Bölüm-26 İkna

256 30 4
                                    

Ejder diğerlerinden uzakta oturuyor ve sağ eliyle alnını ovuyordu. Diğerleri de sessizce oturuyorlardı. Herkes hazır olana kadar diğer tur, yani final turu başlamayacaktı. Aslında diğerleri bu tura hazır olup olmadıklarını bilmiyorlardı. Haksız da değillerdi.

(Ejder)-Kyriel. Bir saniye gelsene buraya.

O sırada Ejder sol elini kaldırdı ve Kyriel'i yanına çağırdı. Diğerleriyle birlikte sessizce oturan Kyriel ayağa kalktı ve yavaşça onun yanına gitti.

(Kyriel)-Ne oldu Ejder?

(Ejder)-Diğer turdakiler ne kadar güçlü?

Ejder hiç lafı uzatmadan direkt olarak aklından geçen soruyu sormuştu.

(Kyriel)-Bir meleğin gücünün %70'ine sahipler.

Ejder bunu duyunca biraz suratı düştü. Kendisi, kendinden daha güçlü rakiplerle dövüşmekten büyük bir zevk alıyor olsa da işin ucunda diğerlerinin, özellikle de Rose'nin hayatı olunca işler ciddileşiyordu. Ejder sahip olduğu dayanıklılıkla birlikte saatlerce hiç durmadan dövüşebilirdi ve eninde sonunda bütün rakiplerini yok edebilirdi. Sonuçta %10'luk bir fark fazla değildi.

Ama şu andaki durumda 10 rakiple bile aynı anda çarpışsa geri kalan rakipleri, Rose ve diğerlerine saldıracaktı, ki bu da onun istemediği bir şeydi. Kendisi için bu savaş günler bile sürse bir şekilde galip gelirdi ama diğerleri için aynı şey geçerli değildi.

Ejder'in suratının düştüğünü gören Kyriel ise lafa girdi.

(Kyriel)-Bak Ejder. Ne düşündüğünü anlayabiliyorum. Güçlü rakiplerle dövüşmeye bayılıyorsun onu anlıyorum. %10'luk bir fark sana azmış gibi geliyor olabilir ama değil. Tıpkı dövüştüğümüz sırada ben gücümün yarısını kullanırken senin bana vurabilmen ama ben biraz daha güç kullanınca senin yere gömülmen gibi. Az önce yılanlarla savaşırken kullandığın o güç nereden geldi bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki, diğerlerini, özellikle de Rose'yi korumak istiyorsan önümüzdeki turda o güçten çok daha büyük bir güce ihtiyacın var.

Kyriel'in bu sözleri Ejder için kesin bir uyarıydı. Ejder'de bu uyarıyı almış gibi görünüyordu. Diğer bir yandan Kyriel ilk başta Ejder'i boş kibirden oluşan birisi olarak düşünmüşse de yaptıkları savaşta bu fikri neredeyse kaybolmuştu ve az önce olan olaylardan sonra bu fikir tamamen kaybolmuştu. Anlamıştı ki Ejder, kibrinin arkasını dolduracak kadar güve sahip. O yüzden de onu küçümsemeyi bırakıp dostça bir tavırla bu sözleri söylemişti.

Ejder derin bir nefes aldı ve...

(Ejder)-O gücün ne olduğunu bende bilmiyorum, biliyor musun? Sahip olduğum ama şimdiye kadar yalnızca bir ya da iki kere, saniyelik olarak ortaya çıkan bir güçtü. İlk defa o kadar uzun süreli kullandım. Ama sanki...bilmiyorum...dahası da var gibiydi. Sanki içimde kilitli olan bir güç gibiydi. Argghhh! Başım ağrıyor.

Ejder konuşmasının sonunda yeniden alnını ovuşturmaya başladı. İnanılmaz bir baş ağrısı hissediyordu. Kafası patlayacak gibiydi.

(Kyriel)-Burada zamanı dert etmene gerek yok. Buranın zaman kavramı tamamen farklı işliyor. Yani, baş ağrın durana kadar bekleyebilirsin.

(Ejder)-Başka şansım yok sanırım. Bu ağrıyla dövüşme odaklanmak zor olurdu.

Bu konuşmadan sonra Kyriel yavaşça ayağa kalktı.

(Kyriel)-Neyse. Diğerlerinin yanına dönüp diğer tur ile ilgili fikirlerini sorayım bari.

(Ejder)-Bir dakika bekle.

O anda Ejder uzanarak Kyriel'i elinden tuttu ve gitmesini engelledi.

(Kyriel)-Bir şey mi oldu?

Ejderha İmparator (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin