak iki adamın arkasından yürüdü ve üçü birlikte Cami'nin içine girdiler. Hala arkalarından baktığımı farkederek kendime geldim ve artık beklemekten sıkılmış olam emlakçıya döndüm.

Kararımı vermiştim, burayı satın alacaktım.

YENİ MAHALLE -BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin