49.Bölüm:'Sert Adamlar Sert Oynar'

24.5K 1.2K 701
                                    

İyi okumalar dilerim.

(Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.)

49.Bölüm: Sert Adamlar Sert Oynar

Bölüm: Sert Adamlar Sert Oynar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🔫🔫

Yolculuğumuz sessiz ve hızlı geçmişti. Tugay'a gelince arabayı park etmeden indim. "Siz nerden geliyorsunuz?" dedi Batu. Cevap vermedim. Arabamın anahtarını Batu'nun eline tutuşturdum. "Arabayı park edersin." deyip hızlıca alay binasına doğru ilerledim.

Odama girdiğim gibi kapıyı kilitleyip sırtımı kapıya yasladım. Kalbim, Poyraz'a ilk aşık olduğum zamanlardan daha hızlı atıyordu. Ben onu unutmaya çalıştıkça kalbimde daha fazla yer ediniyordu. Olmaması gereken bir durumdu ama oluyordu. Ve ben buna engel olamıyordum.

Sırtımı yasladığım yerden ayırıp doğruldum. Dolabımdan üniformamı çıkarıp üzerimdekileri çıkarmaya başladım.

Silahımı kılıfına yerleştirip toplantı odasına ilerledim. Henüz kimse yoktu. Oyalanmak için masanın üzerindeki kağıt kalemi elime aldım. Kırık bir kalp çizdim. Kendi kalbimi. Altına Asena Aral yazıyorken kapı açıldı.

"Ben gelmesem olmaz mı?" dedi Batu. Mert ve Oğuzhan, Batu'yu çekiştirerek toplantı odasına girdiler. Poyraz onlardan bağımsız bir şekilde karşımdaki sandalyeyi çekip oturdu. Batu, bana uzak bir yerde oturmuştu. "Ne oldu?" diye sordum. "Uykudan uyandırıp geldik. Hâlâ kendine gelmiş değil." dedi Oğuzhan. "Az önce öyle değildi." dedim. "Biliyorsun Batu'yu iki dakikası bir değil." dedi Mert. Elimdeki kurşun kalemi Batu'ya attım. Birden ayağa fırladı.

"Ben bir şey yapmadım."

Kaşlarımı çattım. "İyi misin sen?" Gülümseyip tekrar oturdu. Benimle göz kontağı kurmuyordu. Takmayıp önüme döndüm. Poyraz'ın gözleri önümdeki kağıttaydı. Elini uzatıp aldı. Masanın üzerindeki kalemlikten bir kalem alıp bir şeyler karalamaya başladı.

"Neredeydiniz siz?" dedi Oğuzhan. Yanımda oturuyordu. "Yemek yemeye gittik." dedim. "Ama iyi görünmüyorsun." dedi. "İçimdeki karmaşa iyi olmama izin vermiyor." dedim. Sırtımı sıvazladı. "Geçecek. Sadece inan." dedi. Gülümsedim.

Poyraz kağıdı önüme itince başımı çevirdim. Kalbin üstüne yara bandı çizmişti. Soyadımın yanına da kendi soyadını eklemişti. Sol alta da bir not yazmıştı.

'Kırık bir kalbi yara bandı ile iyileştirmek zor ama her zaman bir umut vardır. Kalbini iyileştirmeme izin ver.'

Toplantı odasının kapısının açılmasıyla kağıdı katlayıp göğüsümün üzerindeki cebe koydum. Ayağa kalkmıştık. "Oturun çocuklar." Albay oturunca biz de oturduk.

"Bugün sessizsiniz. Hayırdır? Özellikle de Fırtına ve Anka. Siz normalde konuşmadan duramazdınız." dedi Taner Albay. Gülümsedim sadece. "Oğlum senin neyin var? Rengin atmış." Batu'ya baktım. Niye böyle davranıyordu, bir türlü anlayamıyordum. "Sizi tanımak güzeldi komutanım." dedi Batu. Kaşlarımı çattım. "Yine hangi kızı başına bela ettin de ailesini sana musallat etti." Albay da her şeyi biliyordu. Batu'ya bakıp kıkırdadım. "Keşke ailesi musallat olsa. Kızın kendisi psikopat." dedi Batu. Batu'nun bitmeyen aşk hikayeleri.

Dünya Ellerimde 'Vatan Uğruna' (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin