33.Bölüm:'Sevmedim'

25.6K 1.2K 1K
                                    

İyi okumalar dilerim.

33.Bölüm: Sevmedim

🔫🔫

Hayat ne garip.

Ama şu an karıştığımız olaydan daha garip olamazdı.

Batu'nun ağzından kaçan kıkırdama dolayısıyla ben ve Güney de kıkırdamış anında eski ciddi halimize bürünmüştük.

"Ayıp. Bu halde gülünmez." dedi Güney.

Bu defa ben sessizce gülmeye başladım. Batu ve Güney kendini tutamamış olacak ki bana eşlik etmişlerdi. Sahte bir öksürük ile duruşumu dikleştirip gülmeyi kestim.

"Asena'nın dans ederek kolumun altından geçmesi ve adama tekme atması muhteşem değil miydi?" dedi Batu.

"Senin şarkı ile aynı ritimde yumruk atman daha muhteşemdi." dedim.

Güney gülmeye başladı. "Uyuşturucu işine karışmadığımız kalmıştı, sadece. O da oldu." dedi. Batu ile kahkaha attık.

"Rezil bir durumdayız. Gülmeyin." dedim ve sustuk.

Şu an nezarethanedeydik. Yan yana oturmuş, hayatı gözden geçiriyorduk. Girdiğimiz barda yüklü miktarda uyuşturucu alışverişi olmuş. Biz de orada bulunduğumuz için bizi de almışlardı. Kavga ettiğimiz insanların yarısı yan tarafımızda diğer yarısı da hastanedeydi. Biz üçümüzü ayırmamışlardı.

Ağlanacak halimize ara ara gülüyor, ne yaptığımız aklımıza gelince susuyorduk.

"Batu neden silahını getirmedin? Asker olduğumuza inanmadılar." dedim. "Güney, senin iyi olmadığı söyleyince hemen geldim. Silahı almayı unutmuşum. Sen neden askeri kimliğini yanında taşımıyorsun?" dedi Batu. "Çantamda yer kalmamıştı. Güney, sen?" dedim. "Ne ben? Neşter ile mi gezeyim, doktor olduğum anlaşılsın diye?" dedi. Omuz silktim.

Batu tekrar güldü. Güney ile beraber Batu'ya bakıp neye güldüğünü anlamaya çalışıyor bir yandan biz de gülüyorduk. "Sonumuz hiç iyi görünmüyor." dedi. "Babam öğrenirse işim biter." dedim. An itibariyle ağlama moduna geçmiştim.

Bize inanmayıp buraya kadar sürükleyen polis memuru görüş alanıma girmişti. Elinde de çantam vardı. Ne yapacak diye beklerken, çantamın içindeki eşyaları teker teker masanın üzerine koydu.

"Bir silah, bir kasatura, ruj görünümlü çakmak ve ruj görünümlü kesici alet. Çetenin başı sen misin?" diye sordu. Güney ve Batu çantamdan çıkanları görünce değişik değişik yüzüme baktılar. Gülümsedim. Tekrar polis memuruna döndüm.

"Asker olduğumu söylemiştim." dedim. "Hiç benzemiyorsun." dedi. "Sen de insana benzemiyorsun." dedim. Kaşlarını çatıp demir parmaklıklara yaklaştı. "Sözlerine dikkat et, seni pişman ederim." dedi. "Sen kimi pişman ediyorsun? Hayırdır?" dedi Batu. Avuçlarımı çeneme dayayıp sevimli bir şekilde baktım. "Sen varya birtanesin." dedim. Güney kendini belli etmek ister gibi öksürünce ona dönüp,"sen de birtanesin." dedim.

"Sizinle ben ilgileneceğim. En ağır cezayı almanız içinde elimden geleni yapacağım." dedi. Üçümüz de takmadık. Muzaffer amcanın giriş yapmasıyla koşa koşa demir kapılara yapıştım.

"Muzaffer amcacığım, beni kurtarmaya geldin değil mi?" dedim. "Amca mı?" demişti polis memuru ama şu an seninle uğraşamıyacağım. "Asena ben sana demedim mi bir daha buralarda görmeyeceğim seni?" dedi Muzaffer amca. "Ama bak hepsini yakaladık." dedim, diğer koğustakileri göstererek. "Çok güzel yakalamışsınız. Yarısı hastanelik." dedi. "Sonuca bakalım." dedim. "Babam bilmeyecek değil mi?" diye devam ettim. "İkinci oluyor bu." dedi. "Söz veriyorum bir daha karakolun önünden geçmeyeceğim. Babam bilmesin. Sonum gelir. Büyük bir çeteyi yakaladık. Ödül vermeniz gerekirken buralarda sürünüyoruz." dedim. Sıkıntılı bir nefes verip girdiği kapıdan geri çıktı.

Dünya Ellerimde 'Vatan Uğruna' (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin