ÖLÜMÜN ADI YOK

1K 128 54
                                    

   Yorucu bir gün beraberinde farklı sürprizlerle geldiğinde insanı dumura uğratabiliyor. Zor bir gece , zor bir otopsi, zor bir sabah ve saygı sunmak için gönderilen nergislerle başlanılan bir sabah. Nergis pek çok kişinin internetten öğrenebileceği gibi saygı duymak anlamına gelse de zarafetin ne kadar tehlikeli olabileceğini anlatan çiçeklerden biridir. Herkesin beğeni ile baktığı bu nadide görünümlü çiçek aslında zehirli bir soğana sahip olması nedeni ile görüntüye aldanmamak gerektiğininde bir göstergesidir. Nergislerle bakışmam son bulduğunda Fatma'ya dönerek:

" Canım bunları suya koy yoksa çok çabuk solarlar. Ve Tarık bey raporunuzu amirinizden isteyiniz, zor bir geceydi ve ben artık dinlenmeye gidiyorum." dedikten sonra üzerimdeki önlüğü Tarık'a sırtımı dönerek çıkarıp astım. Tarık bir şeyler söylese de hiç cevap vermeden ofisimden çıkıp Fatma'ya iyi sabahlar dileyerek kapıya yöneldim. Ne inatçı adamdı hala peşimde koştururken açıklama yapmaya çalışan bu insan müsvettesi. Asansörün kapısına geldiğimde durup Tarık'a dönerek:

" Bunu bir kere söyleyeceğim, o yüzden iyi dinle . Hatta dur ses kaydı alalım." dedikten sonra telefonumu çıkarıp kayıt tuşuna basarak ona yönelttim.

" Hayatımdaki insanların insan bedenine saklanan korkak sıçanlardan değil, cesur ve kararlı aslanlardan olması tercihimdir. Size verdiğim şansı kullanamamak sizin hatanız, ayrıca ben Allah'ın hakkı üç diyenlerden değil, aynı su aynı köprünün altından ikinci defa geçmez diyenlerdenim. O yüzden uzun lafın kısası yaylanın ve iş dışında karşıma bir daha asla çıkmayın. Bu seferki gibi anlayışlı ve sabırlı olmayabilirim."

  Ses kaydını kapattıktan sonra ekranı Tarık'a dönderip kaydı ona gönderdim. Ardından da ekranı iyice göz hizasına getirip isminin olduğu tuşa basıp komiser sıfatını ekleyerek tam adını yazdım. Arkamda alık alık bakan Tarık'ı geride bırakarak asansöre binip giriş katın düğmesine bastığında içimdekileri kusmanın rahatlığı ile gülümsedim. Girişe ulaştığımda mesaim bittiği için eve gidip uyumadan önce son defa polikliniklere uğrayıp Eşref'i görmek için yöneldiğimde acil girişindeki hareketlilikle durdum. Güvenliğin durdurmak için kımıldamayarak korkuyla seyrettiği 4 adama baktığımda tanıdık gelen sima ile oraya yöneldim. Bellerinde silahları dağ başında at koşturacaklarını düşünecek kadar pervasız adamların yanına gelip :

" Ne oluyor burada ? Burhan abi polisi ara hemen." dediğimde karşısındakileri sindirmiş dağ eşkiyaları bana döndüler. Aralarında iri olan kirli sakallı bet suratlı adam bana doğru adımlayıp dibime kadar geldi.

" Sen kimsin?"

" Bu soruyu asıl benim size sormam lazım siz kimsiniz?"

  Adam öfkeyle dişlerini gıcırdattıktan sonra:

" Kardeşini görmek isteyen biri ama burada kendine doktor diyen paçavralar onu göremeyeceğimi söylüyorlar. Ama ben onu görmeden hiç bir yere gitmiyorum." dedi. Sözlerini ifademi hiç bozmadan izledikten sonra korkudan titreyen Eşref'e dönüp kaşlarımı çattım.

" Kamil Koz'un abisi." dediğinde olay anlaşılmıştı.  Karşımdaki adama dönüp gözlerinin içine bakarak:

" Kardeşinizi adli bir soruşturma dahilinde olduğu için göremezsiniz. Ve bu konuda yetkili benim boş yere bu doktorların vaktini çalmayın." dedim. Karşımdaki adam ile boylarımız nerede ise aynı olduğundan dibime kadar gelip nefesini yüzüme verdiğinde ifadesini net bir şekilde görebiliyordum. Acı duyan insanlara saygım vardı ve o kişilere karşı her zaman ılımlı olmuştum ama karşımdaki adamın masama bıraktığı cesetleri düşündükçe ona karşı ılımlı olmam imkansızlaşıyordu.

ŞAMAN ( BXB) ( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin