Bölüm 49 - Veteriner

1.3K 235 68
                                    

(Bir önceki bölümün kısa olma sebebi hemen akasından bir tane daha gelecek olmasıydı :D Öncekini okuduğunuzdan emin olunnnnn! İyi okumalar~~)

Kelime sayımız: 795

-------

Jisung veteriner kliniğinde kucağında Mang'le birlikte oturabildiği için çok mutluydu. Evden buraya kadar yürüyerek gelmişti ve zamanında kedisini taşımak için gördüğü o güzel çantalardan birini almadığı için anlık şekilde pişman olmuştu. 

Evden çıkarken Minho'yu iyi olacağına dair ikna etmesi gerekmişti çünkü patronu gencin kucağında bir kediyle tek başına o kadar yolu yürümesine izin vermemişti. Jisung buna gülerek kediyi kucakladı ve Minho'ya başka bir şeyler söyleme fırsatı vermeden resmen evden kaçıverdi.

Artık oturduğuna göre en azından bunu yapabileceğini düşünerek patronuna iyi olduğuna dair bir mesaj çekti ama cevap gelmeyince yüksek ihtimalle uyuyakaldığını düşündü.

Kısa süre sonra veteriner hekim onu Mang'le birlikte içeri alınca her türden kontroller yapmaya başladılar ama doktorun kafası karışık gibi görünüyordu.

''Fiziksel olarak bir sorunu var gibi durmuyor. Raporda garip yürüdüğünü söylemişsiniz, olağan dışı olan başka bir şey var mı acaba?''

''H-hayır, s-sadece y-yürüme s-sorunu y-yaşıyor gibi, b-bazen de k-koltuğa z-zıplayamıyor o k-kadar. D-düzenli o-olarak y-yemek y-yiyip t-tuvaletine g-gidebiliyor''

''Anladım. İzin verirseniz bir de kan testi yapalım, çünkü dışarıdan herhangi bir sorunu olmadığı belli''

Jisung bunun üstüne Mang'i alıp gitmelerini izledi ve 20 dakika kadar odada öylece bekledi. Doktorun geri geldiğini görünce sevinmişti ama Mang'in adamın yanında olmadığını fark edince endişelendi.

''Sizin için bir cevabımız var bay Han, benimle gelin lütfen''

Jisung doktoru arkadaki odalardan birine takip etti ve Mang'in koltuklardan birinde uyuduğunu görünce gülümsedi, demek ki kötü bir şey olmamıştı.

''Merak etmeyin, sadece uyuyor ben de uyandırmak istemedim'' diye gülümsedi veteriner ''Mang ağır bir serebellar hipoplazi vakası gibi görünüyor. Birçok kişinin düşündüğünün aksine herhangi bir acı içinde değil, yani bu konuda endişelenmenize gerek yok. Ayrıca yaşam süresini de herhangi bir şekilde etkilemeyecek bir durum. Anladığım kadarıyla Mang bir ev kedisi ve bu iyi bir şey, ona bakmayı istemeyecek olsanız bile lütfen bir barınağa veya bir tanıdığınıza bırakın, bu hastalığa sahip olan kedilerin göz altında tutulması çok önemlidir. Şu durumda ona farklı şekilde davranmanız tavsiye edilmez, her zamanki gibi sevmeye devam edin yeter. Tek olay kemiklerinin biraz zayıf olması ve hastalığın getirdiği titreklikle biraz sakar hale gelmeleridir. Bu riski alamayan kedi sahiplerinin ötenezi yoluna başvurduğunu size söyleme sorumluluğum var ama bunun kesinlikle gerekli olmadığını da eklemeliyim. Yani karar tamamen size ve ev arkadaşınıza kalmış''

Jisung bir anlığına Mang'e baktı, zavallı kedinin acı içinde olduğunu düşünürken veterinerin söyledikleri onu az da olsa rahatlatmıştı, sadece düz yürüme sorunları vardı. 

''O-onu b-böyle bir s-sebepten d-dolayı ö-ölüme terk e-etmem'' derken Mang'i kucakladı ve sevmeye başladı.

''O halde gerisini size bırakıyorum, size vermem gereken herhangi bir ilaç yok ve dediğim gibi ona farklı da davranmayın, her zaman yaptığınız gibi sevginizi gösterin yeter'' diye gülümsedi veteriner onları kapıya doğru götürerek.

Jisung'un klinikteki işi bitince oradan çıktı ve dönüş yolunda bisiklet satan bir dükkan gördü. Sarı ve oldukça güzel görünen bir tanesini çok dikkatini çekmişti ve kucağında Mang'i tutarken gözünü ondan alamamıştı.

''Sağlam gözün var'' dedi dükkanın sahibi gibi görünen adam ''İndirimde bir ürün, hatta kedini koyman için olan sepeti de sana beleşe verebilirim''

Jisung'un yüzü buna aydınlanırken tereddüt etmeden içeri girdi ve bisikletin fiyatını sordu.

''500 yeterli'' diye gülümsedi adam.

Jisung mutlulukla cüzdanından kartını çıkardı ve gerekli olan parayı ödedi ''S-sepeti de t-takabilir m-misiniz lütfen?''

Bisikletin bütün işleri bitip bakımı da yapıldıktan sonra Jisung Mang'i sepete bırakıp onu eve sürmeye başladı. Eve yanaştığında patronunun balkonda sigara içip gence güldüğünü gördü ve kendisi de güldü. Bisikletini park edip Mang'i kucakladıktan sonra içeri girdi.

Minho onu kapıda karşılamıştı ''Bu yeni'' dedi gülerek.

Jisung omuz silkip kediyi yere bıraktı ''Çok b-beğenmiştim, s-sepet de b-bedavaya g-gelince Mang için iyi o-olacağını d-düşündüm'' diye gülerken salona gitti.

''Eeee Mang'in nesi varmış?''

''S-serebellar h-hipoplazi denen bir h-hastalığı v-varmış ve bir d-daha hiç d-dümdüz y-yürüyemeyecekmiş. Ama ö-öğrendiğime g-göre h-herhangi bir acı i-içinde d-değilmiş, s-sadece düz y-yürüyemiyormuş. Ona ö-ötenezi u-uygulanabileceğini s-söylediler ama r-reddettim tabii. O-onun d-dışında çok g-güzel bir ö-öğleden s-sonraydı, h-herkes bana iyi d-davrandı'' diye gülümsedi Jisung.

Minho da ona gülümsemişti ''Güzel bi gün geçirmene sevindim evlat''

---

Jisung odasına gittiğinde bu ana kadar neler yaptığını ve şu anda nerede olduğu konularını uzun uzun düşündü. Henüz bir etiket veremediği bir adamla yaşıyordu ve bu adam gencin bütün vücudunu ürpertebiliyor, onu başka herkesten daha çok seviyordu, ama aynı zamanda dünyanın en iyi ve en acımasız insanıydı. 

Bir defter ve kalem çıkarıp eninde sonunda bırakacağı notu yazmaya başladı. Jinyoung denen adam Minho'yu vurduğundan beri epey sinirliydi ve duygularını daha hiç kimseye anlatmamıştı.

Oldukça büyük bir planı vardı ve tek umudu işe yaramasıydı.

Daddy'nin Küçük Canavarı -MinSung-Where stories live. Discover now