8.2K 664 112
                                    


Kim Taehyung'un elleri altında titrek göz bebekleriyle duran Jeon Jeongguk'un son kalan akıl kırıntılarıyla kendini sakinleştirmesi gerekiyordu. Yoksa hemen yanında, kendi kemikli elleri arasına sıkıştırdığı beyaz ele sürekli ıslak öpücükler konduran Taehyung, Jeongguk'un artık hızlı atmaktan duracak olan kalbine büsbütün zarardı. Evet şu an tam olarak Taehyung'un arabasında, onun evine giden Jeongguk kalp krizi eşiğinin son adımını atıyor olmalıydı. Çünkü yanında aşık olduğu adam durmadan feromon salgılıyor, Jeongguk'un elinden bir an olsun ne elini ne de dudaklarını çekiyordu. Arada bileğini ters çevirip, tam nabzının üstüne sıcak ve ıslak dudaklarını bastırması ile de Jeongguk'un midesine yumruk yemiş gibi olmasını sağlıyordu.

Uzaktan uzağa sevdiği adamın yumuşak öpücüklerinde boğulan Jeongguk ceylan gibi büyük olan gözlerinin yeniden dolmasını engellemek için bileğini hâlen daha öpmekte olan adamdan bakışlarını kaçırarak yola dikmişti. Çok zordu onun için bu durum. Dudakları yanıyor, elleri titriyor, kalbi deli gibi hızlı çarpıyordu. Önünü sonunu düşünmeden kabul ettiği tekliften dolayı pişman değildi elbette ama Taehyung'un ona bu kadar naif ve içten davranmasını salt aşkla dolan kalbi kaldırmıyordu.

Taehyung'un zor durumunun farkındaydı Jeongguk, pek tabii o eve neden gittiğininde. İşte tüm bunlar birleşince yanaklarının kızarıklığının ciddi boyutlara ulaşması da kaçınılmaz oluyordu. Yanı başında olan Taehyung'un ise ondan pek bir farkı yoktu. Evet belki Jeongguk gibi aşık değildi, belki kalbi onun gibi çarpmıyordu ama avuçları arasına aldığı el o kadar güzel hissettirdiyordu ki Taehyung'a, dudaklarını istemsizce bastırıp duruyordu.

Taehyung biliyordu bugün. Kızgınlığa gireceğini gayet iyi biliyordu. Hoş bildiği için dönmüştü ya şirkete yeniden orası ayrı bir meseleydi. Ağır geçen kızgınlıklarında aradığı birkaç omega vardı onlara güvenirdi Taehyung. Çünkü ne o omegaların Taehyung'dan bir beklentisi olurdu ne de Taehyung'un onlardan. Fakat bu kez öyle olmamıştı. Öğle saatlerinde kızgınlık belirtileri kendini göstermeye başladığı zaman tüm toplantıları siktir edip eve gitmeyi planlasada, kurdu Jeongguk'un yanından ayrılmamak için direnmişti resmen.

Yalanlamıyordu zaten onun kokusuna olan ilgisini. Ne zaman Jeongguk kapısını tıklatıp içeri girse peşinden getirdiği kiraz çiçeği kokusunu bayıla bayıla içine çekerdi Taehyung. Ama o kadardı, sonuçta güzel olan kokulara herkes bayılırdı ve Taehyung'un Jeongguk'un kokusuna olan ilgisi özel sayılmazdı. Fakat bugün herşey çok farklı gelişmişti. Jeongguk yine aynı şekilde kapısını çalıp içeri girmişti ve Taehyung tüm duyularının uyarıldığını hissetmişti. Elinde dikkatle taşıdığı kahveyi yavaşça masaya bırakan çocuğun güzel yüzünden ayıramamıştı gözlerini. Şüphesiz Jeongguk büyük bambi gözleriyle, beyaz teniyle, hafif peltek diliyle ve dudağının altındaki Tanrı dokunuşu beniyle gördüğü en güzel omegaydı.

Öyle dalmıştı ki onu izlemeye cebinden çıkardığı minik not defterindeki programı okurken Taehyung sadece onun ellerine odaklanmış ağzından ise istemsizce 'çok güzel' nidasını kaçırmıştı. Neyseki Jeongguk bunu duymamış ve programı eksiksiz bir şekilde aktardaktan sonra izin isteyip çıkmıştı odadan. Şükür ki çıkmıştı yoksa Taehyung orada onun üstüne atlayabilir güzel boynunu doya doya koklamak isteyebilirdi. Çünkü Jeongguk koku salgılamasa bile Taehyung kızgınlık hassasiyetiyle onun bayıldığı kokusunu çok yoğun bir şekilde alıyordu.

Liar Omega/taekookNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ