37.Bölüm:'Zalım Geceler'

24K 1.2K 652
                                    

İyi okumalar dilerim.

Küçük bir aksilik yaşadım. Kusura bakmayın.

Önceden biraz çıtlatmış olabilirim. Yarı final bölümünden sonra Asena ve Poyraz'ın çocukluğunu içeren bir bölüm yayınlayacağım. Yarı final bölümü 39.bölüm olacak.

Şimdiye kadar yayımlanan tüm bölümlerin beğenme sayısı 600'ün üzerine çıkarsa, 39.bölümü yayımladıktan yarım saat sonra çocukluklarının olduğu bölümü atacağım. O bölüm hazır. Anlaşabiliriz diye umuyorum.

37.Bölüm: Zalım Geceler

🔫🔫

Bu eve her geldiğimde, neden Poyraz'ın yatağında gözlerimi açıyorum? Şimdi böyle söyleyince bir garip oldu. Tövbe tövbe.

Doğrulup gözlerimi ovuşturdum. Ayaklarımı yataktan aşağı sarkıtıp üzerimdeki pikeyi köşeye kaydırdım. Ayağa kalkıp odadan dışarı çıktım.

Poyraz'ı Mucize ile oynarken bulmuştum. Koltuğun üzerinde yastık ve battaniye vardı. Koltuk köşelerinde uyumaya alıştı. Bu gidişle daha çok yatar. "Günaydın." dedi Poyraz. Mucize ile konuşuyor olmalıydı. Çünkü arkası bana dönüktü ve odada başka kimse yoktu. Omuzun üzerinden bana bakınca etrafıma bakıp tekrar Poyraz'a döndüm. "Bana mı diyorsun?" dedim. Dudağının kenarı yukarı doğru kıvrılmıştı. "Evet." dedi. Başımı sola doğru hafif yatırıp gülümsedim. "Bizde gün öyle bir battı ki, ayması biraz zor." Yüzündeki ufak çaplı gülümseme kaybolmuştu. Laf sokmak için ayılmayı mı beleseydin, Asena?

Mucize'ye doğru ilerledim. Poyraz'ın omuzundaydı. Keyfi yerinde gibi duruyordu. Başını okşadım. "Beni neden uyandırmadınız?" dedim. "Yorgundun." dedi Poyraz. "Evime gider, uyumaya orada devam edebilirdim. Zor bir şey değil." dedim. "Birkaç defa seslendim." dedi. Omuz silktim. "Sen neden kendi yatağında uyumadın?" Soruyu sorduğumda Poyraz'ın yüzünde muzip bir ifade vardı. Sırıtıyordu. "Yanında uyumamı mı isterdin?" Dudakları arasından çıkan cümleyi birkaç kez kendi içimde tekrarlayıp kaşlarımı çattım. "Sence şaka yapman için uygun bir zamanda mıyız? Şahsen ben hiç gülmedim." dedim, sert bir ifadeyle. "Anlaşılan yine sol tarafından kalkmışsın." dedi Poyraz. "Senin her zamanki halin. Yabancı mı geldi?" dedim.

Bir cevap vermeyip Mucize ile ilgilenmeye devam etti. "Hadi kızım, gidelim." dedim. "Kahvaltınızı yapıp öyle gidin." dedi Poyraz. "Yatağını verdin, sağol. Fazlasına gerek yok. Umarım bir daha olmaz ama olursa bir daha beni yatağına yatırma." Gözlerine baktım. Uzun uzun izlemek istediğim, izlerken büyüsüne kapıldığım gözlerine. "On dokuz eylül akşamındaki adam ile şu an karşımda oturan adam aynı kişi mi?" Sorduğum soru karşısında kaşları havalanmıştı.

"Senden vazgeçmemi isteyipte bana yakın davranamazsın. Onca şeyi söyleyipte hiçbir şey olmamış gibi karşıma geçip espiri yapamazsın. Gözlerimin içine baka baka beni sevmediğini söyleyipte beni düşünüyormuş gibi hiç yapamazsın."

Bir şey söylemesini bekledim, her zamanki gibi ama o sessizliğini korumuştu. Ellerimi uzatıp Mucize'yi aldım. "Evini açtığın için teşekkür ederim." dedim. Masanın üzerindeki telefon ve anahtarımı alıp evden çıktım.

🐺

Taksiden inip koşar adımlarla Tugay'a giriş yapıyordum. Hava çok soğuktu ve ben şort giymiştim. Bizimkilerle gelmeyi de reddetmiştim. Benim şu araba işini acilen halletmem gerek.

Karşıma üniforma içinde Batu çıkmıştı. "Erkencisin." dedim. "Nasıl Asena ve Anka farklı kişiler ise, Batu ve Fırtına da ayrı kişiler. Fırtına geç kalmayı sevmez. Adı üstünde; Fırtına." dedi. Adımlarımı durdurup yüzüne baktım.

Dünya Ellerimde 'Vatan Uğruna' (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin