✴️59.BÖLÜM✴️

7.9K 702 1.1K
                                    

Herkese yeniden merhaba arkadaşlar. Kurgunun kritik bölümlerinden biriyle daha karşınızdayım. Yazılması ve planlanması zor bir bölümdü. Bu ikinci kitabın final bölümünden önceki son bölüm olacak.

Gerçekten çok harika ve içinde istediğiniz her şeyi bulacağınız bir final bölümü sizi bekliyor. O yüzden size tavsiyem, bu bölümde coşkunuzu gerçek mana da yansıtmanız.

Anlamsız kelimeler veya onu gibi yorumları istemiyorum. Açıkçası beni motive etmekten çok, sinir ediyor.

800+yorum ve yeterince oy gelmeden bölüm gelmeyecektir.

Keyifli okumalar.

--------------------------------

Hayatta, işlemediğiniz hiçbir günahın kefaretini ödemezsiniz.

Doğarak işlediğim günahın bedelini ömrüm boyunca ödeyecekmiş gibi hissediyordum. Babam için yok edilmesi gereken bir lanettim ve apansız biçimde üzerine çöreklenmiştim.

Geçmişin kefareti omuzlarıma doğduğum anda binmişti. Kader, kılıcını kuşanmış anneme ilk baktığım dakika beni için gelmişti.

Boş bakışlarıma tutunmaya çalışan, fırtına mavisi gözler yalvarış içindeydi. Boşuna olan bir çaba ile duygularıma tutunmaya çalışıyordu. Yerini çorak toprakların, dikenli tellerin sardığı o ılık duygulara erişmeye yelteniyordu.

Kanayacaktı, ben kanadıysam onun da canı yanacaktı.

Askerlerime, bir zamanlar başını çektiğim beyin takımına usulca göz gezdirdim. Bensiz iken bir şey kaybetmiş olmalarını dilemiştim fakat görünen o birçok şeyini kurban veren tek kişi bendim.

" Babamı, ziyaret etmemiz lazım." dediğinde Dünya, baygın bakışlarımla onu onayladım.

En sevdiğim an işte şimdi geliyordu. Kalabalığa arkamı döndüğümüzde, patlak veren uğultu biz onlardan uzaklaştıkça artmaya başladı.

Umursamazlıktan dahi uzak olan, durgun bakışlarımın altında sarp kayalıklar gizliydi. Adımlarım yerde ses çıkarmasa da, bastığım yere yaydığım enerji damarlarıma sokuluyordu.

Odak noktası olmayı sevmeyen yanım, aradan geçen yarım yıldan sonra bir parça da olsa törpülenmişti. Önümde danışmanıyla birlikte ilerleyen Dünya, sıkıntılı bakışlarını arada üstümde gezdiriyordu.

Kısa süren asansör yolculuğumuzun ardından, önde onlar arkada ben kısaca takip ettim. Teşkilatın sağlık katında olduğumuzu, etrafımdan geçen doktorlarla birlikte sezdim.

Kısa bir zaman önce, bende bu katı kendime mesken bellemiştim. Giray'ın kablolarla desteklenen iskeleti karşısında, zamanı devirmiştim.

Çıldırmam yavaş ama etkili olmuştu. Yaşadıklarım sinsi bir tuz ruhu gibi hep en olmadık anlarda içime işlemişti. Dirilişim ise yıkıcı ve sarsıcı olacaktı.

Karşımızdan gelen doktor korosuna, şöyle bir baktıktan sonra bakışlarımı etrafta gezdirdim. Doktorlardan birini tanıyordum ve her ağzını aralayışında Giray hakkında umutsuz cümlelerini sıralayacakmış gibi geliyordu.

" Efendim, sizi böyle bir durumdan çağırmak istemezdik," diyen doktorun sesinin alt katmanlarında, mahcupluktan çok korku barınıyordu," Kenan Bey'in durumu ağırlaşınca, buraya gelmeniz gerektiğini düşündük."

Çıt dahi çıkarmayan Dünya'nın tepesinden, neredeyse duman tütecekti. Doktorların yadırgayıcı bakışları, sahiplerinden sekip bana değdiğinde harelerinde tanıdık duygunun rengi vardı.

PUSULAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin