GELİŞME

405 60 19
                                    

 " Karanlık ve içinde ince zayıf bir ışık... Rüyadayım.... Düşüncelerim ortamı aydınlatırken gözlerim bulunduğum yeri anlamaya çalışıyor. Bir örümcek ağı mı? Altımdaki ağı incelerken lise yıllarında öğretmenimin verdiği bir bilgiyi hatırlayıp gülümsedim. Her örümceğin ağı kendine hastır. Şekli, yapısı, büyüklüğü, dayanıklılığı... Örümceğin gövdesi büyüdükçe ağıda güçlenir. Yani bir ev örümceği ile bir tarantulanın ağının birbirine benzememesi gibi. Beni tutan ağa bakarken bu ağın ne kadar zahmet gerektirdiğini düşünmeden de edemedim.

-- Çok sıkıntı çekmiş olmalısın, ne de olsa benim doğduğumda edindiğim bu lütufa erişebilmek için sen bir ömür uğraştın.

  Şimdi ağın çevresi daha da aydınlanmış ve tanıdık bir çift buz mavisi göz beyaz bir örümceğin bedeninde can bulmuştu. Olduğum yerde dikleşip gülümseyerek örümceğe baktığımda mavi buz tanelerine benzeyen gözleri kırpıştı. Anlamıştım, benim gibi değildi.

-- Seninle beni ayıran en önemli şey ne biliyor musun? Sen sana verilen bu hediyeyi fark edip geliştirmeye çalışırken bana verilen hediye zaten genlerimde yazılı olduğu ve nesilden nesile aktarılırken yaşananları deneyim olarak beraberinde getirirken zaman içinde kendiliğinden evriliyor. Sense her aşamayı en zor yoldan öğrenmek zorunda kalıyorsun.

 Ağın karanlık yüzündeki örümcek bulunduğu yerden yavaşça hareket ederek kendini gösterdi.

--- Sen ne bilirsin ki? Ama gel gör benim ağımdasın şu an.

--- Sohbet için duruyorum  yoksa buradan kurtulmak benim için çok basit. Zira senin aksine beni kollayan bir koruyucum var.

  Bulunduğum ağın üzerinde ayağa kalktığımda kalçamı saran ağ tuzla buz oldu. Korkusunu iliklerime kadar hissettiğim örümcek bir adım geri çekilirken ben ayaklarımdaki ağları parçalayarak bir adım daha attım.

--- Ben bu ağı parçalayıp düştüğümde beni bu karanlıktan çıkaracak biri var. Ama sen benim ağıma düşersen seni kurtaracak kimse olmayacak.

 Sözlerimin ardından ağın üzerinde bir adım daha attığımda ağ parçalanmaya başladı. Ağın dağılması ile düştüğüm karanlıkta havada süzülerek koşan dev kızıl bir kurt tarafından yakalandım."

 Aniden gözlerimi açtığımda yanımda elimi tutarak endişe ile bakan Sencer'le karşılaştığımda gülümsedim.

" Herkesi topla sanıyorum bu işi nasıl halledeceğimizi buldum."

 Sencer bana bir kere daha baktıktan sonra elimi bırakıp aşağı yönelirken elinin sıcaklığı ile dolu elime baktım. Onun sayesinde buradaydım. Hemen banyoya geçip elimi yüzümü yıkadıktan sonra üzerime bir şeyler alıp ben de arkasından aşağı indim. Konuşmak için hazırladıkları toplantı salonuna girdiğimde herkesin uykulu hali biraz içimi burksa da masamda tekrar masum bir ceset görmek istemiyordum. Masaya yanaşıp ellerimi masaya dayayarak :

" Sonay bana Koz ailesinin iş dökümleri lazım." dedim. Sonay kaşlarını çatıp:

" Bu internette sizin de bulabileceğiniz basit bir bilgi." dediğinde kaşlarımı kaldırdım.

" Ben bilineni istemiyorum. Yer altında ve üstünde çalıştığı tüm yabancı ortaklarının bilgilerine ihtiyacım var."

 Sözlerim herkesi şaşkına çevirirken haklı bir soru soran Gülüm hanıma yöneldim.

" Değerli şamanım neden bu kadar telaşlısınız?"

" Açıkçası Gülüm hanım az önce rüyalarım aracılığıyla yabancı şamanla gerçek bir karşılaşma içine girdim. Bazı cevaplara ulaşmamı sağladı. Bu yüzden bana güvenmenizi rica edeceğim. Bu arada Çiğdem hanım sizden bu yazıtları inceleyip bir şaman ayini için gerekli hazırlıkları yapmanızı rica ediyorum."

ŞAMAN ( BXB) ( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin