18.bölüm-Böyle bitmesin-

54 11 6
                                    

Umarım beğenirsiniz, daha fazla sizi oyalamayayım hepinize iyi okumalar dilerim.🔏🖤

*Bir anda Açelya'ya bağlı olan cihazlar çığlık koparırcasına ötmeye başladı, Açelya tir tir titremeye başladı hayır lütfen şimdi değil Allah kahretsin yoksa ölüyor mu?..*

Tolga'nın ağzından:

Hepimiz bir anda ayaklandık Bulut koşarak odadan çıkıp. yardım çağırmaya gitti, Burak ile ben ne yapacağımızı bilemediğimiz için donup kalmıştık, tam o sırada Aras amca içeriye girdi ardından Bulut'ta girdi Aras amca Açelya'ya bağlı olan makinelere eğilip yanındaki hemşirelere bir şeyler söyledikten sonra yanındaki hemşire koşar adımlarla dışarıya çıktı. Aras amca çocuklar yardım edin de tutalım dedi üçümüzde Açelya'yı tuttuğumuz da Aras amca bize dönüp uyanmaya çalışıyor ve büyük ihtimalle de kabus görüyor şimdi Açelya'yı uyandırmak için bir ilaç istedim, Aras amca sözünün bitirir bitirmez az önceki hemşire içeriye girip Açelya'nın koluna bağlı olan seruma elindeki şırıngayla ilacı enjekte etti.

Hemşire ilacı enjekte ettikten sonra Açelya bir şeyler mırıldanmaya başladı, ben hemen baş ucunda olduğum için Açelya'nın ne sayıkladığı anlaşılıyordu sanki, galiba "ben bir canlıya kıyamam ki ,Umut ben katil değilim diye sayıklıyordu yani kelimelerinden seçebildiğim kadar.

Açelya'nın ağzından;

Karanlık yerini, o bodrum katındaki Umut'un sinir dolu gözlerdeki ışığa bıraktı, yine aynı bağırışlar anlatmaya çalışıyorum "artık inan diyorum inan ben değilim katil' ama anlatsam da bağırışları son bulmuyor, yine üzerime yürüyordu 3 adım sonra düşeceğim biliyorum fakat bu sefer arkamda merdivenin basamakları değil uçurum vardı Bulut durduramıyordu Umut'u son iki adım yapma dedim, son bir adım "inan bana dedim ve son adım arkama baktığımda çok yakındım ve vazgeçtim çabalamaktan inanma dedim gür sesimle ama ben yapmadım çünkü ben bir canlının kılına zarar veremem ama sen şimdi katil olacaksın!" anlamadığım bir şekilde gülmeye başladı ve "o zaman elveda Açelya" dedi üzerime bir adım daha atarak ve son adım düşecektim düşüyor muydum? şuan düşüyorsam bile elimde bir el hissettim sanki, onu da mı? kendimle birlikte aşağıya çekiyordum...

Bir anda gözlerimi açmamla yatakta doğrulmam bir oldu elimdeki his gitmemişti hala, elime baktığımda Tolga'nın elimi tuttuğunu gördüm ben ellerimize baktığımda Tolga elini çekti ve konuşmaya başladı "Şey sen öyle titremeye başlayınca yani sen uyanmadan önce rüya gördün.." sözünü bitirmesini beklemeden "teşekkür ederim" dedim gözlerini içine bakarak "Neden?" diye sordu "Elimden tuttun çünkü, düşmeme izin vermedin dedim" ne demeye çalıştığımı anlayamasa da "yani nedenini anlayamadım ama rica ederim." dedi en naif sesiyle bana genellikle bağırdıkları için alışkın değildim bu ses tonlarına.

Bulut ayak ucuma oturup "iyi misin?" dedi gözleri kızarmıştı ağlamış mıydı? İyi de neden? Bulut hepsinden farklıydı daha duygusaldı daha merhametliydi öyle ki inanın gözleri bile merhametli bakıyordu, gülüşü sıcaktı şu dünyadaki en iyi dost olabilirdi, isterdim Bulut gibi bir dostum olsun ama şu saatten sonra imkansız gibi gözüküyordu.

Bulut hafifçe omzuma dokunarak "Açelya iyi misin bak eğer kendini iyi hissetmiyorsan söyle bize bak bu doktor benim babam güvenebilirsin ona." dedi eliyle yanımızdaki doktoru göstererek.

Gösterdiği doktora baktığımda gerçekten benziyordu babasına Bulut, başımı tekrar Bulut çevirip "iyiyim merak ettiğin için teşekkür ederim." dedim Bulut'un bana baktığı gibi ona bakmaya çalıştım "sen iyi misin gözlerinin kızarmış yoksa size de bir şey mi yaptı o manyak herif?", bir Burak'a bir Tolga'ya bakıp sonra tekrar Bulut'a baktım Bulut gözlerindeki sakinliği kaybetmeden "hiç birimize bir şey yapmadı ben biraz sulu göz olduğum için ufacık minicik ama bak gerçekten minicik ağlamış olabilir ama çok toz var ya havada ondan yani." 

Burak araya girip "tabi canım, yenge bak ben sensiz baş edemem ben bu sincapla, diyerek ben ağlıyordum çünkü pardon havada toz vardı dimi." dedi Burak alaycı sesiyle, Bulut Burak'a dönüp "evet ne var olmaz mı?" Burak cevap verecekken Bulut'un babası araya girip "ucuz atlatmışsın kızım şuan gayet iyisin zehri tamamen vücuduna enjekte edilmemiş bu yüzden korkulacak bir şey yok kendini iyi hissediyorsan evine gidebilirsin." Doktora dönüp "gayet iyi hissediyorum" dedim.

"O zaman taburcu edebiliriz seni bol bol dinlen zehir ne kadar az olsa da vücuduna girdi dediğimi dinlemende fayda var" dedi hafif tebessüm ederek ,başımla onayladım Tolga araya girerek "her şey için çok teşekkürler Aras amca." Dedi, Doktor yani Aras amca mı demeliyim? bilmiyorum ama bende teşekkür ettikten sonra odadan dışarıya çıktı ardından Tolga bana bakıp yatağın kenarına oturdu Bulut ile sırt sırta duruyorlardı Tolga bana bakarak Seni bu işe daha fazla bulaştıramayız şimdi evine bırakıyoruz seni ve yaşadığın her şeyi unutacaksın tamam mı? bu iş senin için daha tehlikeli" "ama!" dememe izin vermeden "Aması falan yok canından oluyordun Açelya sana bir şey olsaydı annene nasıl hesap verecektik daha fazla bulaşmayacaksın bu pisliğe." Bulut baktım bir şey demesi için ama o da "Tolga haklı Açelya bana hiç öyle bakma" ardından Burak'a baktım başını sallayarak "Haklılar Açelya!" üçünün de gözlerinin içine bakarak "yani şimdi benim için bitti mi bu oyun?" Dedim Bulut omuzlarını aşağıya doğru salıp "birlikte oynadığımız sadece ilk oyundu bu eminim ki yine bir oyunda beraber olacağız, ama şimdilik senin oyundan çıkman lazım" dedi,her ne kadar sevinsem de böyle bitmesini istemezdim....

                                                                           -Bölüm sonu-

nasıl buldunuz bölümü yorumlarınızı mutlaka bekliyorum, beğendiyseniz oy atarsanız çok sevinirim🖤

Sizce Açelya'ya gerçekten vedamı ediyoruz?

Bulut'un davranışları fazla iyimi sizce, bir şey biliyor olabilir mi?


Suç MahalliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin