ÖZEL BÖLÜM( KISKANÇLIK MI YOKSA )

420 39 31
                                    

   Eşref gecenin bir vakti yüreğine her gece olduğu gibi çöreklenen sıkıntı ile uyanmıştı. Daha ezan bile okunmamıştı oysa. Son yaşadıklarından sonra her gecesi aynı her gecesi kabustu. Evet şaman görevini yapmış ve ölümleri durdurmuştu ama yaşananların içinde Cemil ile yaşadıkları Atakan'ın bile onaramayacağı yaralar açmıştı Eşref'te. Yataktan kalkıp mutfağa yöneldi, bir bardak alıp dolabı açarak soğuk suyu bardağa doldurdu. Hayatında hiç bir şeye gam kasavet etmeyen Eşref, Cemil'e o gün ulaşamamanın yarattığı şoku atlatamamıştı. Cemil ile aralarında bağ kurduklarında ondan o kadar emindi ki bir başkasının ikisi arasındaki bağı geçeceğini düşünmemişti. Kızmamalıydı, daha yeni yeni birbirlerini tanıyan iki kişi arasındaki bağın kırılmaz olmasını beklemek hataydı da bu gerçek ortada dursa da gene de Cemil ile yaşadığı o anlık durum gözünün önünden gitmiyordu. Sıkıntısını gidermek adına doldurduğu bardaktan bir yudum alıp tezgaha koyduktan sonra salona geçti. 

O gün her şeyin son bulduğu o gün içindeki karmaşa ile baş edemeyince Emine nenesinin yanına Mudanya 'daki yazlığa kaçmıştı. Sadece zihnini toparlayıp Cemil'e düşünmesi için fırsat vermekti amacı ama düşündüğü gibi olmamış bir türlü ayakları geri İstanbul'a dönmeye rıza gelmemişti. O da yıllık izinlerini devreye sokarak kendini anlamak için zamana güvenmeyi seçmişti. Ama olmuyordu işte, ara ara Atakan ile yaptıkları konuşmalarda gelmesi için ona haklı nedenler sunan arkadaşını sessizce dinleyip bakarız diyordu. Bu arada Atakan alt metinden Cemil ile ilgili ufak ufak değdirmeyi de ihmal etmiyordu. Eşref gittikten bir kaç saat sonra Cemil ortalığı ayağa kaldırmış ama Eşref'in ailesinin koruyucu duvarına toslayınca sabırla bekleme kararı almıştı. Ama zaman geçtikçe sabrı onu terk ederken acıyan kalbini bastırmak adına daha da sert ve acımasız olmuş etrafına resmen dehşet saçıyordu.

 Atakan'ın anlattığı kadarı ile her gece farklı barda sabahlayıp su gibi içip sudan sebeplerle kavga çıkarıyordu Cemil. Gerçi anlatmasına gerek yoktu Cemil'in halini , ne kadar aramızdaki bağ yeteri kadar güçlü değil dese de Eşref hissediyordu Cemil'i. Biliyordu ne kadar canının yandığını , dışarı vurduğu öfke başkalarına değil kendineydi aslında. Ama Eşref'inde bildiği gibi bu yaşananların ağırlığı altında Cemil'in  düştüğü durum anlaşılmaz değildi. Eşref ne kadar rahat bir adam gibi görünse de ilişkilerinde ciddileştiği zaman ketum ve acımasız oluyordu. Her şeyini verdiği için karşısındakinin de her şeyini isteyen bir yapısı vardı. Bu yüzden hayatı boyunca kimseyle ruhsal olarak bağlanmamış hep yüzeysel ilişkiler yaşamıştı. Nedenini bilmese de Cemil bu bağı kurabileceği kişi olarak görünmüştü gözüne kalbine.
    Düşünmek anlamsızdı artık ne kadar kaçsa da bu gün İstanbul 'a dönmesi gerekiyordu.
" Of Cemil of, içimden şeytan çıkardın it herif. Ben bu kadar kıskançlıkla dağılacak adam mısın?"
" Ha şunu bileydin oğluşum. Kıskançlığın yüzünden gözün kör olmuş. Adamcağızı hiç düşünmedin mi? Ha de bana bu kadar dellenmene değecek kadar ne etti bu oğul?"

Ne zaman geldiğini anlamadığı nesnesinin sesi ile geriye dönen Eşref elinde bastonuna dayanan kadına baktı. Haklı olduğunu biliyordu ama gel gör ki öfkesi bir türlü dinmiyordu.
"Nenem sultanım sen etme bari. Canına canımı koydum gözümün kenarı kayınca elin yellozunun aklına girmesine izin verdi. Ya bu sırada kadın onu kullanırken istediklerine ulaşsaydı."

Nenem bana dik dik baktı , kaşları çatılırken bir ya sabır çekti. Bu kadın 90 yılı boşa yaşamadığını bir bakışı ile onu anlayarak ispatlamıştı. Bastonuna yüklenerek yanına geldi, kolundan tuttu ve camın önündeki kanepeye oturtup kendi de yanına geçti.

" Anası kılıklı şerefsiz Eşref. Karşında çocuk mu var senin , at yesin doksanlık bunak."

" Estağfurul..."

ŞAMAN ( BXB) ( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin