8K 595 179
                                    

" En çok vanilyalı çöreklerden sever Jeongguk." Taehyung bulunduğu küçük fakat sıcacık pastanede Jeongguk için birşeyler seçmeye çalışıyorken, pastanenin yaşlı sahibinin konuşmasıyla kaşlarını çatmış bakışlarını adamın yüzüne çıkarmıştı. Eline geçirdiği şeffaf eldivenle çikolatalı poğaçaları yerine diziyor fakat Taehyung'a bakmıyordu.
"Anlamadım?" Taehyung'un sesini duyan adam ufak bir tebessüm etmiş daha sonra poğaçaları dizdiği tepsiyi diğerlerinin yanına bırakarak alfaya dönmüştü. "Jeongguk en çok vanilyalı olanlardan sever diyorum. Gerçi pek ayırt etmez ama vanilyalı yerkenki suratı görülmeye değer." Taehyung omega hakkında bilgi veren adama karşı yerinde dikleşti. Dün gerçekten ikisi için de çok zor bir gün olsa da Taehyung büsbütün yıkılmıştı. Öğrendiği gerçekleri ve boşa harcadığı ayları düşündükçe kendini suçluyor, Jeongguk'a ve bebeğine yaptığı haksızlık kalbini sızım sızım sızlatıyordu.

"Onu tanıyor musunuz?" diye bir soru yöneltti yaşlı adama. "Tanıyorum elbette. Bir süre yanımda çalıştı Jeongguk, ayrılalı henüz yarım ay oluyor." Taehyung Jeongguk'un çalışmak zorunda olmasına karşın dudaklarını birbirine bastırdı. Kim bilir nasıl da zorlanmıştı güzeller güzeli. Nalet olsun ki hepsi kendi suçuydu. O sırada kabanının cebinde titreyen telefonu yeniden sessize aldı. Jimin dünden beri 22 kez aramış, onlarca mesaj atmıştı fakat bakacak hali yoktu Taehyung'un. Uzun bir süre de toparlanabileceğini sanmıyordu. "Merak etme çok yormadım onu." Taehyung anlamaz bir şekilde baktığında devam etti adam. "Gözlerindeki endişeyi görebiliyorum evlat." Taehyung kaçamak bir şekilde baş salladığında yaşlı adamın onu nereden tanıdığını az çok anlamıştı. "O zaman vanilyalı olanlardan 5 tane koyar mısınız? Birde şu çikolatalı pastadan alayım." Adam başını sallayıp alfanın söylediklerini hazırlarken tekrar konuşmaya başlamıştı. "Seni nereden tanıdığımı merak ediyor olmalısın." Taehyung kabanının cebinden cüzadanını çıkartırken "haliyle" diye mırıldandı. Yorgunluğu sesinden okunuyordu. Dün banyoda geçirdikleri o duygusal anlardan sonra ilk toparlanan Jeongguk olmuş gözlerini silerek banyodan çıkmaları gerektiğini belli etmişti. Taehyung onun konuşmamasına şaşırmadı öyle bir beklentisi de yoktu zaten, omega onu kovmuyordu ya bu alfaya yeterde artardı. Çıplak omega üşümesin diye Taehyung'da kendini toparlamış, omegadan önce davranarak sıcaklığını kontrol ettiği suyla bedenindeki köpükleri arıtmıştı. Bunları yaparken Jeongguk'un çıplak tenine fazla temas etmemeye özen göstermiş, kişisel alanına daha fazla saygısızlık etmemeye çalışmıştı.

Tenini arındırdıktan sonra kapı arkasında duran bebe mavisi bornozu omegaya uzatmış kayıp düşmesin diye de elini uzatmıştı fakat Jeongguk o eli tutmadı. Taehyung'un kendisine istekle bakan gözlerine karşı bakışlarını kaçırdı ve çıplak bedenini bornozuyla kapattı. Hak veriyordu Taehyung. Jeongguk'a yerden göğe kadar hak veriyor, bu kadarına izin verdiği için minnet duyuyordu omegaya. Jeongguk yavaş adımlarla Taehyung'un yanından geçerek odasına girmişti. Banyoda ne kadar durdukları hakkında fikri yoktu fakat kararan hava hatrı sayılır bir vakittir orada olduklarını gösteriyordu. Ayrıca kar tıpkı hastaneden çıktıkları gibi şiddetli bir biçimde yağmaya başlamıştı. Üstü başı sırılsıklam olan alfa bu havada nasıl gidecekti ki? Jeongguk bu düşünceyle dudaklarını birbirine bastırdı. Gönlü el vermiyordu işte. Taehyung'un böyle bir havada ıslak kıyafetlerle gitmesine gönlü el vermiyordu. O yüzden kendisi için çıkardığı temiz pijamalarının yanına Taehyung için de birşeyler ekleyerek banyodan çıkan alfaya bakmadan elindekileri ona uzattı. Taehyung gözleri zemini izleyen omeganın elindeki temiz kıyafetlere alırken "teşekkür ederim, Jeongguk." dedi kısık sesle. Omega ise yine hiçbir şey demeden üzerini giyinmek üzere banyoya geri girmişti.

Liar Omega/taekookWhere stories live. Discover now