Yirmi dokuz

21.1K 1.7K 812
                                    

"Bıraksana şu battaniyeyi ya," diye söylenerek kendime doğru çektim battaniyeyi. "Dondum!"

"Benim canım yok mu ulan, ben de üşüyorum." Battaniyeyi ikimiz de kullanalım diye eşit bir şekilde üzerimize örtmüştü ama ikimize de yetmediği için paylaşmakta zorlanıyorduk. Bekar adamın evinde ne diye bir battaniye olmak zorundaydı ki? Benim evimde üç tane vardı mesela.

"Sen ne biçim sevgilisin ya." Yüzümü buruşturarak 'yazıklar olsun' der gibi baktım. "İnsan sevgilisi üşümesin diye kendi soğukta kalır. Dizilerde hep öyle oluyordu."

"Gösteriş o gösteriş," deyip alayla güldü. "Anca dizide olur öyle şeyler." Sonra kaşlarını çatarak gözlerini kıstı. "Ben senin sevgilinim de sen değil misin? Çok istiyorsan sen kal soğukta."

Tüh, yemedi.

Kollarımı göğsümde bağlayarak ofladım, televizyonun karşısındaki koltuğa oturmuş, film izlemeye karar vermiştik. Kalorifer yeteri kadar ısıtmadığı için, ve ben akşama kadar evi havalandırdığım için şimdi ısınmakta zorlanıyorduk biraz.

"Kucağıma gel istiyorsan," diye mırıldandı filmi izlerken, yüzüme bakmadan konuşmuştu. Heyecanlanarak titrek bir nefes aldım, kucağına oturmamı teklif etmişti değil mi ?Birkaç saniye sonra yüzüme kısa bir bakış attığında, tepkimi ölçmek için baktığını anlayarak gülümsedim.

Oturduğum yerde onun yanına doğru kaydığımı görünce kabul ettiğimi anlayarak bacaklarını araladı.

Kucağına yan bir şekilde oturduğumda, battaniyeyi üzerimize güzelce örttü.

"Hıh," diye mırıldandı 'oldu' der gibi. Kafasını kaldırıp da benimle yüz yüze geldiği an, dudakları yukarı doğru kıvrıldı. "Rahat mısın?"

Kafamı onaylar anlamda sallayıp, sonra da omzuna yasladım. Onun sıcaklığıyla birlikte iyice mayışmıştım.

Yarı açık, yarı kapalı gözlerimle filmi izlerken aynı zamanda kazağının altına soktuğum elimde karın kaslarını okşuyordum.

O da iyice arkasına yaslanmış, sesini çıkarmadan saçlarımı okşuyordu. Ara sıra karnını okşadığım için kasılıyor, saçlarımı okşayan elleri duraksıyordu ama sonra tekrar devam ediyordu.

Karnını okşamama bir şey demediğini görünce, iç tarafında kalan elimi bacağına yerleştirdim. Ne yaptığımı ben de bilmiyordum, sadece ona dokunmak istiyordum işte.

Sıcacık teni cezbediciydi.

Bacağına dokunduğum an, kucağında benimle birlikte doğrularak yayıldığı koltukta daha dik bir şekilde oturdu. Heyecanlandığını görmek beni güldürmüştü.

"Deri ceketin hala ben de, biliyor musun?" diye sordum usul usul bacağını okşarken. Saçlarımdaki elini aşağı doğru kaydırıp ensemi sıkıca kavradı. Bana engel olmuyordu ama altımda kasım kasım kasılıyordu.

Derin bir nefes alıp boğazını temizledi. "Ne ceketi?"

"Unuttun ya evimde." Parmaklarımı yukarı doğru kaydırırken, titreyen ellerinin arasındaki kumandayla televizyonu kapattı. "Hani ben hastayken, arkana bile bakmadan kaçmıştın." Artık tamamiyle sessiz bir ortamda olduğumuz için, sesimi iyice kısarak konuştum.

Benim ondan etkilendiğim gibi o da benden etkilensin istiyordum, aklına bile gelmeyen şeyi aklına sokmak istiyordum çünkü ben devreye girmesem hayatımızın sonuna kadar böyle devam edebilirdik.

Film izlerken, öpüşen bir çift gördüğünde bile kafasını çevirmesi başta tatlı ve komik gelse de artık geleceğimiz için korkmaya başlamıştım.

YENİ MAHALLE -BXBWhere stories live. Discover now