Bölüm 68 - Patron

1.1K 212 77
                                    

(Sürekli tekrar ediyorum ama hala sorunlar oluyo o yüzden LÜTFEN önceki bölümleri okuyup okumadığınızdan emin şekilde devam edin. İyi okumalar!~) 

Kelime sayımız: 629

---------- 

İkili alarmın yardımıyla uyandığında Jisung hemen gidip boynundaki izi yeniden kapatmıştı. Bu kez giyecek bir üniforması olmadığı için işi normalden erken bitmişti ama Minho tam vaktinde gelip ilginç bir şey söyledi. 

''Sana yeni bi üniforma ayarladım'' 

''Yeni mi yoksa s-sadece geçici bi şeyler mi?'' diye sordu Jisung. 

''Bikaç şeyi değiştirmeye karar verdim'' dedi Minho ''Farklı bi şeyler giyceksin ama bunun sebebi 'özel muamele' görmen falan değil'' dedi gencin yine bundan dolayı sinirlenmesini istemediği için ''Chan bu yüzden bizi almaya biraz daha erken gelcek, senin iş için düzgün giyindiğinden emin olmalıyız. Gerçi ben halletçeğimden eminim'' 

Minho şeytanice sırıtırken Jisung da hafifçe güldü ve çantasını sırtına aldı. Şimdilik üstünde sadece lacivert kot pantolon ve sade bir tişört vardı.  

--- 

Kulübe vardıklarında Minho doğrudan arka odaya giderken Chan Jisung'la birlikte soyunma odasına gitti ve ona birkaç kıyafet uzattı. Oldukça basit bir kombin gibiydi. Jisung altına koyu dar pantolonu giydikten sonra üstüne şık düz gömleği giydi ve korumanın gömleğin ucunu pantolonun içine sokuşturmasına izin verdi. 

Eşyalarını çantasına koydu ve bundan sonra onları korumalardan birine verebileceğine karar kıldı, bu odaya giren kimseye güven olmazdı. İşi bittiğinde ayakkabılarını giydi ve elinde son bir eşya tutan Chan'a döndü.  

''Son olarak kravatını takmalısın'' 

Jisung kravatını da taktıktan sonra kendini hazır hissetmişti ama Chan'ın işi hala bitmemiş gibiydi. Gence yaklaştı ve cebinden bir kutu çıkardı. 

''Kollarını kaldır bakalım'' 

Jisung kollarını kaldırdı ''Kendimi ç-çocuk gibi hissediyorum'' 

''Daha önce kol düğmesi taktın mı?'' diye sordu Chan kol düğmelerini takarken. 

Jisung başını olumsuz anlamda sallarken kollarına baktı. Kol düğmeleri oldukça parlaktı ve üstlerinde dumanı tüten iki silah vardı.  

''Bu dizaynı taşımandan pek memnun değilim ama patronun nası olduğunu biliyosun. Şimdi yanına git de o da bi baksın hadi. Eklicek bi şeyi var onun da sanırım'' 

Jisung korumayı onaylayıp aynada kendine son bir kez baktı ve arka odanın yolunu tuttu. Minho dolaptan kendine bir teneke bira alıyordu ve genci görünce kocaman sırıtmıştı.  

''Gel bakalım Jisung'' dedi koltuğuna doğru giderek. 

Koltuğun yanındaki ufak masanın üstünde bir kutu vardı ve Jisung içinde ne olduğunu çok merak etmişti. Minho birasını masaya bırakıp kutuyu açtı ve içinden bir cep saati çıkardı. Saat siyahtı, çok şıktı ve kapağında kulübün logosu vardı.  

''Bu kişisel bi favorim'' dedi Minho saati gencin gömleğine takarak ''Sana bunu dans etmeye başlamandan öncesinden beri vermeyi planlıyodum''  

Jisung saate bir kez daha bakıp gülümsedi ''Şıkmış'' 

Minho da gülümserken geri çekilip genci bir kez daha süzdü ''Şimdi sana son bi şey daha vericem, sonra işimiz tamamdır'' arka tarafa gidip daha büyük bir kutuyla geri döndü. 

Jisung bu kutunun ne olduğunu gayet iyi bildiği için gülümsemesi kocaman bir sırıtışa dönüştü. Minho kutuyu açıp tanıdık oyuncağı çıkarırken Jisung onu bir daha hiç göremeyeceğini sandığı için çok mutlu görünüyordu.  

''Bunu kullanmana gerek olcağını sanmıyorum, ama eğer istersen her daim kullanabilirsin artık. Bundan sonra bu odada daha fazla toplantıya katılcaksın zaten'' 

Jisung hala kocaman sırıtırken Minho ona oyuncağını verdi ''Şimdi bunu doldur ve güzelce sakla, Chan seni böyle görürse beni gebertir'' diye güldü. 

Sonunda kendi silahına yeniden kavuşan Jisung mermilerini hemen doldurdu ve ilk gün öğrendiği şekilde hediyesini beline sakladı. 

''Nası hissediyosun bakalım?'' diye sordu Minho gülerek. 

''Patron gibi'' dedi Jisung mutlu bir şekilde. 

''Güzel'' Minho'nun gözünde garip bir alev var gibiydi ''Harika görünüyosun'' dedi gence yaklaşarak. 

Jisung hala sırıtırken Minho'nun dudakları hızla onunkileri buldu ve birlikte tutkulu bir öpücüğün içine çekildiler.  

''Sana şimdiden söylüyorum'' dedi Minho genci kendine yakın tutarak ''Şu an bu şekilde giyindin çünkü artık daha yüksek standartları olan birisin. Park Jinyoung'u sen avladığına göre teknik olarak benim patronum sen oluyosun. Artık herkesten üstün bi gücün var'' genci bir kez daha öpüp gülümsedi ''Ve bu harika işte'' 

Jisung gülümsedi ''Yani tekrar patronculuk oynayabilir miyim?'' 

Minho başını olumlu anlamda salladı ''Sen patronsun zaten'' 

Daddy'nin Küçük Canavarı -MinSung-Where stories live. Discover now