Bölüm 46 - Patronun patronu

2.3K 253 395
                                    

(Bir önceki bölümü okuduğunuzdan emin olunnnnn!)

(Yazar Tavsiyesi 1: Bu bölümü okurken yemek yemeyin)

(Yazar Tavsiyesi 2: Bölümün ilerleyen zamanında geçecek bir isimden dolayı kafanızın karışmaması için medyaya bakın ^^ İyi okumalar!~~)

Kelime sayımız: 2148

--------

Sahneye çıkmak artık Jisung için dünyanın en korkutucu olayı değildi. Bugüne kadar bunu ne kadar yaparsa yapsın bir türlü sakinleşmeyi başaramadığı şey olmuştu, ama şimdi sadece kendini salıverdiği ve rahatladığı bir andı. Artık insanların yüzüne endişeyle bakıp yeterli olup olmadığını düşünmüyordu, sahneye çıktığı anda hiçbir şey umurunda değildi. Çevredeki en iyi dansçı olduğunu adı gibi biliyordu çünkü başka kimse bir mekana onun kadar müşteri çekmiyor, bütün dikkati kendi üstünde toplayamıyordu.

Bu pozitif düşünceleri ara sıra kabuslar görmesine engel olmuyordu gerçi. Bazı gecelerde hayatındaki 'ya böyle olursa' düşüncelerinin gazabına uğrayıp sahneye çıktığında bütün dünyanın şahit olacağı şekilde geri dönülemez bir hata yapıp yapmayacağından korkuyordu.

Belki de direkten düşerdi ve bir şeyler kırardı? Böylelikle kendini müşterilerin, korumaların, patronunun ve gözleri sahnede olan herkesin önünde rezil ederdi. Yada salaklık edip ritmi kaçırırdı ve yeniden yakalayıp dans etmeye başlayana kadar 1-2 dakika rezil olmuş halde öylece beklerdi? 

Sahneye çıktığında ters gidebilecek ve hakkında mümkün olduğunca düşünmemesi gereken o kadar çok şey vardı ki. Her gece yatağa gittiğinde dans etmesi gereken bir sonraki günde yanlış gidebilecek şeyleri düşünüp hepsinden kaçınacak yollar arıyordu. Sahneye çıkışlarından hemen önce bu düşüncelerden kurtulabildiği için şanslıydı, ama yine de bu konuda bir daha hiç düşünmemeyi tercih ederdi.

Dans ettiği zaman ters gidebilecek şeylerin üstüne bir de devamlı olarak arka odada olan Minho'nun durumunu merak ediyordu, sonuçta her gün farklı kişilerle anlaşmalar yapıp kendini tehlikeye atıyordu. Chan ne zaman aceleyle aynanın arkasına gitse kalbinin deliler gibi atmaya başlayıp korumanın çıktığını görene kadar rahatlayamadığını hissediyordu.

Jisung bir gün Minho'nun rahatça vurulabileceğini biliyordu, birinin ani saldırısına uğrayıp kendi silahına ulaşamayacak hale getirilebilirdi. Minho bu şekilde düşünmese bile Jisung patronunun bir gün savunmasız yakalanabileceğinin farkındaydı. 

Büyük patron hiçbir şeyin onu durduramayacağı ve kimsenin ona zarar veremeyeceği konularından emin olsa bile Jisung öyle olmadığını biliyordu. Chaejin tam da bunu yapıp Jisung'u da kendi tarafına çekmeye çalışırken bunu net bir şekilde öğrenmişti.

Jisung'a göre ikili için endişelenen tek kişi kendisiydi.

---

Jisung uyandığında son zamanlarda sık sık olduğu şekilde salondaki koltukta uyuyakaldığını anlamıştı. Geceden üstüne örtülen battaniye yere düşmüştü, telefonu da hemen üstündeydi. Bir anlığına etrafa neredeyse panik olmuş şekilde baktıktan sonra gözlerini yumdu ve birkaç derin nefes aldı. 

Gördüğü rüyada Chan aynanın arkasına o kadar feci bir ifadeyle gitmişti ki gencin dansı tamamen yarıda kesilmişti. Koruma odadan çıktığında ise Jisung'un yanına çıkıp ona duymayı asla istemeyeceği bir şey söylemişti. Jisung bunun bir rüya olduğunu bilmesine rağmen o cümle aklında yankılanıyordu ve doğrusunu söylemesi gerekirse Minho şu anda her zaman yaptığı gibi sabah televizyonunu izliyor olmasa ciddi manada oturup ağlardı.

Daddy'nin Küçük Canavarı -MinSung-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin