YENİ YENİ

854 99 25
                                    

    Hayatımda hiç bir zaman normal olan bir şeyle karşılaşmadım. Bu yaşıma geldiğimde kendime dediğim şey " Bundan fazlası olamazdı" ama şu an karşımda duran ikilinin anlatacaklarının benim hayatına yeni bir bakış açısı ve yön vereceğini bilemezdim. Yaşadıklarımızdan sonra hem sakinleşmemiz hem de konuşabilmemiz için Sencer beyin odasına çıktık. Sencer bey masasına geçerken adının Çimen olduğunu öğrendiğim bayan ise karşıma oturdu. Sekreterin bizin için getirdiği kahvelerimizin masaya bırakılması ile odada sadece üçümüz kaldık. Cevap bekleyen gözlerle ikisine de baktığımda Çimen hanım söze girdi.

" Offf Sencer konuşma işini ben yapmak zorundayım değil mi? Kıt kelimeli herif."

   Sencer beye hitaben söylediği kelimelere aldığı cevap ise kaşlarını kaldırmış yarım ağız bir gülümseme olmuştu. Ellerini saçlarına geçirip derin bir iç çektikten sonra:

" Bakın Atakan bey bazı konulara aşina olsanız da anlatacaklarım yine de ütopik gelebilir. Bundan yaklaşık bir yıl kadar önce başlayan garip ölümlerle dikkatimiz çekildi."

  Kadının sözlerini " Siz ?" diye durdurduğumda dudaklarını yalayıp gülümsedi.

" Bakın sanıyorum olaylara girdiğiniz gibi hızla konuya girdim. Öncelikle artık Orta Asya 'da yaşayan göçebe Türk topluluğu ya da savaşçı değiliz. Anadolu 'ya girişimizle birlikte yaşam tarzımız , dinimiz ve bazı doktirinlerimiz değişmiş olabilir . Yine de hala kendi öz benliğini korumaya çalışan bir toplumuz. Bizden kastım bu öz benliğine sahip çıkarak mensup olduğu boyu kanatları altına alan bir grup ama kafanızda bir örgüt fikri oluşmasın. Sadece birbirini kollayan büyük bir aileyiz."

 Oturduğum yerde daha da yayılarak ellerimi birleştirip:

" Bunları sizin gibi ben de biliyorum . Benim sorduğum sizdiniz." dediğimde kadın gözlerini kapatıp bir şeyler mırıldandıktan sonra:

" Ben Çimen Gür, Karakoyunlu aşiretinin bacılarındanım." dedi. Sözlerini tamamladığında aklımdaki soruyu sordum " Polis?"

" Hayır ben sadece bir lisede Kültür ve Medeniyetler Tarihi hocasıyım." 

  Gülümseyerek devam etmesi için işaret ettiğimde konuşmasına kaldığı yerden devam etti.

" Yaklaşık bir yıl kadar önce başlayan garip ölümler dikkatimizi çekti ama ne olduğunu ancak şimdi şimdi çözebiliyoruz. Yine de olaylara koyduğumuz teşhişler sadece teorisel. Yeterli kanıta sahip değiliz. Boylara 100 yılda bir kara şaman geliyor ve her seferinde farklı bir boya nasip oluyor. Bir önceki kara şaman bizim boydandı ve gelişinizi bize o müjdeledi. Aynı zamanda ölümlerin başlaması da bu zamana denk geliyor. Araştırmalarımızın sonucu kendilerine akıncılar diyen ve internet üzerinden iletişim kuran bir gurubun bu yaşananlardan sorumlu olduğu yönünde ama bu gurubun mensupları sadece gençler ve bizler arkasında başka bir örgüt olduğunu  düşünüyoruz."  

 Bu gün gördüklerim ışığında haklı oldukları belliydi. Yine de bu işin içinde kendime pay biçemiyordum. Sadece zamansız ölümleri gören bir kara şamanın ölümü onlara ne yarar sağlayabilirdi ki?  Sorumu anlamışçasına sessizliğini bozan Sencer bey:

" Sen sadece zamansız ölümleri gören basit bir kara şaman değilsin. Ama deneyimsiz ve eğitimsiz olman onların işlerini kolaylaştırıyor." dediğinde bu zamana kadar ailemin bana öğrettiklerini düşünüp kaşlarımı çattım. Belki haklıydı ailem şifacı bir soydan geldikleri için bilgili olamayabilirdi yine de ellerinden geleni yapmışlardı. Çatık kaşlarım ve kısılmış gözlerimle baktığım Sencer bey bana dik ve sakin bir şekilde karşılık verdi.

" Ailene hakaret etmedim. Sadece bir kara şaman ya şaman topluluğu ya da başka bir kara şamanın kılavuzluğunda eğitilirse güçlerini tam anlamı ile kullanabilir."

  Bana verdiği cevabın mantığı ile boğuşmam mümkün olmadığı için Çimen hanıma dönüp:

" Peki şimdi ne olacak?" dediğimde Çimen hanım memnun bir ifade ile gülümsedi.

" Sizi kara şamanımızla tanıştırmaktan onur duyarım."

.......

 Cemil duydukları ile içine dolan öfkeyi ve huzursuzluğu da alıp dedesinin odasına geçti. Çok vakti kalmamıştı ihtiyarın , bu nedenle başında hep bir hemşire bulunduruluyordu. Cemil kapıyı tıklatıp içeri girdiğinde sırtını yatağa yaslamış ihtiyar memnuniyetle gülümsedi ve hemşireye dönüp:

" Sen çıkabilirsin kızım." dedikten sonra Cemil'e eli ile gel işareti yaptı. Cemil çıkan hemşireye yol verip içeri girdiğinde dedesinin baş ucundaki sandalyeye oturdu. İhtiyar Cemil'e soran gözlerle baktığında Cemil başını öne eğerek:

" Bütün doğrularım alt üst oldu dede. Ne yapacağımı bilmiyorum." dediğinde ihtiyar gülümseyerek Cemil'e baktı. Ardından eli ile kitaplığı gösterip:

" Oradan bana yeşil kitabı getirir misin?" dediğinde Cemil ilk başta afallasa da dedesinin artık yaşlandığı için böyle davrandığını düşünerek kalkıp kitaplıktaki yeşil kitabı alıp ona uzatarak tekrar yerine oturdu. Dede önce kitabı sevdi ardından kapağını açıp içinden bir kaç fotoğraf çıkardı.

" Bak oğlum İstanbul'un fethinden sonra bu bölgeyi Türkleştirmek adına farklı boylardan ailelere yerleşim yerleri verilirken burada yaşayanlara ise imtiyazlar tanındı. Ancak ailemiz buraya yerleşse bile hiç yabancı bir eşle soyumuzu kirletmedi. Ben ise bu kuralı baban öldüğünde bozdum , şimdi de bunun cezasını çekiyorum."

  Cemil duydukları ile şoka uğramıştı. Dedesi şaşkınlığını görüp daha merhametli bir ifade ile torununa bakarak:

" Doğru duydun aşağıdaki adam senin baban değil üvey amcandır. Baban öldüğünde sana kendi oğlu gibi bakmasını şart koştuğum için sessizce seni kabullendi. Annesi ikinci evliliğimden olan bir Bulgar göçmeniydi. Oğlu da senin kardeşim bildiğin çocuktu. Bu nedenle onlardan farklısın." dedikten sonra Cemil'in kucağına bir resim iliştirdi. Resimde siyah bir atı dizginlerinden tutan heybetli bir adam ve yanında ufak tefek bir kadın duruyordu. Sert duruşlarına rağmen fazlası ile huzurlu yüzleri Cemil'in içine bir sıcaklık doldurdu.

" Bak oğlum bu evde bir şeyler döndüğünün farkındayım. Ölmeme izin vermiyor çünkü yazdığım vasiyetten korkuyor ki korkmalı da. Ve unutma evlat sen bir bozkurtsun ve iç güdülerin neyin doğru olduğunu söylüyorsa onu yapmalısın."

  Duyduklarımı hazmetmem biraz zaman alacağı için dedemden izin isteyip arabama atlayarak son hız sürmeye başladım. Gecenin karanlığında hissettiklerimi tartmak ve yolumu bulmak için zamana ihtiyacım vardı.

..... 

  Yaşananların ardından Çimen hanıma takılıp benden önceki kara şamanı görmek için yola çıktığımızda Sencer bey işleri olduğunu söyleyerek bizi yolcu etti. Bir saat süren yolculuk kısa soru cevaplar olsa da çoğunlukla sessiz bir yolculuktu. Yolumuz bir dağ evinde son bulduğunda Çimen hanım arabamı park ederken bende çevreyi incelemeye başladım. Yüksek duvarlarla örülü bir köy evini andırıyordu. Kapıya yaklaştığımda duyduğum boğuk sesle çevreme baksam da kimseyi görmeyince tedirgin bir şekilde olduğum yerde kaldım.

" Hoş geldin şaman oğlum."


ŞAMAN ( BXB) ( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin